100.Yılında Başkumandan Meydan Muharebesi

Fırat Köse 30 Ağustos 1922 Türk Tarihi ve Dünya Harp Tarihi açısından önemli dönüm noktalarından biridir. Bu anlamlı zaferin 100.yılını kutlamanın verdiği haklı gurur yanında zaferin ne şartlarda kazanıldığı da başta genç nesiller olmak üzere hatırlanmalı ve hissedilmelidir. 1918 Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası ebedi Türk yurdu Anadolu'nun haksızca işgali karşısında Türk milleti, tüm engellemelere, ihanetlere, imkansızlıklara, yokluklara aldırış etmemiş, tam her şey bitti denilen onca anda yeniden Türk bitti demeden bitmez! diyebilmiştir. Sakarya zaferi sonrası ordumuz çok büyük askeri eksiklikler yaşamıştır. İçeride ve dışarıda başta Mustafa Kemal olmak üzere hükümet ciddi eleştirilere, baskılara şahit olmuş, ordunun ihtiyaçları olağanüstü gayretlerle ve çalışmalarla Yunan ordusunu dengeleyici hale getirilmeye çalışılmıştır. Konu ile ilgili detaylı olarak hazırlanan eserler incelendiğinde durumun ciddiyeti daha iyi anlaşılacaktır. Sakarya Savaşı (23 Ağustos 1921 – 13 Eylül 1921) sonrası bir yıla yakın bir süre yapılan hazırlıklar tamamlandığında 26 Ağustos 1922 tarihinde Afyonkarahisar'a bağlı Büyük Kalecik kasabası sınırları içinde ve 1.874 rakımlı bir tepe olan, Afyonkarahisar'a 20 km uzaklıkta Kocatepe den sabah saat 5.30'da topçu ateşimizle taarruz başlamıştır. Mustafa Kemal’in ifadesiyle: "Efendiler, 26/27 Ağustos günlerinde, yani iki gün içinde, düşmanın Karahisar'ın güneyinde 50 ve doğusunda 20, 30 kilometre uzunluğundaki müstahkem cephelerini düşürdük. Yenilen düşman ordusunun bütün kuvvetlerini, 30 Ağustosa kadar Aslıhanlar yöresinde kuşattık. 30 Ağustosta yaptığımız savaş sonunda (buna Başkomutan Muharebesi adı verilmiştir), düşmanın ana kuvvetlerini yok ettik ve esir aldık. Düşman ordusunun Başkomutanlığını yapan General Trikopis de esirler arasına girdi. 9 Eylül 1922'de ordularımız, İzmir rıhtımında ilk verdiğim hedefe, Akdeniz'e ulaşmış bulunuyorlardı. Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekât Türk ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir eserdir." Bu büyük başarı ebediyete akıp giden her on yılda ilerleyerek 100.yılını doldururken Türk milleti olarak milli ruhun ne olduğunu, sayısız sorun arasından, yokluklar ve imkansızlıklar arasından bir toplumun kenetlenirse neleri başarabileceğini hatırlamak ve hatırlatmak görevini bizlere yüklemektedir.     Mustafa Kemal’in her sözünde altını çizerek ifade ettiği milli ruh, zaferin formülünü insanlığa gösteren işaretlerin başında gelmektedir. Zaferin askeri boyutuna bakılınca: Büyük Taarruz, yaklaşık 200 yıldan beri Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanan ilk taarruz muharebesidir. Çanakkale ve Sakarya'da Türk zaferi, düşmanı durdurmakla sınırlı kalmıştır. Oysa Başkumandan Meydan Muharebesi'nde Yunan ordusu mağlup oldu ve uzun süre toparlanamayacak şekilde imha edilmiş, yaklaşık 150.000 kilometrekare alan 14 gün gibi kısa bir sürede ele geçirilmiştir. Yine, Mustafa Kemal’in ifadesine göre: "Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklâl düşüncesinin ölümsüz bir âbidesidir. Bu eseri yaratan bir milletin evlâdı, bir ordunun başkomutanı olduğumdan, mutluluk ve bahtiyarlığım sonsuzdur." Zaferin kutlanışına gelince, 30 Ağustos 1922 tarihinden bir sonraki yıl yani 1923 cumhuriyet tarihinin en önemli yılı olduğundan dolayı ard arda yapılan yenilikler zaferin devlet töreni şeklinde kutlanmasını 1924 yılına erteletmiştir. Mustafa Kemal, Başkumandan Meydan Muharebesi’ni sevk ve idare ettiği Zafertepe’de 30 Ağustos 1924 tarihinde yapılan devlet töreninde Büyük Zafer'in önemini şu şekilde ifade etmiştir. "... Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk Devleti'nin, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri burada atıldı. Ebedî hayatı burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçuşan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedî muhafızlarıdır..." Bu zafer ile ilgili yazılacak, ifade edilecek sayısız cümle arasından seçtiğim bu cümleler özetle şu şekilde sonlandırılır: 100.Yılında Başkomutan Meydan Muharebesi Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin Temellerinin atıldığı, Milli ruhun vücut bulduğu zafer belgesidir. Kutlu olsun…
Benzer Videolar