15 Temmuz hikâyemiz ve samimiyet
Rifat Sait
24.Dönem İzmir milletvekili
Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BASAM) Başkanı
rifatsait@gmail.com Twitter : @saitrifat
Tam bir yıl ve 1 gün önce, darbe girişiminin bir gün öncesi 14 Temmuz 2016 tarihinde rahmetli Erol Olçak ile öğle saatlerinde İstanbul’daki ofisinde görüşmek üzere randevulaştık. Eşim Sevilay hanımla birlikte ziyaretine gittiğimizde bizi bekliyordu. Gazetemiz, Balkanlar ve Ak Parti’deki bazı çalışmalar üzerine görüştük. Haftaya İzmir tarafına geliyorum, orada daha detaylı görüşürüz, dedi. Çaylarımızı içtik. Kalktık. Ertesi akşam şehit olacağını tahmin edemezdik. Haftaya İzmir’de değil inşallah Cennet’te görüşürüz. Rahmetli Erol Olçak ve oğlu Abdullah Tayyip’e Allah’tan rahmet diliyorum.
Darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz gecesi İstanbul’dan İzmir’e kara yolu ile geliyorduk. Şehitler köprüsünden geçerken oradaki askerler bizde soru işareti doğurmuştu ama ne yalan söyleyeyim, darbe aklımıza bile gelmedi. Pendik tarafında olayı duyduk. Geri dönmeye kalktık, baktım ki kalabalık bir grup koşarak bizim tarafa geliyor. Hatta trafiğin ters yönünden araçlar geliyorlar. Hemen onların arkasında bir askeri araç. Kenarı çekildik ve bir müddet bekledik. Telefonlar susmuyordu. İzmir’den arkadaşlar, ne yapmamız gerekiyor diye soruyorlardı. Sakin olmalarını ve bir araya gelmelerini rica ettik. Açıkçası moralimiz bozulmuştu. Arabada eşim, büyük kızım ve bir arkadaşımızla ne yapmamız gerekir diye düşündük. O sırada üzerimizden çok yakından geçen F-16 ‘nın çıkardığı yüksek ses kızımın çığlık atmasına neden oldu. Korkunçtu. Pendik taraflarında bir dostumuzun evine gidip eşimi ve kızımı oraya bıraktım. Tam o sırada Cumhurbaşkanımızın CNN’deki hava meydanına gelin çağrısı bizi öyle sevindirdi ki. Adeta tekrar hayata geldik gibi olmuştuk. Zira öncesinde gelen haberler çok korkunç ve moral bozucuydu. İstanbul Anadolu yakasındaki bazı arkadaşlarımız yanımıza geldiler. Baktım tepeden tırnağa silahlanmışlar. İstanbul Atatürk havalimanına, Sayın Cumhurbaşkanımızın yanına gitmek için yola çıktık. Acıbadem Telekom’un önünde barikat kuran tankın üzerinden üzerimize açılan ateş ile durmak zorunda kaldık. Açılan o ateşte isabet alıp şehit olmak ya da gazi olmak ta vardı. Allah’ın takdiri. O gece orada Sayın Başbakanımızın yakını Acıbadem muhtarı Sayın Sertbaş’ı şehit verdik. Allah rahmet eylesin. İşte bizim 15 Temmuz hikâyemiz.
Bugün yurt çapında hatta Balkanlarda ve Kuzey Kıbrıs’ta 15 Temmuz anma etkinlikleri olacak. Biz de inşallah İzmir Konak meydanında olacağız. Başkanlığını Sevgili Osman Böyük kardeşimizin yaptığı ve benim de Onursal Başkanı olduğum kısa adı TUSAYED olan Sağlık Turizm Derneği olarak Konak meydanında bu akşam ve yarın akşam inşallah şehitlerimiz için lokma dağıtacağız. Aynı zamanda bugünkü Balkan Günlüğü gazetesi 15 Temmuz özel sayısı Konak meydanında ücretsiz dağıtılacak. Benim bugün her keslerden önemli bir ricam olacak. 15 Temmuz bir düğün ya da eğlence günü değildir. Şarkı söylemek ya da halay çakmak uygun olmaz. Dün itibariyle kaybettiğimiz bir kardeşimiz ile birlikte 15 Temmuz şehitlerimizin sayısı maalesef 250 olmuştur. Yüzlerce yaralı gazimiz var. Türkiye çok önemli bir virajdan geçmiş ve Allah’ıma şükürler olsun ki bu alçak Feto darbe girişiminden ülkemiz birliğini güçlendirerek çıkmıştır. Bu akşam herkesi bu bilinç içerisinde hüzünlü bir anma etkinliğine davet ediyorum. Ülkemiz ve şehitlerimiz için bu akşam bol bol dua edelim. Lütfen şov yapmayalım, samimi olalım. Allah bu güzel ülkemizi bütün kötülüklerden korusun. İnşallah 15 Temmuz’u asla unutmayacağız ve unutturmayacağız. Allah devletimize ve milletimize güç versin. Birlik olalım, samimiyetle 15 Temmuzu anmaya çalışalım. Allaha emanet olun.