2010 yılı başlarken Yunanistan ve Batı Trakya Türk Azınlığı

20 2024 - 08:11
Balkan Günlüğü gazetesi SR Basın Yayın Ltd. Şti’ine ait olup, Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Basın İlan kurumuna kayıtlı bir gazetedir. Anadolu Ajansı’nın abonesi olan gazetemizin Balkan Haber Ajansı (BHA) isminde bir ajansı vardır.23 Aralık 2007 yılında yayın hayatına başlayan Balkan Günlüğü gazetesi, hedef kitlesi ve konsepti itibariyle Türkiye’de ilk gazetedir. Hedef okuyucu kitlesi, İzmir’deki 1,5 Milyon Türkiye genelindeki 17 Milyon civarındaki Balkan-Rumeli göçmeni yurttaşıdır. Ulusal ve Uluslararası yayın yapan gazetemizin düzenli haftalık basım adeti; 20 bin’dir.Gazetemiz,Türkiye’de 52 şehir,yurt dışında 12 ülkede ( Yunanistan,Bulgaristan,Makedonya,Kosova,Arnavutluk,Bosna-Hersek, Romanya,Hırvatistan,Sırbistan, Karadağ,Moldova,Slovenya ) okuyucusu ile buluşmakta.

2010 yılı başlarken Yunanistan ve Batı Trakya Türk Azınlığı

(Last Updated On: 11/01/2010)

Değerli Hemşerilerim,

Tüm Batı Trakya Türklerinin 2010 yılını tekrar kutlar, herkese sağlık, mutluluk, huzur ve başarı dolu bir yıl dilerim. Henüz yeni yılın ilk günlerini yaşıyorken 2010 yılının tüm insanlık için savaşların, acıların ve felaketlerin geride kaldığı sevgi ve barış dolu bir yıl olmasını umut ediyorum.

Değerli Batı Trakya Türkleri,

Fener Rum Patriği Bartholomeos’un Amerikan CBS televizyonuna verdiği mülakatı izleyen dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nin karşılıklılık değil ancak eş zamanlılık temelinde Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunlarını yeniden gündeme taşıması biz Batı Trakya Türkleri için umut verici gelişmelerdir. Önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kriter dergisine verdiği röportajda Ruhban Okulu’nun açılması ile ilgili soruya yanıt olarak Batı Trakya Türk Azınlığı’nı gündeme getirmesi ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün CNN Türk televizyonunda “Tecrübe Konuşuyor” programında Heybeliada Ruhban Okulu ile ilgili soruya yanıt olarak Yunanistan’da yaşayan Türk Azınlık’ın sorunlarını dile getirmesi önemli gelişmelerdir. Yunanistan’da yaşayan Batı Trakya Türk Azınlığı ile İstanbul’da yaşayan Ortodoks Rum Azınlık kaderleri Lozan Anlaşması ile belirlenmiş iki azınlıktır. Lozan Anlaşması’na göre Batı Trakya Türk Azınlığı ile Ortodoks Rum Azınlık eğitim ve dini alanda özerk bir yapıya sahiptir. Türkiye’de Ortodoks Rum Azınlık, Ekümenik Patrikhane sorunu dolayısı ile uluslar arası alanda kamuoyunda sıklıkla gündeme gelirken Yunanistan’da yaşayan Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunları ancak son yıllarda uluslararası zeminde yer almaya başlamıştır. Yunanistan’ın Batı Trakya Türk Azınlığı’nı ülkesi için bir tehdit unsuru olarak kabul eden bu nedenle yok sayan yaklaşımına karşılık Türkiye’de Ortodoks Rum Azınlık, Ortodoks Kilisesi’nin elinde bulundurduğu dini güç dolayısı ile dünya gündeminde yerini korumaya devam etmektedir. Fener Rum Patriği Bartholomeos’un Ortodoks dine mensup ülke temsilcileri ile görüşmeler gerçekleştirmektedir. Son olarak 8 Ocak 2010 tarihinde Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westervelle,  Bartholomeous’u Fener Rum Patrikhanesi’nde ziyaret ederek kendisi ile görüşme gerçekleştirmiştir.

Değerli Batı Trakya Türkleri,

Yunanistan, Batı Trakya Türk Azınlığı ile ilgili sorunları ülkesinin vatandaşları ile ilgili bir konuyu hiçbir yabancı hükümet ile görüşmeyeceğini çünkü bunun bir iç mesele olduğunu her fırsatta dile getirmektedir. Buna karşılık Heybeliada Ruhban Okulu sorununun Türkiye’nin Avrupa Birliği ilişkilerinin önünde önemli bir engel olduğunu söyleyen Yunanistan, böylelikle sorunu uluslararasılaştırmaktadır. Böylelikle Yunanistan, Türkiye ile iyi komşuluk ilişkileri yürütmekle birlikte iki ülke arasında soruna neden olan konuları uluslar arası zemine taşıyarak uluslararası kamuoyu oluşturmaktadır. Buna karşılık Yunanistan, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın etnik Türk kimliğinin tanınması ile ilgili olarak Lozan Barış Anlaşması’na atıfta bulunarak Yunanistan’da yaşayan azınlığın Türk değil Müslüman azınlık olduğunu belirtmektedir. Yine Yunanistan’ın Rodos ve İstanköy adalarında yaşayan Türk azınlığın sorunları dile getirildiğinde Yunanistan, Rodos ve İstanköy Türklerinin Lozan Barış Anlaşması ile statüsü ve hakları garanti altına alınan grup dâhilinde olmadığını belirtmektedir.

Yunanistan, Batı Trakya Türk Azınlığı üyesi kişileri Türk asıllı Yunan vatandaşları olup anavatanlarının Türkiye olduğu gerçeğini artık kabul etmelidir. Türkiye ve Yunanistan’da yaşayan iki azınlık vatandaşı oldukları ülkelerde vatandaş haklarına ek olarak azınlık haklarının tam olarak garanti altına alındığı, korunduğu ve teşvik edildiği bir yaşam sürdürmelidir. Bu yönde devleti temsil eden hükümetler açıkça irada beyan etmeli ve buna uygun hareket etmelidir. Anavatan Türkiye’de Hükümet ilk adımı atarak Azınlık temsilcileri ile sürekli bir diyalog süreci oluşturmayı başarmıştır. Ancak Cumhurbaşkanı Gül’ün “Tecrübe Konuşuyor” isimli programda Heybeliada Ruhban Okulu ile ilgili soruya cevap olarak yaptığı açıklamayı yeniden hatırlatmak isterim:  “Sizin çok yakınınızda, başka bir ülkede kalan azınlığınız, onların temel hak ve hürriyetleri kayıt altına alınmış olmasına rağmen ve AB’ye tam üye olmalarına rağmen, eğer orada çok büyük sorunlar söz konusu olursa o zaman siz yapmayı çok arzu ettiğiniz şeyi yapamaz duruma gelebiliyorsunuz”.  Gül’ün açıklamasını dikkatle okuma gerekirse Türkiye, Yunanistan’dan azınlık hakları konusunda somut bir adım atmasını bekliyor. Biz Batı Trakya Türkleri ülkemiz Yunanistan’ın Türk Azınlık’ı ile sürekli ve kalıcı bir diyalog süreci oluşturarak sorunların çözümü için gerçek anlamda çaba göstermesini istiyoruz. Dileğimiz 2010 yılında Hükümet’in Yunanistan ekonomisini batmaktan kurtarma çalışmalarının yanında ciddi bir reform süreci ile birlikte azınlık hakları konusunda sorunların çözümü için çalışmaya başlamasıdır. Bunun için Yunanistan, Batı Trakya Türk Azınlığı temsilcileri ile Azınlık’ın anavatanı olan Türkiye ile görüşmelere ivedilikle başlamalıdır.

Halit Habipoğlu

ABTTF Başkanı

 

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.