9 EYLÜL.. İZMİR..

Yine bir 9 Eylül… Radyo ve televizyonlarda sunucunun “9 Eylül 1922’de İzmir’i Yunan işgalinden temizledik… Yunanlıları denize döktük…”  gibi benzeri cümleleri kurduğunda bizler evdeysek, belki içeceğimizi yudumluyor, yemek sofrasında veya şen kahkahalarımızın arasında duyuyor olacağız… Şuan çocuklarımızın okula gideceği sevinciyle okul alış verişi yapıyorsak… Üniversiteyi kazanmış olmanın keyfiyle kaydımızı yaptırmış ve üniversitenin açılışını dört gözle bekliyorsak… Tatilde kim bilir yurdumuzun hangi tatil beldesinde tatilimizi yapmış ve ailemizle mutlu huzurlu evimize dönüş yolundaysak… En önemlisi güzel vatanımızda özgürce yaşıyorsak.. 9 Eylül 1922 de Gazi Mustafa Kemal önderliğinde topyekün, lazı, çerkezi, kürdü v.s ile mücadele eden şehit olan, gazi olan atalarımızın sayesinde değil midir?... Anasını, babasını, eşini, nişanlısını, evladını, sevdiklerini geride bırakıp bu vatanı bize canları pahasına emanet eden ecdadımızı hatırlıyor muyuz desem? Ya da demesem mi? İLK HEDEF AKDENİZ Değerli Balkan Günlüğü okuyucuları, dilerseniz bugün ile ilgili hatırlatmada bulunayım… Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’nı yenik kapamasıyla birlikte 30 Ekim 1918’de imzaladığı Mondros Mütareke namesi Anadolu’yu emperyalist devletlerin işgaline açık bir alan haline getirdi. I. Dünya Savaşı’nda emperyalistler arasında yapılan gizli anlaşmalarda aslında İzmir ve çevresi İtalya’ya bırakılmıştı. Ancak savaş sonrasında İngiltere Ortadoğu’daki petrol bölgelerini İngiliz çıkarları doğrultusunda koruyacak bir taşeron güç arıyordu. Bunun için Yunanistan biçilmiş kaftandı. Bu gelişmelerle birlikte İtilaf Devletleri 19 Ocak 1919’da toplanan Paris Barış Konferansı’nda Yunanistan’ın İzmir ve çevresini işgal etmesi kararlaştırdı. 15 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunan Ordusu tarafından işgal edilmesi tüm Anadolu’da milli bilinci harekete geçirdi. 15 Mayıs 1919’da Gazeteci Hasan Tahsin’in Yunan ordusuna karşı sıktığı ilk kurşun; üç yıl dört ay sürecek Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın da ilk kıvılcımı oldu. Türk ulusu Mustafa Kemal Paşa önderliğinde 20. yüzyılda emperyalizme karşı ilk ulusal bağımsızlık hareketini bu gelişmeler ışığında gerçekleştirdi. 1 Eylül 1922 Mustafa Kemal  tarihi emrini verdi: "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir ileri!.." Bağımsızlık ateşi ile yanan Türk Birlikleri bir an önce İzmir’e girmek için yıldırım gibi ileri atıldılar. Yunan ordusu silahını cephanesini ve malzemesini terk ederek kaçıyor kaçarken de her yeri yakıp yıkıyordu. Binlerce ölü veren Yunanlıların toparlanmaları olanaksızdı. Tek hedefleri İzmir'e ulaşarak gemilerle kaçmaktı. Türk birlikleri 1 Eylül'de Uşak ve Kütahya'ya ertesi günde Eskişehir'e girdiler. Batı Anadolu kentleri birbiri ardına geri alınıyordu. 4 Eylül'de Alaşehir Buldan Kula Söğüt 5 Eylül'de Bilecik Bozöyük Simav Demirci Ödemiş Salihli; 6 Eylül'de Akhisar Balıkesir 7 Eylül'de Aydın 8 Eylül'de Kemalpaşa ve Manisa'ya Türk ordusu giriyordu. Türk ordusunun üstün başarısı karşısında Yunanistan 2 Eylül'de İngiltere'ye başvurarak Yunan ordusunun Küçük Asya'yı boşaltması için ateşkes sağlanmasını istedi. Lloyd George ve Lord Curzon ise Türklerin İzmir yakınlarında durdurulabilmeleri halinde daha iyi bir barış sağlanabileceği önerisinde bulundular. Türk ordusu İzmir önlerindeydi artık. ''3 yıl 3 ay 25 gün'' süren savaş sona eriyordu. İzmir'de ulusal isyanın ilk kurşununu sıkarak işgalci Yunan Efzun Alayı'nın bayraktarını Karataş'ta yere indiren gazeteci Hasan Tahsin'in başlattığı mücadele yine aynı kentte noktalanıyordu. 9 Eylül 1922 saat 11.00; Türk Süvarisi İzmir'e girmiş ve Konak'ı zapt etmiştir. Teğmen Ali Rıza ve bir erle hükümet konağının merdivenlerini yıldırım hızıyla adımlayan Binbaşı Şerafettin Bey ikinci kattaki balkonda duran Yunan Bayrağı'nı indiriyor yerine Türk Bayrağı'nı çekiyordu. MUSTAFA KEMAL ŞEHRE GİRİYOR Atatürk 10 Eylül 1922'de İzmir'e girdi. Yer yer çatışmalar sürmekteydi. 3 bin kişilik Yunan kuvveti esir alınmıştı. Türk ordusu 4-5 ayda parçalanamaz denen Yunan cephesini birkaç günde yerle bir etti. 15 günde 600 kilometre yol aldı ve 150 bin kişilik düşman ordusunu yok etti. Atatürk'ün 1 Eylül'de Dumlupınar'da verdiği ''Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir ileri'' emri 9 Eylül 1922'de İzmir'de noktalanırken yalnızca Türkiye için değil dünyanın bütün ezilen ulusları için yeni bir çığır açılıyordu. Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nın nihai hedefini İzmir’in düşman işgalinden kurtulması olarak belirledi. İzmir; işgaliyle birlikte modern Türk ulus- devletinin kuruluşunun temel harcı oldu. 26 Ağustos 1922’de TBMM’nin Başkomutanı Mustafa Kemal önderliğinde giriştiği Büyük Taarruz sonucunda 9 Eylül 1922’de yani üç yıl dört ay sonra İzmir, emperyalist işgalden kurtuldu.
Benzer Videolar