DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 3417890-0.18863%
İzmir
20°

HAFİF YAĞMUR

12:55

ÖĞLEYE KALAN SÜRE

190 okunma

Osmanlı Mirası Adalar ve Unutulanlar -2

ABONE OL
03/09/2020 00:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçen haftaki yazımdan devamla, On iki Ada’da bugün yaşananları daha anlamlı kılabilmek için tarihi geçmişine kısaca bir göz atmamız yerinde olacaktır. Geçmişinde yaşananlardan yola çıkarak bugüne ulaşmak olanları anlamamızı ve anlamlandırmamızı kolaylaştıracaktır. Adaların tarihsel sürecine değinmeden evvel adıyla giriş yapalım. Neden on iki ada ismi verilmiş önce ona bir bakalım. Gerçekten on iki tane ada olduğu için mi, yoksa başka bir nedenden dolayı mı bu isim verilmiş? On iki ada, ismini, Osmanlı Devleti’nin gayrimüslim bölgelerde uyguladığı yönetim şeklinden almıştır. 12’li denen bu yönetim sistemine göre her 10 hane birer temsilci çıkarır. Çıkarılan bu temsilcilerde aralarından bölgeyi yönetecek “12 kişilik bir ihtiyar heyeti” seçerdi. İşte böylesi bir idari yönetim şekline sahip olmasından dolayı adalar bu isimle anılır olmuş.

AKDENİZ ADALARI

“On iki Ada” denilen ve Anadolu’nun tabii bir uzantısı sayılan adalar grubunda, isminin çağrıştırdığı gibi 12 adet ada yoktur. Sadece büyük olanları sayarsak 14, irili ufaklı tümünü sayar sakta 20’den fazla ada ve adacık olduğunu görürüz. Bundan önceleri Osmanlılar adaları “Ege Adaları” diye zikretmiş. Sonraları ise “Cezayir-i Bahr-i Sefid (Akdeniz Adaları)” ve “Cezair-i İsna Aşer” diye anar olmuş. Avrupa kaynaklarında ise, söz konusu adalar grubu için önceleri “Güney Sporatlar Adaları” veya “Güney Sporatlar” ifadelerinin kullanıldığı belirtilmekte. Sonrasında ise “On iki Ada” ismi Balkan Savaşı öncesi ilk olarak Yunancaya daha sonra diğer batı dillerine birebir çevrilerek aynen kabul görüp kullanılagelmiştir. Genel olarak On iki Ada ismiyle zikredilen adalar grubundaki her adanın da ayrı ayrı isimleri de var. Ecdat bu adların bazılarını dilimiz hançeresine uydurmuş, bazılarına ise doğrudan Türkçe isimler takmıştır. Rodos ismi aynen kalmış; Kasos, Kaşot olmuş; Karpethos, Kerpe; Aliminya, Limoniye; Simi, Sömbeki; Tilos, İlyaki; Nisiros, İncirli; Mandraki, Yalı; Kos, İstanköy; Astropalya, Koçbaba; Kalimnos, Kilimli; Stampalea, İstanbali; Kharki ise Herke olmuştur. Patmos, Meis, Chalke, Lipsos, Leros adaları ise olduğu gibi söylenmiştir. Sisam ve Sakız adası” On iki Ada” isminin dışında kalan adalar olarak kalmış. On iki Ada, Ege Denizi’nin güney-doğusundaki adaların topluluğudur. Türkiye’ye iki kilometre mesafedeki Sisam ile Rodos adaları arasında yay şeklinde dizilmişlerdir. Derinliği 200 metre olan kara sahanlığı üzerinde bulunmaktalar. Önceden batmış bir kara parçasının su üstündeki kalıntıları olan Adalar, Yunanistan’ın bir parçasıydı. Bunlardan özelliklede Rodos ve İstanköy (Kos) adaları köklü tarihleriyle tarih boyunca ön planda yer almış.

DENİZCİ İTALYAN DEVLETLERİ
Helenistik ve Roma dönemlerinde siyasal ya da coğrafi bir birim oluşturmayan adaların, Osmanlıdan önceki sahipleri, bugünkü Yunanlıların kendilerini varisleri olarak gördükleri Bizanslılar değildi. Osmanlılar adaları denizci İtalyan devletlerinden ( Venedik ve Ceneviz) ve zalim Rodos Şövalyeleri’nden, üstelik dönemin Padişahlarının da bizzat katıldığı çok kanlı mücadeleler sonrası fethettiler. İzleyen yıllarda Osmanlı idaresine geçti adalar. Osmanlı, idaresinde ki, Rodos ve İstanköy dışındaki adalara belirli imtiyazlar tanıdı. Başlangıçta yönetim açısından Midilli Sancakbeyliği’ne bağladı tümünü. Daha sonra “Kaptanpaşa” Eyaleti’ne, 1867’de de “Cezair-i Bahr-i Sefid” Eyaletine bağlandı. Bu yönetsel düzenleme, İtalyan kuvvetlerinin Trablusgarp Savaşı sırasında adaların büyük bölümünü ele geçirmesine (Mayıs 1912) değin sürdü. Milyonlarca insanın öldüğü, sefaletin hüküm sürdüğü ve Osmanlı’nın mirasının gizli antlaşmalarla paylaşıldığı I. Dünya Savaşı sonrasında imzalanan ve milletimizin asla tanımadığı, Milli Mücadele’yi zaferle sonuçlandırması ile uygulanmasına izin vermediği Sevr Antlaşması’yla On iki Ada ve Meis İtalya’ya bırakıldı. Lozan Antlaşması’nda da On iki Ada’nın İtalya da kalmasının kabulüne o günkü iç ve dış sorunlarımız nedeniyle mecbur kalındı. Biz daha o günlerde adalar için gereken mücadeleyi veremedik. Yunanistan ise Lozan’da İtalyanlara terk edilen adalar için bunun nihai son olmadığını vurgulamak suretiyle adaların peşini bırakmadı, mücadelesini sürdürdü. “Megali İdea” sı için var güçleriyle çalıştılar.

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP