Fransa’da 1915 olaylarına dair Ermeni iddialarının reddini suç sayan yasanın iptali için Anayasa Konseyi’ne başvuru yapılması Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’i rahatsız etmiş. Sarkozy’nin bir grup parlamenter ile yaptığı görüşme sırasında, başvurudan dolayı duyduğu rahatsızlığı dile getirerek , “bu girişim bana hizmet etmedi” şeklinde ifade bir ifade kullanarak gerçek niyetini ortaya koymuş. İşte budur medeni Avrupalı’nın karakteri. Gerçi zamanın İngiliz Başbakanı yıllar önce “İngiltere’nin dostları yok, menfaatleri vardır” diyerek bu felsefeyi açıkça dile getirmişti. Her ne kadar kızsak ta adamlar oyunu açık oynuyor ama biz anlamakta zorlanıyoruz galiba. Esas olan onlara hizmet etmektir. O zaman seni severler, sayarlar, yıldızını parlatırlar, sen de anlayamazsın nasıl bu kadar hızla yükseldiğini. Bütün oyun senin üzerine oynanıyor, uyanalım lütfen ey değerli Türk Milleti…
SÜNNİ-Şİİ GERİLİMİ
Ortadoğu’da bitmeyen oyun Suriye üzerine odaklanırken öte yandan Irak’ta Sünni-Şii mezhep çatışmasına dönüştürülmek üzere devam ediyor. ABD’nin çekilmesinden sonra uç vermeye başlayan çatışmanın genişlemesi ihtimali büyüktür. Ayrıca bunun bölgeye yayılması sürpriz sayılmaz. Irak’ta tüm taraflarca toprak bütünlüğü savunulurken alttan alttan Sünni, Şii ve Kürtler arasında husumet kazanları kaynamaya devam ediyordu. Eğer Sünni ve Şiiler arasında son günlerde oluşan gerilim çatışmaya dönerse, bölge ülkelerinde yangına benzin dökmüş gibi etki yapar ve herkesi yakar. Türkiye de Iraklı Sünni liderin yanında yer alarak bu oyunun içine girdi. Gerçi Sn. Başbakan Irak Başbakanı Maliki’ye cevap verirken tarafsız olduğumuzu belirterek, “etnik kökenine, dinine, mezhebine, derisinin rengine bakmaksızın, bölgede akan kanın durmasını, ölümlerin, katliamların artık son bulmasını istiyoruz. Türkiye hiçbir mezhebin karşısında da değildir, arkasında da değildir” demişse de oyunu kurgulayan büyük güç acaba böylemi düşünüyor?
Amerikan medyasında yer alan haberlere göre, Ortadoğu’da artan Sünni–Şii geriliminin yakın zamanda savaşa dönüşebileceğini böyle bir durumda Türkiye’nin İran’a karşı Körfez ülkelerinin yanında yer alacağı iddia ediliyor. Yazılanlara göre, İran, Suriye ve Hizbullah’ın bir tarafta; Türkiye, Katar, Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerinin ise karşı tarafta yer alacağı ileri sürülüyor. Böyle bir yangın Kafkasları da içine alarak Afganistan’a kadar genişler. İran yıllardır kendine müzahir bir zemin oluşturabilmek için bölgede Şii altyapısını kurdu. İran’ın Şiilere desteği karşısında diğer Arap ülkeleri Irak’ta Sünnilere destek oldular ve bu konuda Sünni Kürtlerle de işbirliği yapmaya hazırlar. Bu arada Kuveyt ve Yemen’de Şii muhalefetin sesi yükselmeye başladı. Bir varsayım olarak dile getirilen İsrail tarafından İran’a bir saldırı başlatılması ise söz konusu olamaz. Çünkü tüm İslam aleminin İran’ın yanında yer almasına yol açar. Muhtemel çatışmalar Irak’ta başlayıp Suriye ve Körfez’deki Arap ülkeleri yoluyla İran’a sıçrar. İster istemez bizi de içine alır. Bu çok bilinmeyenli denklemin cevabını ünlü filosof Aristo’nun Büyük İskender’e ilettiği çözüm önerisinde bulabiliriz. Büyük İskender, Aristo’ya bir mektup yazıp sorar:
– Zaptettiğim topraklardaki insanları tahakkümüm altında tutabilmek için neler yapmalıyım?
Aristo, çözüm olarak şu tavsiyede bulunur:
– İnsanların arasına nifak tohumları ekeceksin. Birbirleriyle savaşınca, hakem olarak kendini kabul ettireceksin. Ama anlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın!!!
Allah’ın rahmeti ve bereketinin sizlerle olması dileğiyle…
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
6 gün önceHABERLER
10 gün önce