Uluslararası politikaları 19. yy’da şekillendiren liderlerden biri olan William Ewart Gladstone 1809’da İngiltere de doğdu. Büyük babası Thomas Gladstone şarap ticareti ile meşgul idi ve Leith’e gelip burada yaşamaya karar vermişti. Ayrıca Thomas’ın babası olan John bir mason idi. John bulunduğu yerde etkin bir kişiliğe de sahipti. Oğlu Thomas da etkin ve dindar bir kişiliğe sahip olup kilise işlerinde önde çalışanlardandı. 1742 senesinde Hıristiyanlığı etkileyen yeni bir anlayış ortaya çıkmıştı; Evanjelik inanışı. Bölgeye gelen ve derinden etkiler bırakan Evanjelik inanışından bölgedeki insanlar çok etkilenmişlerdi. Evanjelik inanışı Gladstone ailesinin tüm fertlerini de derinden etkilemişti. Tanrı’nın ruhu olma düşüncesi bu yıllardan tüm Gladstone ailesini etkilemiş ve William Ewart Gladstone bu ruhla büyütülmüştü. William‘ın babası olan John kendi babası gibi iyi bir tüccardı ve Hindistan’daki sömürgelerden gelen malları pazarlayarak ticaret yapıyordu. Bu sayede de çok kısa sürede zengin olmuştu. Fakirlikten kurtulup bir anda zengin olan bu aile daha sonra Avam Kamarası’na da girmiş, John Baron olmuştu. William’ın babası John vefat ettiğinde 600 bin sterlin nakit para ve bir o kadarda taşınmaz mal bırakmıştı. İskoç bir aile olan Gladstone’lar Avam Kamarası’na girmekle aslında İngiliz asillerine yakınlaşmış sınıf atlamış oluyorlardı. William’ın annesi Anne Mackenzie de dönemin inanışı olan Evanjelik inanışına göre yetiştirilmiş çok koyu dindar bir kadındı. Ailede Evanjelik inanışından başka bir inanışa asla yer vermemişlerdi.
TANRIYA TAM BAĞLILIK İLKELERİ
İşte bu ortamda Willam Ewart Gladstone Tanrı’ya tam bağlılık ilkeleriyle yetiştirilmişti. Baba John, Tanrı’ya bağlılığını kiliselere yaptığı maddi yardımlarla gösteriyordu; 12 bin sterlin bir defasında hibe edilmişti. Anne ve John evlendikten sonra çok önemli bir karar vermişler, İskoç kiliselerinden ayrılarak Evanjelik kiliselerine gitmeye başlamışlardı. Bu değişiklik ile çocuklarının Evanjelik öğretilerine göre yetiştirmelere önem verdikleri bir kez daha öne çıkmış oluyordu. Bu yıllar köleliğin revaçta olduğu yıllardı. İş adamlarının birçoğu sömürgelerde köleleri kullanarak ticaret yapıyorlardı. William’ın babası John da bunlardan biri idi. Kölelerin yardımıyla ticaret yapan John, siyasi hayatında da liberallerden ayrılarak köleliği savunan muhafazakâr kanada yakınlaşmış ve tam bir muhafazakâr olmuştu. Ticari çıkarları uğruna köleliği savunuyordu. Bu durum yıllar sonra William içinde geçerli olacak ve muhafazakârlara önemli bir yakınlaşma sağlayacaktı. Babasından öğrendiği ve siyasi çıkarlarla ticari çıkarlar arasındaki uyumu koruma adına, William Ewart Gladstone babadan kalan bir miras olarak çıkarları uğruna kolayca yol ve yön değiştirebilecek karaktere sahip olacaktı; öyle ki bu ikiyüzlü karakter özelliği hayatını etkileyecekti. Başlangıçta muhafazakâr olan William daha sonra tam ters yöne kayacak ve tam bir liberal olma durumuna yükselecektir. 1816 yılında İngiltere de kölelik tartışılmaya başlanmıştı. Evet, kölelik sorununun tartışılmaya başladığı bu yıllar John için sıkıntılı zamanlar olmuştu.
KÖLELİĞE KARŞI ÇIKAN İSYANLAR
Nitekim 1823 yılında köleliğe karşı çıkan isyanlar işleri işi çığırından çıkarmış, John köleliği savunur yazılar kaleme almıştı. Daha sonraları siyasete atılan William da avam kamarasında babasını koruyucu konuşmalar yapmak zorunda kalmıştı. Ancak ileriki dönemlerde karakteri gereği tam ters bir kişiliğe bürünerek liberallerle birleşip kölelik aleyhine söylemlerde bulunmuştu. Liberallerin safına geçmişti. Görüldüğü gibi William Ewart Gladstone iki zıt kutbu bünyesinde barındırmayı başarmış ender şahsiyetlerden(!) biri olarak tarihte yerini almıştır. William’ın çocukluğu döneminde eğitim ve para dönemin en geçer iki akçesiydi. Baba John eğitim alamamıştı. Bunun ezikliğini her daim hissediyordu. Ancak paraya kavuşmuştu. Ciddi miktarda parası ve taşınmazı vardı. Bundan dolayı baba John, çocuklarının eğitim almasını istiyordu. Varını yoğunu çocuklarının okuması için harcamıştı. Büyük oğulları Thomas, Robert ve küçük oğlu William’ı eğitim almaları maksadıyla dönemin en iyi okullarından olan Eton Koleji ne oradan da Oxford Üniversitesi’ne göndermiş, eğitim almalarını sağlamıştı. Büyük kardeş Thomas babasının beklediğini verememiş ve Baba John’un tüm beklentileri küçük oğlu William üzerinde toplanmıştı. William ağabeyinden farklı olarak siyasal yaşamda başarılı olması üzerine yetiştirilmişti. William’ın hem özel hem de siyasal yaşantısını etkileyen en önemli unsur din olmuştur. Eton Koleji’nde okurken Latince ve Yunanca’ya merak sarmış ve ikisini de öğrenmişti. Eton Koleji’ndeki hocalarının da etkisiyle Helen kültürüne hayranlık uyanmış Avrupa medeniyetinin temellerinin bu kültürel değerler olduğuna kendisini inandırmıştı.
Devamı gelecek yazımda
ARAŞTIRMA-İNCELEME
2 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
6 gün önceHABERLER
11 gün önce