Kurultaylar partisi CHP, 34’üncüsünü de gerçekleştirdi. Biten bir kurultay yeni bir kurultayın habercisi demektir. Ancak, halen 34’ün tartışmaları devam ediyor. Son kurultay sonrası yapılan yorumlara bakarak yorum yapmayı tercih ettim. Özellikle ulusal medya değil de yerel medya haber ve yazarlarının yorumlarına bakınca lokal değerlendirmeler daha dikkat çekici geldi. İzmir’i zaten birçok yerde okumuşsunuzdur. Hepsini de içine alabilen ve çoğu benim dışımda görüşlerini ortaya koyanlara ait yazımı okuyunca farklı bir açıdan değerlendirme olduğunu göreceksiniz. Örneğin, CHP’nin Atatürk’ten dolayı önemsediği Sivas ilinin medyası, ‘ Sivas bu kurultayda şansını kaybetti. Dört adayın yarıştığı kurultayda hiçbir isim parti organlarına giremedi’ diyor. Öte yandan Samsun’dan Haluk Koç’ un girmesi tabanın sesi olarak öne çıkarılıyor. Hatta Koç’un İzmir’de yaşayan kuzeni Süheyla Sumru Karaer’in YDK’ya seçilmesini bile Samsun zaferi olarak görülüyor. Bir başka yorumun başlığı; CHP’nin 34’üncü kurultayı kimseyi mutlu etmedi, şeklinde.. Sav’ın adamı Tekin Bingöl’ün sarı listeyi delmesine rağmen Önder Sav için –ekibi bitmiştir- olarak yorumlanıyor. İsim isim değerlendirmeler de ilginç;
TEK ADAM ÇIKTI
Kılıçdaroğlu; Kurultay’dan tek adam olarak çıktı. Çünkü rakipsizdi.
Adnan Keskin; Baykal ve Sav engeli kalmadı.
Metin Feyzioğlu; Dedesinin istifa ettiği partiye yüksek oyla döndü.
İlhan Cihaner; Örgütü şimdiden böldü.
Murat Karayalçın; İsmiyle döndü.
Fikri Sağlar; İsmiyle dönen bir isim daha.
Gürsel Tekin; Medyanın yıldızı umduğunu bulamadı.
Aytun Çıray; Merkez sağdan kabul gören bir isim.
Benzeri isimleri sıralamak mümkün ama ana konumuz bu değil. Sadece örneklemeye ait özetti bu. İktidar kanadından Egemen Bağış’ın kurultay sayısını öne çıkaran bir eleştirisi dışında ciddi bir tepki olmamış. Peki, yeni PM listesi ‘Değişim’ olarak algılanabilir mi? Yorumlar buna da maalesef ‘hayır’ diye cevap veriyor. Yepyeni bir CHP ne demek? 1950’den bu yana tek başına iktidar olamayan ancak, Bülent Ecevit’in sol parti çıkışı ile 1970 yıllarda yeni bir yörüngeye oturttuğu CHP’yi tekrar keşfederek farklı bir lezzet konumlandırma çabaları ile acaba hükümet olunabilir mi? Fakat bu CHP öyle bir parti ki; Ecevit dahil kendisini değiştirmek isteyenleri hep püskürtmüş. Acaba gerçekten parti sola kayacak mı? Cumhuriyet’ten Hikmet Çetinkaya, delegelerin şu mesajı verdiğini ileri sürüyor; ‘ Bırakın kör milliyetçiliği başkaları yapsın, biz sol bir çizgide yürüyelim.’ Öyleyse CHP Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi zamanın ruhunu yakalayabilecek mi? O zaman önümüzdeki günler bu partinin önceliğinin ne olduğu yapılacak çıkışlarla ortaya konulacaktır. İşte o zaman da algıya bakarak bunun toplumda kabul görüp görmediği değerlendirilecek. Örneğin nasıl bir anayasa istediğini açıkça ifade edebilecek mi? Demokratikleşme, dış politika ve ekonomiye ilişkin farklı neler sunabilecek? Yine aynı söylemlerle yol alınacaksa ki; bu listedeki isimlerle Kılıçdaroğlu’nun çok istese de beceremeyeceğini ortaya koyanlar çoğunlukta. Yani değişimin lafta kalacağı, yine CHP’ye bir kurultay yolu görüneceği söyleniyor. Mevcut yapı sadece yerel yönetimlerde kendi ekiplerini aday göstermeyi kazanç olarak görebilirler ama politika üreterek iktidara yürüme bağlamında CHP’de daha çok şeyin değişmesi gerektiği ifade ediliyor. Bekleyip göreceğiz.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
6 gün önceHABERLER
10 gün önce