Geçtiğimiz gün, dostluğumuz çok eskilere dayanan Gürcan Tayfun’ telefonla aradı. Gürcan, benim lise yıllarından beri arkadaşımdır. Anlayacağınız, dostluğumuz kadimlik mertebesinde. Liseyi aynı sınıfta okumuştuk. Buca Lisesi, 6-ED-C sınıfı. Sınıftaki, “Dünyanın yedi harikası” tabir edilenlerden bir tanesi idi. Bu tabir yanılmıyorsam, 43 kişilik sınıfta yedi erkek oluşumuzdan kaynaklanıyordu. 6-ED-C’ yi, 6-ED-C yapan bir diğer önemli özelliği ise sınıflararası futbol müsabakalarında ilk on biri sahaya sürebilmek için kadrosuna her defasında üç-dört kız arkadaşını almak zorunluluğu olan bir sınıf olmasıydı. Yine hafızam beni yanıltmıyorsa galip geldiğimiz maç olduğunu da hatırlamıyorum. Velhasıl değerli okurlar, Gürcan ve diğer saygıdeğer sınıf arkadaşlarım 1981 yılı mezunlarındanız. Hazır yeri gelmişken tüm 6-ED-C’ yi minnet ve şükranlarımla yâd ederken hepsine saygılarımı sunuyorum.
DAVETE İCABET
Konumuza dönecek olursak, Gürcan’dan gelen telefon kadim dostumla görüşmenin bir vesilesi olacağı içinde ayrı bir önem ve değere sahipti. Sevecen, dürüst, vatansever ve saygı değer bir sesin davetine elbette hayır denmezdi. Bende daveti cani gönülden kabul ettim. Vakti saati gelince de icabet ettim. Davetin konusu; Bucamıza yeni kurulan, Şifa Üniversitesi bünyesindeki Şifa Eğitim ve Sağlık Kampüsü’nün Bucalı muhtarlarla tanışması idi. Hastanenin tanınması, tanıtılması ana gaye idi. Kıymetli hazirunla hastane bahçesinde öğle yemeğinde bir araya gelindi. Heyeti temsilen, Gürcan Bey, Buca Muhtarlar Dernek Başkanı Sn. Eşfak Yurdanur ile 25–30 kadar Buca’nın saygıdeğer muhtarları vardı. Hastaneyi temsilen ise İşletme Müdürü Sn. Zafer Dokan oradaydı. Yer; 1998 yılından beri metruk bir vaziyette bulunan Buca Eski Sağlık Meslek lisesinin bulunduğu yerdi. Yıllarca kimsenin dönüp te yüzüne bakmadığı, yalnızlığına terk edilmiş bu alan on yıllığına Şifa Üniversitesine kiralanmış. Asırlık ağaçlarla kaplı, yılan hikâyesine dönen De Jongh Köşkü’nü de içinde barındıran 45 bin metrekare alana sahip hastanede her yer yemyeşil. Adına bir bardak suda fırtınaların koparıldığı köşk ve asırlık ağaçların emin ellerde olduğunu görmekte ziyadesiyle memnun etti. Tüm Bucalılar bu anlamda olabildiğince müsterih olsunlar. Hastane yönetimi öncelikle ciddi bir maliyete katlanarak yalnızlığa terk edilen köşkü tepeden tırnağa restore ediyor. Ömrüne ömür katıyor. Buca her anlamda kazanıyor. Hem kaderine terk edilmiş, metruk vaziyetteki nadide bir eser daha gün yüzüne çıkıyor ve hem de kadirşinas Bucalıların şifalarına ileri teknoloji ürünü sağlık cihazları ile kavuşuyorlar. “Bundan iyisi Şam’da kayısı” Mart’ ayının ilk günlerinden buyana da Şifa Buca Eğitim ve Sağlık Yerleşkesi poliklinik olarak da kullanılıyor. Bucalı ve İzmirlilere yönelik ilk önemli hizmeti ise 13- 24 Nisan tarihleri arasında çocukların tedavilerini ücretsiz gerçekleştirmeleri olmuş. Bu da çocuklarımız ve aileleri için önemli bir jesttir.
HASTANEDEN ÖTE
Bununla yetinmeyen Şifa grubu burayı hastaneden öte sağlık alanında bir eğitim müessesesi (Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü ) olarak geliştirmeyi de hedeflemiş. Bunun içinde YÖK’e müracaat edilmiş. Kurulacak olan bölüm, eğitimlerini ağırlıklı olarak burada sürdürecek. Eğitim faaliyetleri ile birlikte 50 yataklı bir hastanede devreye alınacakmış. Bu vesile ile ileride yataklı sağlık hizmetleri sunumuna da başlanacakmış. Evet, sağlık alanında ülkemizin ilk butik üniversitesi olan Şifa Üniversitesi’nin çatısı altından yeniden yapılandırılan Şifa Sağlık Grubunun, milyon dolarlık yeni yatırımlarının arasına Buca’yı da katması Bucalılar için bulunmaz bir nimet olmuştur. Şifa attığı bu dev adımlarla Buca’daki önemli bir açığı kapatarak yeni, iş ve aş kapısı olmuştur. Zafer Dokan beyin, çalışanların tamamının Buca’dan olduğunu ve yeni eleman alımlarında önceliğin Bucalılara verileceğini ifade etmesi bu tezimi doğrular niteliktedir. Toplantının dikkat çeken bir başka hususu da gözlerden kaçmayan şifa kalitesi olmuştur. Hastaların alanda akülü araçlar ile taşınmaları, muayene süresince hastaya refakat edecek bayan asistan tahsisi sağlıkta çığırın aşıldığının göstergesi mahiyetindedir. İnsanı bu denli merkeze alan uygulamaları diğer sağlık merkezlerinden de bekliyoruz. Ez cümle bu güzellikleri görmeme vesile olduğu için değerli dostum Gürcan Tayfun’ a ve hastane yöneticilerine bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
6 gün önceHABERLER
10 gün önce