Ahıska ve Kerkük
Coğrafyaları ve kaderleri fazla uzak olmayan iki Türk coğrafyasıdır ‘Ahıska ve Kerkük’. Yaşadıkları zulüm, anayurtlarından sürgünleri ve uygar dünyanın gözü önünde ve çoğu kez onun eliyle kıyıma uğramaları, ilk akla gelen ortak noktalarıdır. Acı olan, bir diğer ortak noktaları, Türkiye’de ki gençler arasında kaderlerinin ve yaşadıklarının bilinmemesidir.
AHISKA
Gürcistan coğrafyası içerisinde kalan, 1944’te Stalin Rusya’sının trenlere doldurarak anayurtlarından sürgüne gönderdiği, Karadeniz’in Türklerden temizlenme politikasının bir aşamasıdır. Ahıska; Kendi vatanlarına misafir olarak bile kabul edilmeyen, Fergana Olayları ile katledilen, dost elini soydaşı Türkiye ve Azerbaycan’dan gören mazlum milletler ailesinin yetim kalan çocuğudur. Ahıska; Avrupa Konseyi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Örgütü’nün kararına rağmen, 2011 yılında vatanlarına dönebilmeleri kararı çıkan ancak Gürcistan tarafından öz vatanlarına alınmayan Türklerin adıdır. Ahıska; Kerkük ile aralarında ki kader birliği, acıyla yoğrulan kader ikizi kardeşlerin beyaz tenli küçüğüdür.
KERKÜK
Verilmiş sözlerin gölgesinde, gelmeyeceğini bildiği abisinin yolunu gözleyen, gözü yaşlı kardeşin adıdır. Kerkük; Hoyratlarına Urfa’da, Adıyaman’da, Bakü’de rastlayabileceğiniz tanıdık bir tınının ince sızısıdır. Kerkük; Yitik ozanların, Abdülvahitlerin, Hamza Hüseyinlerin hiç duymasanız da yüreğinizden seslenen bildik sözlerin yurdudur. Kerkük; Balasıyla, altın hızmasıyla günlük hayatımızda ki doğallığın ve yaşayışın adı bilinmeyen tadıdır. Kerkük; Mermiye aç, demokrasiye tokluğa reva görülen, her gün ölse de ağıtı yakılamayan yasakların adıdır. Kerkük; Altında ki siyah sıvının, gözlerinden kızıl aktığı yerin yurdudur. Kerkük Türk’tür, Türk Kerkük’tür...
Selam ve dua ile..