AK Parti’nin ilk yıllarını özlüyor musunuz?
Makalemizin başlığındaki sorusuna yazımın en sonunda cevap vereceğim. Ama öncesinde sizlere birkaç şey anlatmak istiyorum. O zaman hadi buyurun.
Akşam bilgisayarımın başındayım. Whatsapp’tan bir mesaj geldi. Baktım, değerli bir dostumdan bir Youtube paylaşımı. Tam 15 yıl önce 2005 yılında çekilmiş ve CNN Türk’de yayınlanmış Gazeteci Cüneyt Özdemir’in “Başbakan ile 24 saat “ isimli programı. Belki birçoğunuz daha önce seyretmiş olabilir. Ben ilk kez seyrettim. Gerçi daha önce seyretmedim ama canlı olarak bizzat yaşadığım farklı ama benzer görüntülerdi. Kimine göre nostalji, kimine göre hatıra, kimine göre de fabrika ayarları. Görüntüleri izleyince makamlardaki bir iki kişi hariç herkesin değiştiğini gördüm. Reisin yanında değişmeyen tek kişinin sevgili dostum özel kalem müdürü Hasan Doğan olduğunu görmek ayrı bir onurdur.
Tabiki devletin en üst makamlarında koruma, teknik heyet, şöför, pilot, aşçı değişebilir. Güvenlik ve strateji gereği bunlar doğrudur. Aralarında vefat edenler, yaşlanıp yorulanlar, mazerete olup gidenler veya maalesef hainlik yapıp gidenler olabilir. Ancak, bu bir dava ise dava arkadaşları değişmez. Yola çıktıkların yolda bulduklarından pek çok kez daha iyidir.
Peygamber efendimiz (SAV) ile ilgili güzel bir olay anlatılır. Doğru bir olay olduğunu düşünüyorum ama yanlışımız varsa Allah (CC) affetsin. Olay şöyle gerçekleşir. Büyük cihatlar ve sıkıntılardan sonra Mekke’yi mükereme fethedilir. Artık İslam devletinin yükselme zamanları başlamıştır. İlk yıllarda peygamber efendimize (SAV) karşı savaşmış ama daha sonra hidayete ererek Müslüman olmuş bir sahabe olan Ebu Sufyan (RA) , bir gün Peygamber efendimizin (SAV) yanına gelir. Girişte bekleyen yardımcısı (Şimdiki deyimle özel kalem müdürü) Hz Enes’ten ( RA) içeri girmek için izin ister. Kendisine biraz beklemesi söylenir. Tam o sırada Hz. Ebubekir (RA) gelir. İçeri alınır. Ardından Hz Ömer (RA) gelir içeri alınır. Bunları görünce, Ebu Sufyan (RA) sorar: “Ben daha önce geldim, niye bekliyorum? “ Görevli cevap verir, “Yoo onlar senden çok daha önce bu davaya girmişlerdi.”
2011 yılıydı. Sayın Cumhurbaşkanımız (O zaman başbakanımızdı.) Birleşmiş Milletler toplantısı için New York’a gidiyordu. Sağ olsunlar, bizi de onurlandırıp resmi heyete aldılar. Bunda özel kalem müdürü Hasan Doğan kardeşimin de katkısı olduğunu biliyorum. Allah hepsinden razı olsun. Tam 5 gün boyunca ABD’de Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ile aynı program içinde oluk. Bizim için çok güzel bir anı ve tecrübe oldu. Devletin yakından tanıma fırsatım oldu. Bu anlatılmaz, büyük bir şans. Ardından Reisle birlikte Makedonya, Arnavutluk, Kosova ve geçen yıl Sırbistan’a gittim ama ABD gezisi çok farklı idi. Çünkü O yıllar farklıydı. Cüneyt Özdemir’in yukarıda bahsettiğim programında olduğu gibi benzer ve farklı bir nostalji. Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile bire bir görüşmek, istişare etmek, sohbet etmek ayrı bir onurdu. Ama şimdi artık çok yoğun, zaman yok, etraf maalesef kalabalık. Eskiden dava arkadaşları İzmir’i, İstanbul’u, Ankara’yı, Antalya’yı, Adana’yı yakından bizzat kendisine anlatabiliyordu. Güzeldi, bölgelerimizi ve sorunları anlatmak adına bizim için büyük bir şanstı.
Evet, Özlüyoruz.