Rifat Sait

Başlık sanki bir paradoksu ortaya koyuyor. Kızdığınız bir şeyin kaybetmesini istersiniz aslında. O yüzden de böyle bir şey var mıdır? Diye sormadan da edemezsiniz. Aslında var  ve gerçek.

Son dönemde yapılan anket sonuçlarında ortaya çıkan %20’ye yakın kararsızların büyük bir çoğunluğu tam da bu grupta olan insanlardır. AK Partiye kızıyorlar ama kaybetmesini de istemiyorlar. Onlar asla CHP’ye gitmiyorlar. Gitmezler. Yapacakları en son şey hiç oy kullanmamaktır. Amaçları ceza vermek değil mesaj vermek istiyorlar aslında.

20 yıl önce yaşanan vesayet, baskı ve olumsuzluklara karşı çözüm olarak gelen sıfır kilometre dava adamlarının arkasından yürüyen bu insanlar ümitlerini sürdürmek, yapılan bunca güzel şeyin bozulmasını engellemek, Allah , vatan ve millet için durmamak ve yola devam etmek istiyorlar.

Reisin ve Ak Parti kurmaylarının bu %20’lik kesime kızmaması, verdikleri mesajı alıp,  acilen gerekeni yapmaları çok ama çok önemlidir. Evet, bu kesim gidip CHP’ye veya başka bir aykırı siyasi görüşe destek vermez. Ancak küsüp geri çekilirse dolaylı yönden karşı tarafı güçlendirir. Zira yeni Cumhurbaşkanlığı seçim sisteminde %50’nin bir oy üzerine çıkmanız gerekiyor. Karşı tarafın tek başına %50’nin üzerine çıkamayacağı aşikârdır. Ama siz küskünlerinizin mesajını alamazsanız, onların sessizliğe bürünmesiyle dolaylı yönden muhalefeti yükseltmiş olursunuz. Bu yüzden mesaj çok önemlidir.  Lütfen dikkate alınsın.

Bugün anket sonuçlarında çıkan %20’lik kararsız ve belirsiz seçmen kitlesi muhalefetin iştahını kabartıyor. Son günlerde sürekli seçim istemelerinin nedeni de bu kesimden aldıkları güçten dolayıdır. Zira bugün oluşan kararsız ortam ikinci turda kararsızların kararlılığı ile Türkiye’nin geleceğini etkiler. Çünkü kararsızların  geri çekilip sıfır durumuna girmeleri, otomatik olarak karşı tarafın dolaylı yönden ortalama artışını tetikler. Onlar CHP’ye oy vermese de çoğunluk olarak önceki seçimlerde AK Partiye oy veren kesim olduklarından AK Partinin mevcut potansiyeline olumsuz etki yaparlar. Bu durum ikinci turda kararsızların kararlığı ilkesini ortaya çıkarır.

Bana göre bu %20 içinde olanlar; AK Partili küskünler, AK Parti’nin son dönemdeki bazı politikalarını eleştirenler, ekonomik sıkıntıdan olumsuz etkilenenler olabilir.

Bu kesim önümüzdeki ilk seçimde stratejik öneme sahip olacaktır. Mesajlarının mutlaka doğru okunması ve aynen Reise aktarılması gerekir. Bu grubun yaşadığı rahatsızlık ve olumsuzluğun en önemli nedenleri arasında görevlendirmelerde liyakat, ahde vefa, samimiyet, geçmişle olan tutarlılık gibi ilkeler üzerine olabilir. Onlar aslında AK Partiye değil, AK Parti içindeki AKP’lilere tepki gösteriyor olabilir. Ancak diğer yandan da bunlar AK Partiye kızsalar da AK Partinin kaybetmesini de istemezler.

Çünkü

-işadamı ise bilir ki AK Parti giderse ülke ekonomisi ve dolayısıyla kendiişleri de olumsuz etkilenir

-Devlet içinde görevi varsa, işini ve görevini kaybedebilir.

-AK Partiye gönül vermiş biri ise yarın hükümet değiştiğinde çok güçlü bir şekilde eleştirilecek ve tepki alabilecektir.

-Vatansever biriyse, ülkenin ekonomisi zarar görebileceğinden buna yanaşmaz.

-Gönül bağı olduğu liderinin ve dava arkadaşlarının zarar görmesini istemez.

-Bunca süredir yapılan maddi ve manevi güzel hizmetlerin yıkılabileceği veya bozulabileceğinden endişelenir.

Tüm bu ve benzeri nedenlerden dolayı AK Partinin kaybetmesini istemezler.

Seçimler öncesi İşte böyle bir siyasi durum söz konusudur. Bu durumu düzeltecek tek kişi de Reistir.

Etrafındaki kapalı alanı açıp, AK Partinin ilk mücahitleri ile samimi ve şeffaf olarak acilen iletişim kurulmalıdır. Ülkesini, davasını ve Reisini seven bu insanlardan asla zarar gelmez. Onların mesajı çözüm için şifa olacaktır. Tek dileğim geç kalmadan bir an önce harekete geçilmesidir.