Arsız…

Irak’tan  Türkiye’ye gelen  34 kişilik PKK’lı terörist ve sempatizan grubun yurda girişlerinden itibaren yaşananlar toplum hafızasında kolay kolay unutulmayacak derin bir kuşkuya yol açtı.
Biz hangi savaşı kaybetmiştik de yıllardır devlete ve millete silah çeken, çoluk çocuk, kadın, yaşlı demeden sivil insanları katleden, askerine, polisine kurşun atan, dağlarda mayın, şehirlerde bombalar patlatan masumların kanına girip 40 bin kişinin ölümüne sebep olan caniler, terörist üniformaları içinde, zafer işaretleri yaparak, kendilerinden emin göğüslerini gere gere geliyorlar. Ve DTP’nin organizasyonuyla kahramanlar gibi karanfillerle karşılanıp, terörist başı fotoğrafları , PKK paçavraları taşıyarak meydan meydan dolaştırılıyorlar. Dünyanın neresinde böyle bir çelişki olabilir var mı bilen?
Öbür tarafta evladını, eşini, kardeşini, babasını veya akrabasını kaybetmiş şehit yakınları “Hani şehidimizin kanı yerde kalmayacaktı?”, “Madem böyle olacaktı, niye evlatlarımızın ölümüne sebep oldunuz?”  diye yetkililere soruyor. Daha da ötesi madalyasını, protez bacağını, protez gözünü çıkarıp fırlatıp atıyor,  bugüne kadar devlet adına söz verenlerin yüzüne…Alın bu madalyayı devlete kurşun sıkan teröristlere takın, diyorlar. Şehit anaları üzüntüden kahroluyor, tansiyonları fırlıyor, evlatlarını kaybettikleri yetmezmiş gibi kendileri de yaşadıkları hayal kırıklığından hastanelik oluyor.
Gelenler, bunca cinayet işleyip vatan evlatlarının kanını dökmelerine rağmen  arsızca ve utanmadan “Pişman değiliz” diyerek “Terörist başı Öcalan’ın emriyle Barış Heyeti olarak geldiklerini, PKK’lı olduklarını ve Cumhurbaşkanı’na, TBMM Başkanı’na , Başbakan’a , Genelkurmay Başkanı’na mektup getirdiklerini” söylüyorlar. Sanırsın ki zafer kazanmış komutan, arsızlığa bakın…
Yetmezmiş gibi bir sivri zekalı da terörist başı katil Apo’yu “Paşa yapalım” diye akıl veriyor, herhalde niyeti millete aklını yedirmek olsa gerek.
Galiptir, bu yolda mağlup derler hesabı DTP bu işi çok güzel kullandı. Eminim ki seçim için bundan iyi bir yatırım bulamazdı. Hem suçlu hem güçlü misali bu teslim olayını müthiş bir siyasi ranta çevirdi. Eh haklı olarak her tezin bir antitezi olur misali bundan sonraki seçimlerde milliyetçi partilerin ve muhalefetin de oylarında artış olacaktır muhtemelen.
Yalnız, kamu vicdanında hukuk yara aldı. Çünkü düne kadar suç olan PKK’lı olmak terörist olmak bir anda göz ardı edildi. 25 senedir ülkede terörist eylemler yapan, askerimizi, polisimizi şehit eden masum sivillerin canını alan teröristler serbest bırakılırken; hayatı boyunca eline silah almamış profesör, üniversite rektörü, üniversite sahibi olan akademisyenlerin ve Jandarma Komutanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Ordu Komutanlığı yapmış asker gibi üst düzey devlet adamları ve toplumda saygınlığı olan gazeteci, işadamı, siyasetçi gibi kişilerin terör örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle aylardır cezaevinde tutuklu bulunmaları yargıya olan güveni sarsmaz mı acaba?  
Devletin hakimi Habur’a götürüldü. Mahkeme suçlunun ayağına gitmezdi benim bildiğim. 40 bin kişinin canına mal olan katiller için neredeyse özel mahkeme kuruldu ve yürürlükteki yasalara rağmen serbest bırakıldılar. Acaba ilan edilmeden örtülü af mı çıktı?
Kırmızı renkli TBMM plakalı resmi araçlarla ve belediye araçlarıyla sınırda teröristleri karşılayanlara ne demeli?
Özet olarak “Anaların gözyaşı dinsin”, “Akan kan dursun” gibi masum söylemlerle yola çıkan açılım tartışmaları maalesef PKK’lı teröristlerin ve DTP’lilerin gövde gösterisine ve devlete meydan okumaya dönüşmüştür.
Teröristleri ayrı tutarak kürtlere nefret duymamaya çalışan, sabır ve itidalle davranan Türk Halkı’nın duyguları yaşanan son kışkırtıcı eylemlerle bir infiale dönüşüp inşallah kanlı bir hesaplaşmaya gitmez.   
Madem çözüm adına bu yola girildi. Hiç olmazsa arsızlık edip kışkırtıcı olmamalı ve Türk Milleti’nin asaletini ve onurunu zorlamamalı bazıları. Yoksa bedelini ödemeye kimsenin gücü yetmez.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Benzer Videolar