Asya’dan Avrupa’ya koşarak geçtik

Türkiye’de maraton koşusu deyince aklımıza daha önce de yazdığım gibi 1982 yılına kadar yıllarca Ankara’da 1983 yılından sonraları da Samsun’da koşulan 19 Mayıs Maratonu gelirdi. Ama 1980’lerin sonlarına doğru 19 Mayıs Maratonu unutuldu ve bu defa ortaya maraton koşusu deyince aklımızda en son 11 Kasım 2012 pazar günü İstanbul’da 34. defa koşulan Avrasya Maratonu yer edinmeye başladı. Önce Avrasya Maratonu’nun nasıl ortaya çıktığını anlatalım. Avrasya Maratonu dünya üzerinde bir kıtadan diğer bir kıtaya koşarak geçilen tek maraton koşusu olma özelliğini taşımaktadır. Nasıl ortaya çıktığını incelersek, bundan otuz bir yıl önce 1979 yılında yaşları yirmi ile altmış arası olan bir gurup Alman sporcu Türkiye’ye gelerek, İstanbul’un Asya yakasından Avrupa yakasına boğaz köprüsü üzerinden koşarak geçmek için İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne resmi olarak müracaat ediyor. Yetkililer bu durumu araştırıyorlar ve bu sporcu gurubuna Asya’dan Avrupa’ya Boğaz Köprüsü üzerinden koşarak geçmesi için gerekli izni veriyorlar ve Alman sporcu gurubu 1979 yılında ilk defa İstanbul’da Asya’dan Avrupa’ya koşarak geçip Avrasya Maratonu’nu başlatıyorlar. Bu maratonu ilk yıllarda İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Atletizm İl Temsilciliği tarafından organizasyonu gerçekleşti. Bin dokuz yüz doksanlı yıllarda organizasyonu Türkiye Atletizm Federasyonu üstlendi. Doksanlı yılların ikinci yarısından itibaren de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile bu maratonun organizasyonu 34 yıldan bu yana gerçekleşiyor. İlk yıllarda Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen ferdi sporcuların katılımıyla koşulan bu spor organizasyonu daha sonra uluslara arası nitelik kazandı ve Halk koşusuyla beraber yüz binleri bir arada koşturarak Uluslararası Avrasya Maratonu Dünya Maraton Birliği’nin de takviminde yeri alarak, dünyanın en önemli maraton koşuları arasına girdi. İstanbul boğazının güzelliğini seyretmek için Boğaz köprüsü üzerinden koşmak gerekiyor.

 

BU ZEVK ANLATILMAZ, YAŞANIR

 

Bu zevk anlatılmıyor ama koşarak yaşanıyor. 42 kilometre tam maraton koşusundan ayrı 15 kilometre ve 8 kilometre halk koşusu bölümleri de yer almakta. Ben de bu yıl 8 kilometre bölümünde koşarak bu mesafeyi göğsümde Muğla İl ve İlçeleri Tanıtma ve Kültür Derneği İstanbul ismini taşıyarak koşuyu başarıyla tamamlayıp maratonun madalyasını aldım. Maraton Koşusu’yla beraber 15 kilometre ve 8 kilometre mesafede koşular aynı anda başlamasıyla sporcular Boğaz Köprüsü’nü yaklaşık 500 metre gerisinde Asya kıtasından, Avrupa kıtasına koşarak geçmenin heyecanını yaşıyorlardı. Özellikle Boğaz Köprüsü üzerinden İstanbul boğazını seyretmek insana aynı zamanda doping veriyor.

Bu yıl Avrasya Koşusu çok güzel bir havada gerçekleşti. Koşunun yapıldığı gün sporcular için de uygun bir ortam yaratılmıştı. Ben de yol boyunca İstanbul caddelerinden geçerken seyircilerin göğsümdeki bulunan yazıdan dolayı bol, bol Muğla ismi söyledi. Avrasya Maratonu bu yıl geçen yıllardan daha fazla sporcu iştirak etmiş. Daha önceleri Boğaz Köprüsü çıkışında sporcular yavaş, yavaş yalnız koşmaya başlarken, bu yıl Beşiktaş’ta İnönü Stadı’nın oraya kadar kalabalıktan birbirlerini geçerken zorlanıyorlardı. Avrasya Maratonu gerçekten İstanbul ve Türkiye’nin tanıtımı açsından büyük önem taşıyor. Avrasya Maratonu sayesine diğer sporcu arkadaşlarımızla da görüşme imkanımız oldu.

 

 

 

 

 

Benzer Videolar