19 Mayıs 2022 Perşembe
15 Temmuz
AB’de Anlaşmazlıklar Devri
Vefa Tiyatrosu Yeni Sezonun İlk Oyunu ile Perdelerini Açtı
İsviçre’de silah talepleri arttı
Beyaz Eşyalarda Artık Sararma Olmayacak!
Yunanistan' ın Su Krizi ve Yangınlarla Mücadelesi: Turizm ve İklim Krizinin Çifte Darbesi
Psikolog Tuğçe Turhan
tugceturhan94@gmail.com
Göç eden toplumlarda gensel olarak aktarılan göç travmaları bulunur. Önce gelin bir göç psikolojisi neymiş ona bakalım. Osmanlının dağılmasından sonra gelişen göç sürecindeki Balkan Türkleri uzun yıllar geldikleri yerlerde de gittikleri yerlerde de hep yabancı olarak algılandılar. Kendi ülkelerinin topraklarında olmalarına rağmen ülke halkı tarafından yabancı gibi karşılandılar. Belki de bu yüzdendir ki göç eden Balkan Türkleri genelde toplu şekilde yaşarlar ve hala eski geleneklerini göreneklerini sürdürürler. Çünkü geldikleri yerde hemen kabul görememişler ve toplumla kaynaşamamışlardır. Bu da onların asimile olmasının önünü kesmiştir. Göçle birlikte atalarımızda birçok travma kalmıştır ve bunlar bazı karakter özelliklerine yansımıştır. Göç travmalarıyla değişen karakteristik özellikler ve psikolojik rahatsızlıklar genden gene aktarılır.
3.kuşak mübadillerde bile hala göçün izlerini görmek mümkündür. Anksiyeteye daha yatkın olurlar, her şeyi garantilemek isterler, genelde kenarda belli bir birikimleri yoksa huzursuz olurlar, eskimiş eşyaları atamaz saklamak isterler. Bunlar onlara dedelerinden geçen gensel özelliklerdir. Çünkü dedeleri evlerini, hayatlarını bir anda bırakıp göç etmek zorunda kalmışlardır ve geldikleri yerde sıfırdan bir hayat kurmuşlardır bu da onları ister istemez daha garantici ve anksiyeteye yatkın yapmıştır. 3.kuşak bir mübadil olarak en çok duyduğum soru cimri misin? Yaşadığım şehrin halkı mübadilleri cimri olarak değerlendirir. Oysa ki cimri değillerdir gereksiz harcama yapmak onları korkutur çünkü genlerindeki kodlama yarın ne olacağı belli olmaz paranı kenara koy diye bağırır onlara. Dedelerimizde göçün travmasıyla oluşmuş bu tutumluluk 3.kuşak olan biz mübadillere de yansımıştır. Her ne kadar rahatta yaşasak o göç olayını yaşamasak da biz de bir miktar tutumluyuz. Bunun yanı sıra yer değiştirmek bizi korkutur. Üniversite için, çalışmak için, yaşamak için ailelerimizin yaşadığı şehirden başka bir şehre gitmek bizim için ‘geçmişinde göç olmamış insanlara’ göre daha zor ve korkutucudur. Aynı şekilde farklı gelenek ve görenekleri kabul etmek de bizim için zordur. Çünkü hep bir arada asimilasyona kapalı şekilde yaşamışızdır.
Belki de dedelerimiz gelenek ve göreneklerimizi unutmamızdan korktukları için bizi böyle yetiştirmişlerdir bilemeyiz. Büyük dedem göç ettikten sonra memleketteki akrabalarıyla mektuplaşırken deniz kenarına yerleştiğimizi söylediğinde ‘Desene be Gaziler köyü de gitti.’ Demiş amcası. Onlar hep özlerinden kopmaktan çok korkmuşlar ve bu da bize aktarılmış o yüzden farklı kültürlere hala çok kolay alışamıyoruz ve yadırgıyoruz.