Ayda Petrol Açılımı
Bir toplumu yeni bir sürece alıştırmak için değişik yöntemler vardır. Türkiye’de de sözde Kürt sorununa toplumu alıştırmak, önce sorunun varlığına inandırmak, sonra bu sorunun tek çözüm yolunun dillendirilen yöntem olduğunu topluma empoze etmek gerekir. CIA’in üçüncü dünya ülkelerinde ve toplumun kültürel ve ilgi çıtasının az olduğunu düşündüğü yerlerde, fiili müdahale ile yapamayacağını düşündüğü açılımları ya da planları, toplumun rızasına yön vererek yapmaya çalıştığını biliyoruz. Ayda petrol var söylemi, her beyin taşıyan insan için aynı tepkiye neden olur ve inandırıcılıktan ziyade garip bir espiri ya da asparagas haber tadındadır. Ancak belli bir süre zarfında ve akıllı yöntemlerle toplumu ayda petrol olduğuna inandırabilirsiniz. Ayda petrol olabilirliği ile ilgili değişik konferanslar düzenler, satın aldıkları farklı medya unsurları ile konuyu önce toplumun her ulaşabileceği yerde görmesini sağlarsınız. Farklı konulu konferanslarda dahi petrol konusuna da değinerek, tüm sorunların temelinde bu konunun olduğu algısını oturtursunuz. Değişik anketler düzenler ve kitleye ayda petrol olsa iyi olur mu? şeklinde yönlendirici sorularla olumlu cevaplar toplar, ardından sonucu, ayda petrol olduğuna inananların oranı olarak vererek, yapay kamu oyununuzu oluşturmuş olursunuz. Bölgenin petrol oluşumuna ait sözde raporları gün aşırı televizyon kanallarında işler, konuyla ilgili çalışma yapanlara limitsiz burs imkânı ve yardımı sağlar ve çıkan en olumsuz sonuçları dahi petrolün ilk adımı şeklinde reklam edersiniz. Aynı konuyu ve sorunu farklı ülkelerin de yaşadığını ve çözüm olarak ayda petrol arama gibi oldukça kalıcı çözümlerde bulduğunu sürekli işler ve toplumu istediğiniz çözüm konusunda yönlendirirsiniz.
TOPLUMUN ÖNYARGISINI ORTADAN KALDIRMAK
Toplumun bu isme yeteri kadar sıcak bakmadığı ve sahiplenmediğini düşündüğünüz de, küçük bir isim değişikliğine giderek ’’ Ay’da gelecek açılımı’ ya da ‘’Ay’da kardeşlik ve uzlaşı’’ gibi isimlerle toplumun ön yargısını ortadan kaldırırsınız. Ayda petrol olabileceği ve devletin bu konuya sahip çıkması yönünde gösteriler ve mitingler yaptırırsınız. Toplum artık yavaş yavaş konuya ve bir sorun olduğuna kanaat etmiştir. Hatta dünya genelinde bir petrol baharı olduğunu ve ülkemizin bu süreçten ayrı düşünülemeyeceğini sürekli işlersiniz. Olumsuz örnekler ve ülkelerinde böyle bir sorunun olmadığını söyleyen liderler, basın aracılığı ile antidemokratik ilan edilerek, petrol sorunu inancı olmayanların, petrol açılımına karşı olan diktatörler olduğunu işlersiniz. Ayda petrol olduğunu düşünenlerin sayısı artık iyiden iyiye artmıştır. Tartışma programlarında artık konuya inanmayanlar alaycı üsluplarla eleştirilir ve Türkiye’nin büyüme yolunda engel olarak lanse edilir. Toplumun sorunun varlığına olan inancı artmış ve konuya muhalif olanlara “ Onlar daha atmosferin ötesine bile gidemez” diyerek itibarsızlaştırılma adımları atılmıştır. Beklenen süre ve sabır gösterildikten sonra, toplumda oluşan kanaat “Ay’da petrol açılımına evet ama onurumuzla” boyutuna ulaşmıştır. Bundan sonra Ay’da petrolü kim arayacak, ya da Ay’a kim gidecek sürecine geçilir. Büyük tartışmalardan sonra gidecek isimler belirlenir ve A.P.O ( Ayda petrolü olanlar) adlı mekik ile yıllardır bugün için hazırlanan süreç ve uçuş gerçekleşir. Ülkemiz de son dönemde Kürt Sorunu adıyla doğan ve değişik isimlerle bugüne gelen bu süreç, ‘’Ay’da petrol arama’’ adlı C.I.A ders kitaplarında geçen toplumu dönüştürme ve istenilen sonuca alıştırma planından başka bir şey değildir. Prof.Dr.Sayın Ümit Özdağ’ın sözde Ermeni soykırımı için verdiği örnek olan “Ay’da petrol var” adlı makale ve konuşmasından, Kürt açılımına uyarladığım bu yazının, bu süreçteki asıl gidilmek istenilen noktayı gösterdiği kanaatindeyim. Umarım Ay’da petrol yoktur ve umarım toplum Ay’da petrol arama uğruna Ay ve Yıldızından vaz geçmez.. Selam ve dua ile…