Bahar Rüzgarı
Tunus’tan başlayıp yayılan Arap Baharı Başbakan Sn. Erdoğan’ın Kuzey Afrika seyahatiyle başka bir anlam kazandı. Başbakan Erdoğan’ın Arap Baharı turundan rahatsız olan sömürgeci güçler tarih boyunca olduğu gibi yine leş kargaları misali Libya’nın zenginliklerini paylaşma derdindeler. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, yanına İngiltere Başbakanı David Cameron’ı da alarak alelacele Libya’yı ziyaret etti. Bu sürpriz hamle, uluslararası çevrelerde “Libya’nın yeniden inşası ve yeraltı kaynaklarından pay alma” çabası olarak yorumlandı. Batılı liderlerin saat 16.00 sıralarında geleceğinin duyurulmasına rağmen, bu saat geldiğinde meydanda güvenlik görevlileri dışında yaklaşık 100 kişinin bulunduğu görüldü. İnsanların toplanmaması üzerine anons yapılarak Sarkozy ve Cameron'un gelmesine 20 dakikadan az bir süre olduğu, halktan tanıdıklarına ve yakınlarına telefon ederek meydana çağırmaları istendi. Halk bu sefer gerçeklerin farkında galiba. ABD’nin yeryüzünün zengin enerji havzalarını denetim altına almak için geliştirdiği Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) diye isimlendirdiği stratejik planlanmanın ürünü olarak nitelendirilebilecek devrimleri iyi incelemek lazım. ABD, küresel bir tehdit olarak algıladığı “Radikal İslam’a” karşı çözümün “ılımlı İslam’ı” güçlendirmekte olduğunu düşünüyordu. Yeni Şafak gazetesi eski yazarı Ahmet Taşgetiren ise “Bir paradoks var; AKP’nin hem İslamcı bir iktidar olması isteniyor hem de İslamcı bir iktidar olup İslam’ı ve İslam dünyasını değiştirme misyonunu üstlenmesi bekleniyor” diyordu. Sn. Erdoğan "Türkiye'yi örnek alın" dediği ropörtajında bu paradoksa bir açıklama getirmiş. Mısır ziyaretinin ilk gününde ülkenin uydudan yayın yapan özel televizyon kanalı Dream TV’de ülkenin en ünlü kadın talk şov programcısı Mona Shazly’nin konuğu olduğu konuşmasında “Ben Recep Tayyip Erdoğan olarak Müslümanım ama laik değilim. Fakat laik bir ülkenin başbakanıyım. Laik bir rejimde insanların dindar olma ya da olmama özgürlüğü vardır. Mısır’ın da laik bir anayasaya sahip olmasını tavsiye ediyorum. Çünkü laiklik din düşmanlığı değildir. Laiklikten korkmayın. Umarım ki Mısır’da yeni rejim laik olacaktır. Umuyorum ki benim bu açıklamalarımdan sonra Mısır halkının laikliğe bakışı değişecektir” , demiş.
22 ülkenin üye olduğu Arap Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi’ndeki konuşmasında ise "Tarihi bir dönemeçteyiz. Önümüzdeki süreç meşakkatlidir, zordur. Arap halkları kendi iradeleriyle bu süreci başarıyla sonuçlandıracaklardır" demiş.
ILIMLI İSLAM SİYASETİ
“BOP” çerçevesinde geliştirilen ılımlı İslam siyaseti, bölgede Amerikayla (Batıyla) uyumlu ve seçimli İslami rejimler yaratarak, Batı karşıtlığı potansiyeli taşıyan radikal İslam’ın önünü kesmeyi amaçlıyor. Sn. Başbakan’ın konuşmaları bu nedenle önem arzediyor. Sabah gazetesinde Erdal Şafak’ın yazdığı gibi; Arap ligi de denilen Arap Birliği’ni oluşturan 22 Arap ülkesinin hiçbirinde demokrasi yok. Pek çoğunda demokrasi bir yana çağdaş siyasal düzen yok. 22 ülkenin en az 10'unun halkları bugüne kadar bir kez olsun sandık başına gitmemişler. 22 ülkenin en az 15-16'sı bugüne kadar iktidar değişikliğine tanık olmamışlar. Tanık olanlar da (Mısır, Tunus, Libya gibi) mevcut rejimi devirmişler ama yerine yenisini -henüz- getirememişler. 22 ülkenin sadece ikisinde göstermelik demokrasi var: Irak ve Lübnan'da. İsrail’de yayınlanan Haaretz gazetesi , Başbakan Erdoğan'ın Mısır'ın Hristiyan Kıpti lideri Şenuda III ile Kahire'de yaptığı görüşmenin fotoğrafını yayımlarken, haberin manşetinde "Erdoğan'ın Kahire'de, Türkiye'yi tüm Arap ülkeleri için model olarak sunduğu" belirtilmiş.Dünya basının da geniş ilgi gösterdiği Sn. Başbakan’ın gezisi bahar rüzgarı gibi tatlı esintisiyle bölgenin kaderinde ferahlama etkisi yapacak gibi görünüyor. Program çerçevesinde Kahire’deki Türk Şehitliği’ni ziyaret eden Erdoğan, “Hicaz’dan Filistin’e kadar vatan savunması yapan şehitler sayesinde Türkiye bugünlere geldi. Sizlere minnetarız” demiş. Ben de bu vesileyle tüm şehitlerimizi saygıyla anıyorum.