- "(ABD ile) Anlaşmazlıklarımız var ama aynı zamanda ilişkilerimizi de geliştirmek için çaba sarf ediyoruz" - "AB ile ilişkilerimizi tam üyelik perspektifiyle somut ve olumlu bir gündem temelinde ilerletmeye çaba göstersek de AB tarafı maalesef aynı iradeyi ortaya koyamadı" - "Donbas'ta çözüme özellikle siyasi yollardan ulaşılması için Türkiye olarak biz de yoğun çaba sarf ediyoruz" - "Terörle mücadelede hem küresel çabalara katkılarımızı sürdürdük hem PKK ve FETÖ ile mücadelede somut kazanımlar elde ettik" - "(Suriye konulu Astana toplantıları) Dışişleri bakanları toplantısının Türkiye'de yapılması için hem (Rusya Dışişleri Bakanı Sergey) Lavrov'a hem İran Dışişleri Bakanı'na (Hüseyin Emir Abdullahiyan) düşüncelerimi söyledim, tekliflerimi ilettim. Belki dışişleri bakanları toplantısını da Türkiye'de gerçekleştiririz" - "(Kabil Havaalanı) Şartlarımıza uyarsa havaalanını Katar'la birlikte işletiriz"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye-ABD ilişkilerinde iki ülke arasındaki temasların sürdüğünü belirterek, "Anlaşmazlıklarımız var ama aynı zamanda ilişkilerimizi de geliştirmek için çaba sarf ediyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, Bakanlıkta düzenlediği 2021'e ilişkin dış politika değerlendirme toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerini değerlendiren Çavuşoğlu, "AB ile ilişkilerimizi tam üyelik perspektifiyle somut ve olumlu bir gündem temelinde ilerletmeye çaba göstersek de AB tarafı maalesef aynı iradeyi ortaya koyamadı. Yine de 2021'de 3 yeni yüksek düzeyli diyalog mekanizması kurduk. İklim, göç ve güvenlik ile sağlık ve bu mekanizmalar ilk toplantılarını bu yıl içinde gerçekleştirdi." diye konuştu.
Çavuşoğlu, ABD yönetimiyle en üst düzeyde temasların sürdüğünü dile getirerek, "Anlaşmazlıklarımız var ama aynı zamanda ilişkilerimizi de geliştirmek için çaba sarf ediyoruz. Özellikle anlaşmazlıklarımızı çözüme kavuşturmak ve farklı alanlarda iş birliğimizi güçlendirmek amacıyla sayın Cumhurbaşkanımız ve Biden'ın kararlaştırdıkları stratejik diyalog mekanizmasının kurulmasına çalışıyoruz." şeklinde konuştu.
Rusya ile 2021'de her düzeyde yakın temasların devam ettiğini anlatan Çavuşoğlu, "Donbas’ta çözüme özellikle siyasi yollardan ulaşılması için Türkiye olarak biz de yoğun çaba sarf ediyoruz. Özellikle her iki tarafla da ilişkilerimizin iyi olmasının avantajını burada kullandığımızı söyleyebilirim. Diğer taraftan Kırım Tatarı soydaşlarımızın hak ve çıkarları önceliğimiz olmayı sürdürdü." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Uygur Türklerinin Çin’de barış ve refah içinde yaşaması için ikili düzeyde ve Birleşmiş Milletler (BM) gibi çok taraflı platformlarda girişimlerde bulunulduğunun, Irak ve Suriye Türkmenleri ile yakın temasın devam ettiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin Afrika’da artık önemli bir marka olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Türkiye’de düzenlenen 3. Türkiye-Afrika zirvesi herkesin dikkatini çeken önemli bir etkinlik oldu. Zirvede 5 yıllık bir eylem planı kabul ettik ve bu eylem planının uygulanması için bir takip mekanizması kurduk." dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Latin Amerika ile temaslarının bu yıl da artarak devam ettiğini, Yeniden Asya girişimi çerçevesinde ekonomi ağırlıklı 941 eylem alanı belirlediklerini ve bunları uygulamaya başladıklarını söyledi.
Türkiye'nin 2021’de Asya İşbirliği Diyaloğu, Türk Devletleri Teşkilatı, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve Asya Parlamenterler Asamblesi dönem başkanlıklarını başarıyla yürüttüğünü aktaran Çavuşoğlu, "İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Parlamento Birliği Dönem Başkanlığını devraldık. Seneye de MİKTA (Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya) Dönem Başkanlığını üstleneceğiz. Önümüzdeki yıl G-20 Zirvesi’nde de liderler düzeyinde bir toplantı gerçekleştirilmesi için dışişleri bakanlarıyla birlikte çalışıyoruz." diye konuştu.
Çavuşoğlu, İstanbul’un bir Birleşmiş Milletler (BM) merkezine dönüştürülmesi yönünde somut adımların sürdüğüne, OECD'nin de İstanbul Merkezini devreye aldıklarına da işaret etti.
Türkiye'nin Venezuela, Filipinler, Bosna Hersek, Etiyopya, Sudan, Filistin gibi birçok konuda barış yolunda girişimlerinin devam ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, "Terörle mücadelede hem küresel çabalara katkılarımızı sürdürdük, hem PKK ve FETÖ ile mücadelede somut kazanımlar elde ettik. Bu bağlamda 2021’de Togo ve Etiyopya’daki FETÖ iltisaklı okulları Maarif Vakfı devraldı. Kırgızistan’da ve Sırbistan’da ilk Maarif Vakfı okulları açıldı." şeklinde konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin "güvenli turizm" projesini tüm dünyaya tanıttığını, AB'nin dijital koronavirüs sertifikası sistemine katıldığını ve vatandaşların Avrupa’ya ve birçok ülkeye seyahatlerinin kolaylaştırıldığını anlattı.
Türkiye’nin diplomatik ağının genişlediğini de aktaran Çavuşoğlu, Uruguay’ın başkenti Montevideo, Togo’nun başkenti Lome, Sırbistan’ın Yenipazar kenti, Özbekistan’ın Semerkant kenti ve İngiltere’nin Manchester kentinde yeni temsilcilikler açıldığını söyledi.
Çavuşoğlu, bu yıl 2,6 milyon konsolosluk işlemi yapıldığını, geçen sene bu rakamın 2 milyon civarında olduğunu belirtti ve yurt dışındaki vatandaşların karşılaştığı ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı konularını da yakından takip ederek BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşlara raporladıklarını aktardı.
Bu yıl 434 bakanlık açıklaması, 50 soruya cevap yayınladıklarını anlatan Çavuşoğlu, kendisinin 59 ortak basın toplantısı düzenlediğini, ulusal ve uluslararası basında 50'ye yakın mülakat ve makalesinin yayımlandığını da belirtti.
Antalya Diplomasi Forumu'nun "diplomasiyi yeniden kurgulamak" temasıyla 11-13 Mart'ta düzenleneceğini söyleyen Çavuşoğlu, "2022’de de her coğrafyada etkin, dinamik ve sonuç odaklı diplomatik faaliyetlerimizi sürdüreceğiz." dedi.
Suriye konulu Astana toplantılarının liderler düzeyinde yapılmasının planlanıp planlanmadığına ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, Kovid-19 salgını nedeniyle geçen yıl İran'da düzenlenmesi planlanan zirvenin yapılamadığını hatırlattı.
Çavuşoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız, en son telefon görüşmesinde İran Cumhurbaşkanı Reisi'ye, 2022'nin ilk aylarında Tahran'a gidebileceğini de bu zirve için söylediler. Belki bu marjda eğer Putin'in de programına uyarsa bu Astana Liderler Zirvesi de gerçekleştirilmiş olur." diye konuştu.
Astana sürecinin dışişleri bakanları toplantısının da olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, uzmanlar düzeyindeki son toplantının Nur Sultan'da düzenlendiğini belirtti. Çavuşoğlu, "Dışişleri bakanları toplantısının Türkiye'de yapılması için hem (Rusya Dışişleri Bakanı Sergey) Lavrov'a hem İran Dışişleri Bakanı'na (Hüseyin Emir Abdullahiyan) düşüncelerimi söyledim, tekliflerimi ilettim. Belki dışişleri bakanları toplantısını da Türkiye'de gerçekleştiririz." şeklinde konuştu.
Konuya ilişkin bir soru üzerine, Türk Devletleri Teşkilatı'na gözlemci üyelik ve ortaklık statülerinin kriterlerinin belirlendiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Gözlemci üye olabilmek için bir ülkede Türkçe'nin ya da akraba dillerden birinin resmi dil olması gerekiyor. KKTC bu kriterleri doğal olarak karşılıyor. Genel Sekreterlik bu kriterler belirlendikten sonra bir çalışma başlattı. Biz de bu çalışmalara destek veriyoruz." ifadelerini kullandı.
- Suriye'de terörle mücadele
Çavuşoğlu, YPG/PKK'nın bölücü bir terör örgütü olduğunu ve örgütün Türkiye'de başaramadıklarını Irak ve Suriye'de başarmayı amaçladığını anlattı.
Terör örgütünün, Suriye'de de bölücü ajandasını gizlemediğini söyleyen Çavuşoğlu, "Maalesef, bazı ülkelerden de başta ABD olmak üzere destek görüyor. O nedenle rejimle şu andaki ilişkilerimiz bir tarafa, terör örgütleriyle mücadele ortak menfaatimizedir." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin, terörle mücadelede ayrım yapmaksızın herkesle iş birliği içinde olacağını ve bu konuda Suriye'deki rejimle istihbari düzeyde bazı temasların olduğunu zaten en üst düzeyden açıkladıklarını belirterek, "Son zamanlarda bu çerçevede özel bir görüşme olmadı." dedi.
- Kabil Havaalanı'nın işletilmesi
Afganistan'da Kabil Havaalanı'nın işletilmesinde Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) de rol oynayacağına ilişkin haberlere işaret edilerek bu konuda Türkiye ile BAE arasında bir iletişim olup olmadığının sorulması üzerine Çavuşoğlu, ülkede Taliban yönetimi devralmadan önce havaalanının askeri kanadını NATO çerçevesinde Türkiye'nin, sivil tarafını ise BAE'den bir şirketin işlettiğini hatırlattı.
Çavuşoğlu, Taliban yönetiminin farklı ülkelerden teklif alacağını açıkladığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Biz de Katar'la birlikte bir anlaşmaya vardık. 'Katar'la birlikte havaalanının işletilmesi konusunda bir anlaşmaya vardık.' dediğimiz zaman, bazı basın yayın organlarında gördüm, sanki Taliban'la da bu konuda anlaşmışız gibi bir haber çıktı. Bu doğru değil, henüz böyle bir anlaşma yok. Dolayısıyla Katar'la birlikte biz önce kendi aramızda bir anlaşmaya vardık. Ekiplerimiz Kabil'e gitti, tekliflerimiz verildi ve daha sonra eğer havaalanının işletilmesi ortak şirket tarafından üstlenilirse neler yapılabileceğine dair görüşmeleri Doha'da arkadaşlarımız devam ettirdi. Bu süreçte farklı ülkelerin teklif vermesi de gayet doğal. En son BAE Veliaht Prensi'nin ziyareti marjında kardeşleriyle bu konuyu ayak üstü de görüşmüştük. Onlar 'Belki de üçlü işletebiliriz.' dediler ama somut bir teklif olmadı. Bizim onlara da bir teklifimiz olmadı. Ama havaalanı işletilmesi kısa bir şekilde gündeme geldi. Ama Katar'la olduğu gibi oturup da bu süreçle ilgili bir görüşmemiz olmadı."
Aldığı teklifler doğrultusunda Taliban'ın karar vereceğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Bizim şartlarımıza uyarsa havaalanını Katar'la birlikte işletiriz. 'Biz' derken devlet olarak değil, özel şirketler işletecek. Türkiye olarak diğer kurumlarımıza nasıl destek veriyorsak havaalanını işletecek firmamıza da şimdiden zaten teknik destekler dahil her türlü desteği veriyoruz." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Kabil Havaalanı'nın güvenliğinin nasıl sağlanacağına ilişkin soru üzerine ise güvenlik konusunun Afganistan'a uçan vatandaşlardan havayolu şirketlerine kadar herkesi ilgilendirdiğini belirterek, "Havaalanını içinde özellikle güvenliğin herkese güven verecek şekilde, sivil uçuşların başlayabileceği şekilde tesis edilmesi gerekiyor. Şu an bir güvensizlik var. Taliban'a biz bunu başından beri söylüyoruz, şirketlerimiz de söyledi. Özel şirketlerle çalışılması gerekiyor." dedi.
Aynı durumun Libya'da Trablus Havaalanı için de geçerli olduğunu anlatan Çavuşoğlu, "Kabil Havaalanı'nın güvenliği sadece bizim için değil, tüm ülkeler ve havayolu şirketleri için önemli. Biz de bu konudaki tavsiyelerimizi kendilerine ilettik. Dışarda kendileri güvenlik sağlayabilir, havaalanı içinde özel şirketler burada görev alabilir." diye konuştu.