Bakan Koca: “Yeni dönemde vakaların yüzde 83’ü aşısını tamamlamayanlar”

Bakan Koca: "Yeni dönemde vakaların yüzde 83'ü aşısını tamamlamayanlar"

ANKARA - Sağlık Bakanı Koca, "Yeni dönemde vaka sayıları, vakalarımız ağırlıklı genç yaş grubu. 15-45 yaş arasında vakanın en yoğun olduğu yaş grubu. Daha önce biliyorsunuz 65 yaş ve üzereydi. Şimdi 15-45 yaşa düştü. Dolayısıyla vaka sayısı bu sebeple giderek yükseldi" dedi

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bakan Koca, yüz yüze eğitimin başlaması ile beraber çocuklarda da aşılama yaşının düşüp düşmeyeceğinin sorulması üzerine, "Bildiğiniz gibi biz 18 yaş ve üstü üniversite öğrencileri için tanımlandık. 15 yaş ve üstü içinde tercihe bırakmıştık. 12 yaş üstü kronik hastalığı ek hastalığı olan çocuklarımız içinde ayrıca tanımlama yaptık. Biz doğrusu bugün gündeme gelen konulardan bir tanesi 12 yaş üzeri zorunlu değil. 15 yaş üzeri yapıldığı gibi tercihe bırakarak devam edilmesi kanaatindeyiz. Aşının zorunlu olarak yapılmasını değil 12 yaş ek hastalığı olanlar için önemsiyoruz, tanımladık. Önemli görüyoruz ama 12 yaş üstünde 15 yaş üzerinde olduğu gibi tercihe bağlı yapılabilir" ifadelerini kullandı.

"Yeni dönemde vaka sayıları, vakalarımız ağırlıklı genç yaş grubu, 15-45 yaş arasında vakanın en yoğun olduğu yaş grubu"

Son dönemdeki vakaların oldukça genç yaştaki vatandaşlardan oluştuğunu belirten Bakan Koca, vakaların en yoğun olduğu yaş grubunun 15-45 yaş arası kişiler olduğunu söyledi. Bakan Koca, ayrıca şunları kaydetti:

"Vaka sayılarında artış giderek devam ettiğini ve belli bir düzeye geldikten sonra düşüş oldu ama bir yerde takıldı. ve bu rakamların da oldukça aslında tüksek olduğunu düşünüyoruz. Vefat sayılarımız giderek artıyor. Dünyada da giderek artıyor. Yeni dönemde özellikle varyantlarında devreye girmesiyle varyantların daha çok bulaşıcılığı arttırdığını biliyoruz. Özellikle biz bu dönemde kısıtlamaları gündemimize almadık. Hareketlilik yoğun bir şekilde artmış oldu. Hareketliliğin arttığı bu dönemde temasın bir şekilde olması şekilde olduğu mesafenin korunamadığı maske kullanımının giderek azaldığını görüyoruz. Bu bulaşın giderek daha da kolay olduğunu görmüş oluyoruz.

Şurada bir tablo var. Yeni dönemde vaka sayıları, vakalarımız ağırlıklı genç yaş grubu. 15-45 yaş arasında vakanın en yoğun olduğu yaş grubu. Daha önce biliyorsunuz 65 yaş ve üzereydi. Şimdi 15-45 yaşa düştü. Dolayısıyla vaka sayısı bu sebeple giderek yükseldi.

Bizim yapmamız gereken az önce de söyledim. Aşının kimisi bulaş hiçbir şekilde önlemediğini söyler. Biz aşının belli oranda bulaşı da önlediğini biliyoruz. Bu 50-60 aşı durumuna göre değişiyor. O nedenle bizim aşı oranımızı her geçen gün arttırmamız gerekiyor. ve toplamda şu an vaka sayılarımız ağırlıklı hastane 60 yaşın üzerinde hastane yükümüz yüzde 70 60 yaşın üzerini söylüyor.

Ama vaka oranımız yüzde 10. Aşılanma oranımız 60 yaş üzerinde yüzde 82,5-83. Dolayısıyla deminde ifade ettim. Yüzde 90'a yakın aşısını tam yaptırmamış olan vatandaşlarımız yüzde 90'ınını oluşturuyor.

O nedenle aşının ne kadar etkili ve önemli olduğunu söylemek istiyorum. Biz bu salgını gündemimizden çıkarmak istiyoruz. Bu salgın artık ülkenin önünde engel olan bir durumdan çıkıyor olmalı. Bu da hepimizin 84 milyonun bir ve beraber hareket etmesiyle mümkün. Aşının etkili olduğunu biliyoruz. Yüzde 10 oranında demin bahsettiğim yüzde 90'a yakın aşısı tam olmayan ama yüzde 10 aşısı olanlarda kaybedilebiliyor. Ama ağırlıkla 65 yaş üstü ek hastalığı olan kişiler oluyor. Bir vatandaşımız aşılı olduğunda bu aşılı olduğu halde vefat etti diye yaygın dezenformasyon yapılmaya çalışılıyor. Biz rakamları söylüyoruz yüzde 10 zaten 65 yaş üstü ağırlıklı olmak üzere aşı olanlarda kaybediliyor. Ama 90 oranında koruduğunu görüyoruz. O nedenle vatandaşımızdan ricamız bu aşıların etkili olduğunu ve vatandaşımızın bu dönemde aşılarını yaptırmalarının çok önemli olduğunun altını çizmek istiyorum. Bizim vatandaşımız 98 oranında kendi çocuğuna hem de yeni doğan döneminde doğduktan sonra hem de 13 farklı aşıyı yaptırabilmiş bir toplum. Niye aşıyı kendimize yaptırmayalım. Sonuçlarını biliyoruz. Sonuçlarınızı bildiğimiz bu aşı bu salgından bizi bu dönemde az zararla kurtulmamızı sağlayabilir."

"Sinovac ile ilgili bizzat Çin ile görüşmelerimizde ülkede yatırım yapmalarının önemini izah ettik"

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sputnik V ile Sinovac aşılarında ortak üretim anlaşmasının ne aşamaya geldiğinin ve Sputnik aşılarının ne zaman kullanıma gireceğinin sorulması üzerine, "Sputnik ile ilgili biliyorsunuz 200 bin kişi için doz gelmişti. Yani 400 bin. Sputnik ile ilgili birinci ve ikinci dozun farklılığı var biliyorsunuz. Aynı aşı değil, birbirinden farklı. O nedenle gelen aşı farklarından ötürü biz yeni dönemde özellikle dün de temasa geçtik. Hızla daha yoğun hem bir hem de ikinci doz aşının gelmesi için gayret içerisindeyiz. Testleri ile ilgili şuanda yapılanlarda sorun yok. Ama yeni bir aşı tipi özellikle Rusya'dan bu anlamda bir olabilirliği ile ilgili bir yaklaşımları oldu onunla ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. Üretim ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Yerel bir firma ile çalışmalar bir noktaya geldi ama üretim safhasına gelmiş değil ben çok uzayacağını düşünmüyorum. Sinovac ile ilgili bizzat Çin ile görüşmelerimizde ülkede yatırım yapmalarının önemini izah ettik. Ama bu yatırımda herhangi bir geri alım garantisi vermeden bu yatırımı Türkiye'de yapmaları ve Türkiye'ye teknoloji transferini yapmalarını da özellikle istedik. Bu noktada yatırım yapmayı düşündüklerini, planlarının hazır olduğunu ve çok uzun sürmeyeceğini söylediler. Bununla ilgili de teknik ekip geldi, Türkiye'de yatırım yapılabilirliğini gördü ve bu konudaki çalışmaları devam ediyor" ifadelerini kullandı.

"Yeni dönemde vakaların yüzde 83'ü aşısını tamamlamayanlar"

Aşılamanın sahadaki yansımalarına değinen Bakan Koca, "Yeni dönemde vakaların yüzde 83'ü aşısını tamamlamayanlar. Hastane ve vefat edenlerin yüzde 90'a yakını aşısını tamamlamayanlar. Toplamda 62 milyon 18 yaş ve üzeri aşılanması gereken vatandaşımız var. Peki aşısı tamamlanmış olan vatandaşımızın sayısı ne kadar? 35 milyon. 35 milyonun vaka yükü yüzde 13, hastane yükü yüzde 10, aşılanmamış olan geriye kalan 28 milyon yüzde 83 vaka ve yüzde 90'a yakın hastane yükünü oluşturuyor. Aşı bu kadar etkili, bunu tartışmanın anlamı yok" diye konuştu.

"Yüzde 98 oranında evlatlarına birinci günden itibaren 13 farklı aşıyı yaptıran bir toplumuz biz"

Bakan Koca, "Özellikle ulaşım hava yollarında şehriler arası ulaşımda tiyatro sinema konser ve benzeri kalabalık ortamlarda alınması gerektiği ile ilgili. Milli eğitim ile ilgili de özellikle gençlerimizin temas ettiği kişilerin bu anlamda aşılanmalarını öncelikle değilse PCR istenmesi ile ilgili genelde bir yaklaşım zaten oldu. Bunun dışında şuan bir başka alanda bunu gündeme taşıyalım diye düşünmüyoruz. Daha çok şu dönemde üzerinde durduğumuz aşılanma oranlarını yükseltmek istiyoruz. Bu toplumun aşı karşıtlığı ifadesini kullanmak istemiyorum. Bu toplumun bir anlamda bir sorunu olduğuna inanmıyorum demin de yüzde 98 oranında evlatlarına birinci günden itibaren 13 farklı aşıyı yaptıran bir toplumuz biz. Bu anlamda bir sorun olduğunu düşünmüyorum. En fazla illa bir şey denilecekse aşının ertelenme durumu olduğunu düşünüyorum. Biz gerekirse vatandaşımıza her ortamda anlatmayı ayağına giderek bu aşıyı yaptırabileceğimizi göstermek istiyoruz. Bu vatandaşımızın bir şekilde itiraz edebileceği yaptırmak istemediği bir aşı olduğunu düşünmek istemiyorum" dedi.

"AVM, restoran ve kafeler için PCR ve benzeri bir uygulamayı şuan gündemimize almadık"

Okullar ve toplu taşıma araçlarında kullanılan PCR uygulamasının genişleyip genişlemeyeceğinin sorulması üzerine cevap veren Bakan Koca, "AVM, restoran ve kafeler için PCR ve benzeri bir uygulamayı şuan gündemimize almadık. Önümüzdeki dönemde de aşılanma oranı ile birlikte pandeminin ülke gündeminden giderek düşeceğini ve vaka sayılarının giderek azalacağını düşünüyorum. Vatandaşımızın da aşıya eğiliminin giderek arttığını, şuan Türkiye'nin toplam yaptığı aşı doz sayısı 95 milyonu geçti. Almanya 102 milyon, zannediyorum 1-2 hafta sonra Almanya'nın aşı doz sayısını da geçmiş olacağız. Bu anlamda bizden önceki ülkelerin hepsi nüfusu bizden fazla olan ülkeler. Önümüzdeki dönemde biz aşılanma oranının daha da artacağını, Avrupa ülkelerinden bizden daha fazla aşı yapan Almanya dışında ülke yok ve olmayacağını da düşünüyoruz. Ben sadece bir oran vereyim. 18-19 yaş en az bir doz aşısını yaptıran gencimizin oranı yüzde 87.29, iki doz aşısını yaptıran da 49.98 yani yüzde 50. Dolayısıyla ben her geçen gün bu oranın giderek yükseleceğini ve pandeminin kontrol altına alınacağına inanıyorum" dedi.

"Bir kişiden fazla odalarda kalınma durumunda aşının ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum"

Yurtlarda kalan öğrencilerde nasıl bir yöntem izleneceğinin sorulması üzerine cevap veren YÖK Başkanı Özvar, "Sağlık Bakanlığı'nın kontrolünde bir husus. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile bir araya gelip bir açıklama olacaktır. Bu açıklama sağlık bakanlığı tarafından yapılacak açıklama bizim üniversitelerimizin içinde bulunan yurtları da tabi ki kapsayacaktır. Bu bakımda hepimiz bunu bekleyeceğiz. Ama tabi ki kampüsler için aldığımız tedbirlerin üniversitelerimizin içindeki yurtlarda da geçerli olacağını buradan duyurmak isterim" dedi.

Bakan Koca da konu hakkında, "Yurtlarda en az bir öğrenciden fazla kişinin kaldığı odalarda aşılı birinin olmamasının nasıl karşılanacağını takdirlerinize bırakıyor. Yani bir kişiden fazla odalarda kalınma durumunda aşının ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum" dedi.

"Şuan en az bir doz aşısını yaptırmış öğretmen ve çalışanların oranları yüzde 88'i buldu"

Şuan aktif olarak aşıları tamamlanan öğretmen oranının sorulması üzerine cevap veren Bakan Koca, "Aşılanmayanların okula alınmaması gibi bir durum olmaz. O çok net. Biz öğretmenlerimizin, aşılanma oranlarının giderek arttığını, aşılanmamayı çok düşüneceklerini düşünmek istemiyoruz. Şuan en az bir doz aşısını yaptırmış öğretmen ve çalışanların oranları yüzde 88'i buldu. İki doz aşısı tamamlananların oranları da yüzde 75'i buldu. Bunun dışında yüzde 4.4 oranında son 6 ay içerisinde hastalık geçiren kişiler var. İlk 6 ay içerisinde PCR zorunlulukları olmayacağı anlamına gelir. Dolayısıyla yüzde 92 buçuk demek ve yüzde 100'e 7 buçuk kalmış. Ben bunun da giderek azalacağını düşünüyorum. Yüzde 95 ve üzerinde olacağını düşünüyorum. Velilerimiz tedirgin olmasın ama onlar da yapmaları gerekeni yapma noktasında en az öğretmenlerimiz kadar katkıda bulunsunlar" şeklinde konuştu.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer de aynı soruya verdiği cevapta şu ifadeleri kullandı:

"Servisten öğrencinin evinden okul ortamına gelmesinden orada geçirdiği süre kantin ve yemekhanedeki sürelerinde tüm sürelerde temas ettiği öğretmenlerimiz ve elemanların hepsinin ya aşılı olması ki aşı gönüllük esasına dayalı zorunluluk yok veya haftada iki defa PCR testi yaptırması gerekiyor. Sayın Bakan açıkladı öğretmenlerdeki oran Türkiye'nin ortalamasının üstünde. Rakamların artacağını düşünüyorum. Hele eğitim öğretim başladıktan sonra daha da artacaktır. Ben şuna inanmıyorum öğretmenlerimizin aşı olmayıp hem aşı olmayıp hem PCR olmamak için direneceğine inanmıyorum.

Çünkü öğretmenlerimiz 1,5 yıldır öğrencilerini bekliyor. Öğretmenlerimiz bu 1,5 yıl içerisinde ciddi fedakarlık gösterdiler. Böyle fedakar bir öğretmen kitlesinin ve diğer personeli aşı olmadığı halde PCR olmadan okul ortamına gelebileceğini ben düşünmüyorum. Çünkü o öğretmenlerimiz öğrencilerden çok daha fazla öğrencileriyle buluşmayı arzuluyorlar. O öğretmenlerimiz bilimsel veriler ışığında alınması gereken tüm önlemlerin tamamına riayet edecek hem formasyona sahipler hem de eğitim sevdalılar. Onun için problem olacağını düşünmüyorum. Zaten bugün biliyorsunuz 6 Eylül'de başlamadı. Eğitim haftası başladı. Yaklaşık 2,5 milyon öğrenci ve 165 bin öğretmenimiz sahada. Ne aşı ne PCR edenle ilgili bize gelen bir problem yok. Ben inanıyorum ki toplumumuz tüm paydaşlarla el ele vererek bu problemlerin üzerinden geçecek. Covidli ortamda hayatı normalleştirmek istiyorsak eğitimi normalleştirmek zorundayız.

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz Milli Eğitim camiası Türkiye'nin örneklemi değil evreni o zaman evreni normalleştirmek istiyorsak eğitimi normalleştirmek zorundayız."

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Utku Şimşek


Haberler.com

Benzer Videolar