Balkan Fıkraları -12
KES KES
Manisa Karaköy Pazarı’nda tezgâh kurmakta olan bir karpuz satıcısı bir yandan karpuzlarını sıralarken bir yandan da “Kesmece bunlar Kesmece" diyerek bağırıyordu. O sırada Makedonya'nın Boletin köyünden Manisa'ya yerleşen ve Türkçesi yok denecek kadar az olan yaşlı bir teyze torunu ile beraber pazar tezgâhının yanından geçerken karpuz satıcısı yine bağırır: "Kesmece bunlar kesmece"
Bu ses bizim teyzenin ilgisini çeker! Tezgâha doğru yaklaşmakta iken, karpuz satıcısı;
"Bir tane keseyim mi abla?"
Yaşlı teyze kıt Türkçesi ile kafasını sallayarak “Kes kes " der.
Karpuzcu bir tane kesmiş. Kestiği karpuz kan kırmızı çıkmış. Yaşlı teyzeye dönmüş:
“Karpuz nasıl beğendin mi teyze?
Yaşlı teyzemiz karpuzcunun söylediğinden pek bir şey anlamaz yine; "Kes kes" der.
Karpuzcu yaşlı teyzenin karpuzu beğenmediğini düşünmüş olmalı ki, bir tane daha karpuz keser. Karpuz yine kan kırmızı çıkar.
“Teyze bu nasıl?”
“Teyzemiz yine; "Kes kes" der. Başka bir şey demez.
Üç, beş, derken sıra onuncu karpuza gelmiştir.
Tezgahı yarım kesilmiş karpuzla dolan karpuzcu da sinirler iyice gerilmiştir.
"Teyze bu keseceğim karpuz son. Bunu da beğenmezsen vallahi de seni de yanındaki torunu da keserim ona göre dediğinde” Yaşlı teyzemiz yine aynı cevabı verir.
"KES KES"
DÜĞÜN YEMEKLİ Mİ?
Manisa'da yaz günleri düğünlerden geçilmez. Özellikle 1980'li yıllara kadar bütün düğünler neredeyse yemekli yapılırdı. Sonraları salon düğünleri biraz daha sıklıkla olmaya başladı. Makedonya Trebişçe köyünden Zeynel Aga, eski düğünlerde geleneklere uygun yapılan düğün yemeklerine bayılan birisidir.
Bir hafta sonu evine 7–8 tane davetiye gelir. Eşi ile beraber davetiyeleri birer birer açarlar ve okumaya başlarlar.
Bakıyor ki düğün yemekli "MORİ AYİR BUNİ KENARA"
Bakıyor ki düğün de yemek yok, "MORİ AT BUNİ ÇÜPE!"
KİMİ ÇAĞİRALİM?
Manisa'da Makedonya göçmenlerine ait "Parviçe" ismi verilen bir gelenek vardır. Kız ve erkek tarafı birbirleriyle tanışsın ve kaynaşsın diye aileler düğün sonrası karşılıklı olarak birbirlerini yemeğe davet ederler. Aile durumlarına göre bu davetler bazen çok kalabalık olur. Yine bir düğün sonrası oğlan tarafı kız tarafını yemeğe davet edecektir. Bakarlar ki liste çok kalabalık. Yakın akrabaları Selam Mico'yu çağırırlar.
“Selam Mico kimleri çairalım liste çuk kalabalik?”
Selam Mico listeye bakar. Gerçekten aile çok kalabalık İşin içinden çıkılacak gibi değil ve şöyle der;
“More ben önce kendimi yazayim da, sonra siz kimi isteysınız onlari çaiirın”
KÖPEK KÖPEĞİ ISIRIR MI?
Kosovalı Cevdet evinin bahçesinde köpek beslemektedir.
Cevdet'in çok ta haylaz bir oğlu vardır.
Haylaz oğlu bir gün köpek ile oynarken köpek onu ısırır.
Cevdet köpeği ve oğlunu alır, Veterinere götürür. Veteriner sorar.
“Ne oldu?”
“Ne olacak mori bu dört ayakli küpek, iki ayakli bu aylaz küpeii ısirdi.
İkisinı da aşiya getirdım!
HAVA DURUMU
Arnavut ve arkadaşı ile kahvede oturmuş bir yandan sohbet ederken, bir yandan da televizyon da hava durumunu izlemektedirler. Spiker; " Sayın seyirciler, yurdumuz yine Balkan’lar üzerinden gelen yağışlı hava kütlesinin etkisi altına girdi " der. Bu haberi duyan Arnavut, arkadaşına şöyle der;
“More bu yamirlar, ep Balkonlar üzerinden mi geliy?
Kapatsinlar şu balkonlari be yaa.
BATIL İNANÇ
İki Rumelili hemşeri kahvehanede kendi aralarında sohbete dalmışlar.
İçlerinden biri;
“Abe biliymısın? Bizim bir dindar kumşi var idi o anlatti.
Bebecik oldugi zaman, çucugin gübecini cami bahçasına gümer isek dindar, ukul bahçasına gümer isek ügretmen ulur imiş. Ayrıcana duğum'dan sonra suye atilırsa uyu temız, evin bahçasina gümülursa evına bagli ulurmiş" der.
Diğer hemşeri, bu ilginç ifadeleri duyduktan sonra;
"More bizim çucik, bu yaşina ka neden bir (b)ok olamadi şindi annadim!"
“Nedan bre?
“Nedan olacak more? Biz dogumdan sunra çucugin gübecigini bi işa yaremaz diye tuvaleta attikta undan!