Balkan Fıkraları -14

BİR DE İÇERİDEN DENE   Makedonya Trebişçe köyünden olan Ahmet Aga ve karısı, yaz aylarında İzmir-Aliağa ilçesi, Şakran beldesindeki yazlıklarına gider. Arada evi kontrol etsin diye, anahtarı gelinine bırakırlar. Gelin bir kaç gün sonra evi kontrol için gider. Gider gitmesine de bir türlü kapıyı açamaz. Anne'ye telefon açar. “Anne kapi dışarden açilmai ne yapiym? Anne cevap verir. “More bi da içerdan denesaydin!”   KİMLİK YENİLEME   Yaşlı bir Boşnak Manisa'da ev satın alır. Alım satım işlemleri için Tapu dairesine gider. Kimliği eski olduğu için, değiştirmesi için İl Nüfus Müdürlüğü’ne gönderilir. Yaşlı Boşnak zar zor Nüfus Müdürlüğü’ne gider. Nüfus Müdürlüğü’nde gerekli işlemlerini yaptırıp yeni kimliğini alır. Nasılsa kimliğim yenilendi, Tapu Dairesi’ne biraz daha hızlı yürüyeyim diyen yaşlı Boşnak, 20 metre sonra nefes nefese kalır ve şöyle der; “ Ah more kimligi deyiştirmasina deyiştirdik ta bizim ayaklarda deyişan bi şe yok?                     PİS İSPİYONCU

 

Makedonya'nın Boletin köyünden olan Mustafa Aga, eşeği ile odun toplamak için ormana gider. Orman dönüşü gece karanlığında köy içinden geçerken, eşeği boş bir arsanın duvarına işer. Ertesi gün yine aynı arsa'nın önünden geçerken duvardaki kocaman bir yazı gözüne ilişir. "BURAYE İŞEYAN EŞEKTIR" Yazıyı okuyan Mustafa aga sinirlenir. İçinden söylene söylene eşeği ile orman'a odun toplamaya gider. Odunlarını topladıktan sonra eve doğru yola koyulur. Gece karanlık çökünce yine aynı arsa'nın önünden geçerken, duvara yazılan yazının altına kocaman harflerle şunu yazar; " SENİ GİDI PİS İSPİYONCİ "   DOĞU-BATI   Hacı Akrep Sami, Manisa Balkan göçmenlerinin en ince esprili kişilerinden biridir. Bir gün özel bir işi için sabah erkenden çarşıya giden Akrep Sami, dönüşte Manisa Malta semtinden hemşerisi iki usta ve amele ile yolda karşılaşır. “Hayrola hemşeriler nereye böyle sabah sabah doğu’ya doğru? “ “Alaybey Mahallesi’nde tamirat işi var ora gideyiz Nüktedan hali ile bilinen hacı Akrep Sami; “Herkes iş için doğu'dan batıya geliyo. Siz batidan doğuya gideysınız. Ayde size ayirli işler…   ŞAKIR ŞAKIR Mizo Aga, yeni tayin olduğu özel hastane’nin idari kısmına gider. Bölüm şefi sorar “ Daktilo yazmayı biliyor musun?” “10 parmak hem de şakır şakır yazarım! Şef; " Yaz bakalım " der. Mizo, oturur daktilonun başına. Hızlı bir şekilde yazmaya başlar. Şef, Mizo'nun hızı karşısında hayretler içinde kalır ve sorar; “Ne kadar hızlı yazıyorsun. Ver bakayım ne yazdın? Mizo, daktilodan kağıdı çıkarır ve şef'e uzatır. Koca sayfada aynen şunlar yazılmıştır. “ŞAKIR ŞAKIR ŞAKIR ŞAKIR ŞAKIR " Şef yine sorar; “Bu ne böyle?” Şefim ben siza baştan demiştım. Daktiloyu " ŞAKIR ŞAKIR " yaziym.   OD NİGDE Makedonya'dan Manisa'ya 1955 yılında göç etmiş yaşlı bir teyzemiz, bir gün ev sahibi ile evin önünde oturuyorlarmış. Ev sahibi sormuş; “Annen baban nereden?” Anne ve babası Makedonya’dan olan teyzemiz, Türkçeyi az bildiği için fazla uzun anlatamaz ve cevap verir.  "(*)OD NİGDE" der. Tesadüf ya, ev sahibinin de Niğde de çok yakın bir akrabası varmış? “Annen ile baban Niğde'de hangi mahallede oturuyorlar diye sormuş? “Komşusunun dediğinden bir anlam çıkaramayan teyzemiz yine aynı cevabı verir; " OD NİGDE "    (*)OD NİGDE: Uçsuz bucaksız, çok uzak yer              
Benzer Videolar