Balkan Fıkraları -16

SAHİBİNDEN SATILIK EV      Her yerde olduğu gibi Rumeli'de de pinti ve açıkgöz insanlar vardır. Hanımı vefat eden bir Rumelili, ilan vermek için gazetenin ilan servisini aramış. "Fatma öldü. Allah rahmet eylesin" diye ilan vermek istiyorum  demiş. İlan servisi: -Amca bu ilan çok kısa oldu. Ödeyeceğin para karşılığında 3 kelime daha ilan verme hakkın var. Ne ekleyelim? diye sorunca; Bizim pinti ve kurnaz Rumelili; "Sahibinden Satılık Ev" diye eklemiş.   ALTI BİN    Batı Trakya'nın bir köyünde köylü ile cami hocası bir arsa için 1 yıllığına pazarlık yapmaya başlamıştır. Köylü hocaya 5 bin Euro teklif eder. Hoca 6 bin 500 Euro'da ısrar eder. Bu sırada öğle namazı okunur. Hoca namazı kıldırmak üzere mihraba geçer. Namaza başlayacağı sırada hoca pazarlığın etkisinde kalmış olmalı ki, " Allahüekber" diyeceği yerde, "Altı bin Euro" yeter demiş.   KARA KARGALAR      Karaçanlılarlı kadınlar bir gün ferace giymiş, Arabacılar köyüne gitmek için yola çıkarlar. Sünnetçi köy kahvehanelerinin önünden geçerlerken, Türklerle beraber Anadolu'dan Rumların birlikte oturdukları kahvehanenin birinde yaşlı Rum yanındaki Köselerli İbrahim Feratoğlu'na dönerek; -A be İbram Ne sizin bu karilar kara kargalar gibi giyinmiş (h)epsi birden. İbrahim Aga da; " A ba nolcak. Sizin papaza özenmişlerde ondan giyinmişlerdir" der.   DİNİ BÜTÜN ÇOCUK    İzmit'e göç eden ve dini söylemleriyle tanınan Makedonya Debre kasabası Dolgaç köylüsünden biri oğlunun arkadaşları ile konuşur öve öve bitiremez. -Benim oğlum beş vakit namazı hiç kaçırmaz" der. Oğlunun arkadaşlarından birisi dayanamaz. -Te sorma der ve devam eder." Öğli'yi Sultan Kave'de kıldi. Akşami Ali'nin kave'de. Te bekleyesin yatsiya az kaldi. Şimdi gelir bu kaveye yatsi namazi için"   EY SİNAN OĞLU SİNAN     Makedonya'nın Müslüman Türk çoban, bir köyün yakınından geçerken durdurulur. - Köyde hoca yok ama cenazemiz var. Gel de hocanın yerine cenazemizi sen kaldır. Çoban " Ben hoca değilim, bu işleri de pek bilmem" dese de köylüler; - Cenazeyi senden başka kaldıracak kimse yok diyerek ısrar ederler. Çoban gönülsüz ve çaresi köye girer. Cenazeyi bildiği gibi yıkar, tabuta koyar musalla taşının karşısında cenaze duası için sıra olurlar. Çoban sorar: - Mefta'nın adı nedir? Cemaat " Sinan" der. Çoban ellerini açar ve duaya başlar. " Ey Sinan oğlu Sinan, dünyada yoksa din ve iman, ahirette bile ananın işi zordur, buna inan" demiş.   NEREDE 9 KUPÇE BOKÇE         Makedonya'da Kocacıklı Kamber Aga'nın 9 kız çocuğu vardır ve bu durumundan sürekli yakınmaktadır. Arkadaşı ile sohbet ederken merak edip sorar. - Sizin köye gelirsem, senin evine nasıl gideceğim? Tarif et. Kamber Aga: -  (H)angi evin kapisinin ününde dokuz kupçe bokçe gürürsen işte o ev benim evimdır" der.   SİZ BANA BÜTÜN KUZU DEMİŞTİNİZ     Ohri'de çok yemek yiyen birisi, bir oturuşta bir kuzu çevirmesini yermiş. Bir gün arkadaşlarıyla yine tek başına bir kuzuyu yiyebileceğini söyleyerek iddiaya girmiş. Arkadaşları da işi sağlama almak için, kuzuyu çevirme yapmadan parçalamışlar ve kazanda kaynatarak içine de patates koyup, iddiayı kaybetmesini istemişler. Fakat bizim ki bir oturmuş, patatesli kuzunun tamamını yemiş ve arkadaşlarına dönerek; "Ben sizinle böyle anlaşmamış idim. Siz bana butün kuzi demiştınız. Şindı ben o butin kuzuyi sizden isteyim. Sözünüzde durun" demiş.  Not. Köşemizde yayımlanan fıkralarımız, İzmir 21.dönem milletvekili Sayın Kemal Vatan'ın Rumeli-Balkan Fıkralarımız ve ilginç öykülerimiz adlı kitabından alıntı yapılmıştır. Sayın Vatan'a fıkra ve öykülerini bizlerle paylaşma noktasında göstermiş olduğu samimiyet için şahsım ve sizlerin adına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.(Devamı gelecek)