Balkan Fıkraları -17
VAR YOK
Üsküplü Selman ve İdris usta, sabah erken inşaata giderek iş başı yaparlar.
O gün duvar işleri olduğundan, bol kireçli harç yapmaları gerekmektedir.
Kum elenir, çimento ile karıştırılır. Bir bakarlar ki, kireç kalmamış.
Kendi aralarında inşaat'ın müteahhidine kızacak olurlar. Tam o sırada inşaatı kontrol için gelen müteahhit ustalara seslenir; “Kolay gelsin. Ne var ne yok?”
İşe başlayamadığı için biraz kızgın olan Selman usta; “ (*) Var yok " patron der. Müteahhit bir şey anlamaz?
“Nasıl var yok?”
Selman usta biraz daha kızgınlıkla;
“Patron, (h)arç yapacaiz. " Var yok " nasi yapalim (h)arci?
Müteahhit kendinle dalga geçildiğini sanarak tam sinirlenmek üzereyken, Türkçesi Selman ustaya nazaran daha iyi olan İdris usta hemen devreye girer.
"Patron, biz bugün duvar örmek için kum eladik, çimento ile kariştirdik. (H)arç yapacez, lazam kireç ama kireç bitmış. Makedonca'da biz kireç'e " VAR " derız yanliş anlama!" der ve işi tatlıya bağlar...
TREN BİLETİ
Boşnak karı koca, iki çocuğu ile beraber akraba ziyareti için İzmir'den Ankara'ya mavi trenle gitmeye karar verir. Bilet almak için gişeye kuyruğa girer.
Sırası gelince görevliye; "2 tane buyik, 2 tane de çucik için bilet istiyim "
Gişe görevlisi sorar;
“Biletler kaçıncı sınıf olsun?
Boşnak koca başlamış anlatmaya.
"Benım küçik uğlan 1.sınifa yeni yazildi. Ablasi da bu sena 3'a geçtı. hanim desan ilk ukul mezunudir. Ben urta ukulu zornen bitirdım Eeee bize eyi bi yerden verırsın artik!
ACELE KAN ARANIYOR
Rumelili Sabriye Teyze’nin gelini doğum yapmak üzeredir. Manisa SSK Hastanesi doğum servisine kaldırılır. Doğum öncesi acil kan ihtiyacı olduğundan Mizo'da kan vermeye gider. Ertesi gün Sabriye Teyze Mizo'nun eşini yolda görür.
“O Semra sağ olsun Mizo geline kan vermiş. İnşallah torunumun gözleri de, eşinin gözleri gibi masmavi olur " der.
Doğum olur. Sabriye teyzenin gelini doğum yapar. Torunu beklentilerin aksine oldukça esmer ve gözleri de siyahtır.
Durumu öğrenen Mizo’nun eşi; “Sen Sabriye ablanın gelinine kan vermedin mi?”
“Verdimmm...”
“Eee Torununun gözleri niye siyah çıkmiş?”
Mizo biraz kızgınlıkla cevap verir.
“Nerdan bileyim mori kari. Kan grubi uyiymiş, Ben sadeca kan verdim. Ameliyatla güzlerimi vermadim. Sinir etme adami..!
BİLEZİK
Rumelili Boyacı Hüseyin, eşini de yanına alarak amcasının İzmir Urla'daki yazlığını boyamaya gider. Evin iç boyası bittikten sonra, sıra balkon demirlerini boyamaya gelmiştir. Balkon demirleri çok süslemeli ve girintili çıkıntılı yapıldığı için boyamakta zorlanır. Ertesi gün amcasının da iznini alarak bir demir kesme makinesi ile balkon demirleri arasında bulunan ne kadar süs demir varsa hepsini keser ve çuvala koyar. İki çuvaldan fazla demir çıkar. Çuval içinde demirleri gören eşi;
“More Hüso, eskici gelirsa satalim bunlari belki eyi para verırlar"
Hüso da hurda demir fiyatlarından habersiz;
“Olur mori iyi para verırlarsa, söz sana bi belezik alirim " der.
Boyacı Hüso, bir kaç gün sonra arabayla gezen bir hurdacıya demirleri kilosu 75 kuruştan satar ve 40 liraya yakın para alır. Akşam arabaları ile gece pazarına çıkan Hüso, demir paraları ile eşine Bilezik yerine ancak iki tane gümüş bileklik (Takı) alır!
AA ÇOK PAHALİ
İzmir Karşıyaka'da ikamet eden Makedonya'nın Vranofça köyünden yaşlı bir teyzemiz ilk kez pazara gidecektir. Yalnız gitmeden önce yakınları; “Pazarcı ne fiyat derse desin sen, Aaa çok Pahali" diyeceksin diyerek tembihte bulunurlar.
Teyzemiz pazarın yolunu tutar.
Domates almak için bir tezgahın önünde durur ve fiyatını sorar.
“Dumatizler ne ka?”
“Kilosu 75 kuruş”
Teyzemiz evden tembihli ya;
“Aaa çok paalii ”
Pazarcı: "Hadi gel teyzecim akşam pazarı, sana 50 kuruş olur "
Teyzemiz yine;
“Aaa çok paali”
Pazarcı biraz sinirlenmeye başlar. “ Al hadi kilosu 25 kuruş aldığım para”
Teyzemizin cevabı yine aynı:
“Aaa çok paali”
Pazarcının sinirleri en üst seviyeye çıkmıştır. Yaşlı teyzemize dönerek;
“Canın ne kadar istiyorsa al teyze. Domatesler bedava! Yeter ki tezgahımın önünden git.
Teyzemizin verdiği cevap yine aynı olur
“Aa çok paali”
Pazarcı sinir küpü olmuş bir halde başlamış bağırmaya;
“Ya git işine be Teyze. Benden domates alacaksın diye bir de üstüne sana para mı vereceğim?”