Balkan Fıkraları -20

DEPOCU DİLAVER Dilaver Hoca ile Tevfik Usta Amasya'da aynı bölükte askerlik yapmaktadırlar. Dilaver Hoca'nın görevi  "depo çavuşluğu" dur. Makedonya'dan Türkiye’ye gelir gelmez kısa bir süre sonra askere alınan Tevfik Usta Türkçeyi daha yeni öğrenmeye başlamıştır. Dilaver Hoca tam denetleme zamanı Tevfik Usta'nın silah teçhizatlarını saklar. Tevfik usta zimmetli silahlar çalınınca telaşlanır. Dilaver Hoca hem hemşerisi hem de depo çavuşu ya; “More benim silahler kayboldi, depoden yenisinı versena " der. Dilaver Hoca da uyanık; Maddi durumu çok iyi olan Tevfik Usta’ya; "Kantindan al iki paket çigare (sigara) vereym" der. Bu olay Tevfik usta'nın dağıtımı oluncaya kadar her gün sürer!       BOZUK YOK     Manisa Karaköy semtinde vakti zamanında eşekle odun satılırmış. Odun da sudan ucuz! 1 eşek dolusu odun 5 lira. Bir gün yaşlı bir teyzemiz odun alacakmış. Bozuk parası olmadığı için oduncuya 20 lira verir. O zamanlarda 20 lira büyük para. Odunları satan kişi; "Teyze, bozuk yok" demiş. Yaşlı teyze Türkçe pek anlamaz. "Zemay parete day dorvete" yani "Al parayı ver odunu" der. Adam 20 lirayı görünce yine; Teyze bozuk yok bozuk” Oduncunun " bozuk yok " ifadesini "Odun yok " diye yorumlayan yaşlı teyzemiz ile oduncu bir türlü anlaşamazlar. Neredeyse kavgaya başlamak üzereyken, yoldan geçen yaşlı teyzemizin bir hemşerisi olaya müdahil olur. Olayı anladıktan sonra durumu yaşlı teyzeye anlatır. Utancından ne yapacağını şaşıran yaşlı teyzemiz, ne yazık ki odun alamadan evine geri döner!     AKORDEON   İki Boşnak Almanya'da bir inşaat firmasında çalışmaktadırlar. Hafta sonu gezmesine çıktıklarında bir çöp bidonu yanında bir akordeon görür. Birbirlerine sorarlar: “Ne yapalim More, alalim mi buni?” “Ben çalmayi bilmiyim ki.” Diğer arkadaşı; “Alalim more. Ben biraz biliym. Barakada arada şarki süyler eylaniriz.” İki arkadaş Akordeonu almaya karar verir. Biri Akordeonu omzuna asar ve kaldıkları şantiyeye gitmek üzere belediye otobüsüne biner. Otobüs kalabalık olduğu için arkaya doğru giderler. O sırada bir Alman yanlarına gelir. “Akordeon ile güzel bir parça çalsanıza" der. Omzunda akordeon olan Boşnak, Akordeon çalmayı bilmiyormuş ama bozuntuya vermeden cevap verir; "Arkadaş ile düğüne gidiyoruz. Şimdi çalarsam Akordeon’un akordu kaçar" der.   TASARRUFÇU KAYNANA   Yeni gelin oturma odasında vantilatörü açıp, bulaşık için mutfağa gider. Kaynanası da hemen onun arkasından oturma odasına girip, vantilatörü kapatır. Gelin kaynanasına sorar; “Hava sıcak anne niye kapattın vantilatörü?” “Aman mori gelın baksane zate kapilar ve pencera açik Ne faydasi olacek?..       BUNLAR KARDEŞ Mİ?     Yaprak dökümü dizisini ilgiyle izleyen Boletin köyünden yaşlı bir ninemiz, Leyla ile Necla'yı kastederek gelinine sorar; “Mori (*)Nevesto bu ikisı kardeş mi? “Evet anne kardeş” Aradan 15 dakika geçer yaşlı ninemiz yine sorar; “O Nevesto bu ikisi kardeş mi?” “Evet anne kardeş dedim ya!” Yaşlı ninemiz; " Eee bellı zate ikisi birbirina çuk benziyy!" der.    (*)Nevesto: Gelin       ÖLÜMSÜZ KAHRAMANLAR   Rumelili yaşlı bir teyzemiz, eskiden Pazar günleri STV’de oynayan " Ölümsüz kahramanlar " adlı askerlerin hayatını anlatan bir diziyi izlemektedir. Dizinin yarı sahnesine gelince, askerlerin haline üzülen yaşlı teyzemiz şöyle der. “More bu askerlera Pazar güni da rahat yok. İç mi istirat etmiylar?"     TAVUK VE İNEK              Kosovalı Aziz Aga’nın çiftliğinde inek, kuzu, tavuk vs. ne ararsan var. Bir gün Aziz Aga sabah erkenden kalkar. Önce inekten süt sağar. En az 40 kilo süt çıkmıştır. Sonra tavuk kümesine geçer. "Gıt gıt gıdak " sesleri arasında yumurtaları toplamaya başlarken, bir bakar ki tavuklar diğer günlerden daha az yumurta yapmıştır. Başlar kendi kendine söylenmeye; "Komşiniz inekten 40 kilo süt aldim, gıki bile çikmadi. Siz topu topu üç-beş yumirta yumirtlamışsiniz, koro halinde öteysınız be "      
Benzer Videolar