Balkan fıkraları ve Mizah öyküleri
TABLO
Bizimkilerden Kamber Aga lise çağına gelmiş oğlu Cemal'i sanatla ilgilensin diye resim kursuna yazdırmıştır. Kayıt işlemleri bittikten sonra kursa başlayan Cemal'e birçok resim malzemesi de satın alınmıştır. Hepsi iyi güzel de Cemal'in resim ile uzaktan yakından hiç alakası yok. Sadece babasının gönlü olsun diye kursa gidiyormuş gibi yapıp, arkadaşları ile gününü gün ediyormuş.
Kamber Aga arada oğluna soruyormuş;
-Kurs nasıl gider süle bakayim? Bir şey ügrenebildin mi?
-Kurs mu? Şey baba. Evet çok iyi gidiyo. Haftaya yali buya çalışmasına başlayacez.
Aradan bir 10 gün geçtikten sonra Kamber Aga oğlu Cemal'e yine sorar.
-Yali buya çalişması nasi geçtı?
-Çok iyi baba. (H)atta bu hafta hep tablo çalişmasi yaptık.
Aferin benim koçima diye söze giren Kamber aga " Ee madam ki yali buya ile tablo çalişmasi ügrendin. Gel bakaym udaya. Bize bi yali buya çalişmasi güster.
Babası Kamber Aga'nın bu şok isteği karşısında ne yapacağını şaşıran Cemal, ister istemez odasına geçer. Tuval'i hazırlar ve resim yapmaya başlar. Yağlı boya ile tuvale çeşitli renkler ile birlikte bol bol rakamlar yazan Cemal kısa bir süre sonra " Babacim bak işte yali buya tablo resmi bitti" der.
Kamber aga:
-Bu ne biçim yali buya tablosu büle? İçinde (h)ep rakam doli
Cemal cevap verir.
-Babacim bu tablo, boya ile yapilmiş çarpim tablosu. İkisi bi arada.
Haylaz oğlunun bu cevabı karşısında sinirlenen Kamber Aga eşine seslenerek:
-Mori getiresin mutfakten uklavayi. Bu aylaza çarpim tablosi nasi olurmuş bir güzel güstereyim!
ŞAP
İnşaatçı Osman Aga yanına kuzenini alarak işe gider. İş kıyafetlerini giyen Osman Aga başına bir de Şapka takar. Daha önce çalışırken şapka takmayan Osman Aga'ya kuzeni sorar.
-Osman Dayi sen iç şapke takmaz idin. Neden bugün taktin?
-Bilmez misin kuzen. Sana dün de sülemiştim. Bugün ŞAP atacayiz. Onun için ŞAP-ka taktim kafama. Şapka takarsan kafane. Güneş geçmez başina. İşlerimizi de ŞAPPADANEK bitiririz.
Bu cevabı karşısında ŞAPsallaşan kuzen dayısana bir soru sorar.
-Dayicim biz dün üle arasi lokantaya gitmiş idik
-Evet
-Sen ne yemek yemiş idin?
-Dana etinden yapilmiş güveç.
-Ben da duydum ki. Çok dana eti yiyenlerde ileride ŞAP astaliği oluyormuş.
-Ee ne olmuş oliyorsa?
-Hani diyordum da güveç yerken de kafane ŞAP-ka taksan belki ileride ŞAP astaliğine yakalanmaktan kurtulursin.
Dayisi cevap vermiş:
-Ayde ye yemeğini ağzini ŞAP-irdatmadan. ŞAPşel ŞAP-Şel kunuşmaya başladin.
SELFİYE
Boşnak Ramadan kendine yeni çıkan modellerden bir cep telefonu satın alır. Akşam eve gelince karısı Selviye'ye gösterir. " Bak hanim yeni bi telefon aldım. Bir sürü özellikleri var" istersen gel yanima seninle bir Selfiye çekelim.
Karısı Selviye sorar:
-Selfiye de kim?
-More kadin ne safsin. Selfiye insan deyil. Gel yanima biraz. Şimdi ben telefonu sağ elime alacağım. Karşımızda tutacayim ve seninle beraber ikimizin resmini çekeceğim. İşte bu çekeceğim resime Selfiye denir.
Karısı Selviye cevap verir.
-Abe adam kafanda saç kalmamiş. Bu çekileceğimiz resime Selfiye yerine Kelfiye desek ulmaz mi?
ELİNİN KÖRÜ
Torunu Boşnak İsmail'e soru sormak ister.
-Dedecim isterim sana bir soru sorayim. Bakalim bilecek misin?
-Sor bakayim
-Bir adam 50 yaşına geldiğinde kör olursa ne olur?
Dedesi bakmiş ki torunu onunla dalga geçiyor, cevap vermiş.
-Ne olacak olsa olsa ELLİNİN KÖRÜ olur demiş