Balkan sahnesi…

Her şey Osmanlı’nın Balkan Savaşları’nı kaybetmesiyle başladı. Yıllarca o topraklarda sürdüğü hâkimiyeti birden kaybetti. Yılların birikimi olan top ve tüfeklerin yanında binlerce askerini şehit verdi… Bu durum Osmanlı için her ne kadar bir son olsa da Sırbistan, Bulgaristan, Arnavutluk, Karadağ ve Yunanistan için yepyeni başlangıçlara sebep oldu…

Bu savaş elbette ki planlanmıştı. Amaç Türklerin Balkanlar’daki hâkimiyetine son vermekti. Öyle de oldu. Zayıf Osmanlı, kalabalık ve dışarıdan destekli Balkan Birliği’ne karşı koyamadı.

Kazanan her ne kadar Balkan Birliği olsa da bu savaş Balkanlar’daki nüfus dağılımını büyük ölçüde değiştirmiş ve birçok Türk, Pomak ve Arnavut ve diğer Müslümanların kaybına ve göçüne neden olmuştur.

HESAPLAŞMALARI İZLEDİK

Yıllarca ülke olarak ta, bireysel olmak üzere de Balkan Savaşları’nı ve hesaplaşmalarını uzaktan izledik. Bu yüzden ölen insan sayısının haddi hesabı yok. Kendileri üstünden yapılan hesapların ve geri ödemelerin maliyetini bilmeden, genelde iki ateş arasında kalarak hayatlarını kaybettiler. Kosova, Bosna-Hersek, Serebrenica katliamı bunlardan en akılda kalanları…

Yağmalanan onca ev, iş yeri, okul, cami ve doğal güzellikler yok olup gitti. İlk yazdığım yazılardır benim Kosova İnsanlık Dramı ve Serebrenica Katliamı… Bu yazılarda hem Balkanlar’ı öğrendim hem de insan olabilmek için acı duymak gerektiğini. Orada yapılan katliamları izleyerek ve bundan çıkar sağlayarak yaşayan insanlarla aynı havayı solumak bana yeterince acı verdi.

Neden mi bunları yazıyorum? Yakın bir zamanda çok özel biriyle sohbet etme fırsatı buldum. Şuurumu o kadar genişletti ki anlatamam size. Bizim okuduğumuz tarih kitapları aslında ne kadar özetmiş. Sadece bize anlatmak istediklerini yazmışlar. Hoş ya sanırım bizde bu kadarını bilmek istiyoruz. Balkan yazarı olduğum için kendimle gurur duyuyorum, çünkü orası dünyanın başka bir sahnesi. Bizim sahnemizden farklı. Balkanlar’da oyuncu yok neredeyse sadece oyun yazarları ve yönetmen var. Çünkü oyuncular tek tek ölüyor. Biz oyuncuları değil zaten, yönetmenin oynattıklarını izliyoruz.

Söylenmeyen o kadar çok söz, yapılmayan o kadar şey var ki. Artık iş işten geçse de, birileri yaptığı hatanın farkına varmış görünüyor. Ülke ziyaretleri, vize kaldırılmaları, birbirlerine hoş iltifatlarla farklı bir sahne izliyoruz. Geç kaldılar… Onlar da biliyor ama önemli olan bundan sonrası değil mi?

KOSOVA’DA YABANCI ASKERLER

Sadece bilinsin istiyorum, herkes bilsin ki biz sıcak yatağımızda yatarken, bazı insanlar karnını doyurmanın ve canını kurtarmanın savaşını verdiler. Hala da bir kısım yansıtılmasa da bu savaşı veriyor. Örneğin, Kosova’yı merak ediyorum. Savaştan sonra neredeyse orada hiç bir şey kalmadı. Peki, orada kalanlar ne yapıyor. Yabancı askerler hala Kosova’da imiş. Sizce alacakları daha ne kaldı?

Bosna Hersek ise kaderini belirleyen bir seçime gitti. Bana her ne kadar anlaşılmaz gelse de 3’lü bir yönetime bırakıldı. Şimdi soruyorum size bir ipte 2 cambaz oynamazken, 3 cambaz nasıl oynayacak? Korkarım ki, bu üçlü arasında doğacak anlaşmazlığın sonucunda yine ve yeniden kan dökülecek. Ve bu sefer hasar çok daha fazla olacak. Neden mi? Çünkü bu sefer sahne üçe ayrılacak…

Ben artık bir mucize bekliyorum. Zamanı durduracak, tüm yaraları sarıp, kan dökülmeden her şeyi normale döndürecek. Kurtarıcı değil benim istediğim sadece sahneyi bu yönetmenin elinden alacak ve sadece oyunculara bırakacak bir mucize…

 

 

 

 

 

Benzer Videolar