Balkan Savaşları -4

Değerli okurlarım, Türkiye’nin gündeminde çok önemli yeri olan Suriye meselesi, sıfır sorun diyerek çıktığımız yolda neredeyse tüm komşularla kavgalı olduğumuz şu günlerde Barzani’nin Türkiye ziyareti, önce 12 Eylül yargılaması şimdi de 28 Şubat süreciyle ilgili olarak başlatılan gözaltı ve tutuklamalar, her zaman olduğu gibi bölücü terör ve şehir yapılanması olan uzantılarının yargılama süreci, uluslararası faiz lobisinin Türkiye’de oynamaya çalıştığı faiz oyunlarıyla kanımızı emme çabaları, Hasta Adam Avrupa’nın devam eden finansal kriz sonucu iflasın eşiğine gelmesi vs. gibi sorunları birkaç haftadır değerlendiremedim. Beni anlayacağınızı umuyorum.

Bu konular elbette çok önemli ama 100. yılını yaşadığımız Balkan Savaşları da göz ardı edilemeyecek derecede önemli. Çünkü Osmanlı Avrupası’nın 20. yüzyıl başında elimizden çıkmasıyla sonuçlanan Balkan Savaşları toplumumuz tarafından yeterince bilinmiyor. Bu savaştaki kayıplar, Büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün nutkundaki “gaflet, delalet ve hatta hiyanet içinde bulunabilirler” deyişiyle anlam bulan o dönem Osmanlı idaresinin   zafiyetinden kaynaklanmıştır. Yaşananlar her Türk insanının beyninin hücrelerine işlenmeli ve ibret olarak ders alınmalıdır. Ayrıca  1877-1878 Osmanlı Rus savaşındaki gibi Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ tarafından resmen bilinçli ve planlı olarak son derece organize biçimde bir TÜRK SOYKIRIMI YAPILDIĞI ve dünyaya insanlık dersi vermeye çalışan Batılıların buna seyirci kaldığı unutulmamalıdır.

SAVAŞ DÜZENİ VE HAREKÂT

Balkan ittifakını el altından destekleyen Rusya'nın savaş olmayacağı konusunda Hariciye Nazırı Noradungiyan(Noradounghian) Efendi'ye verdiği teminata güvenerek Osmanlı Rumeli’deki  120 tabur(70 bin) talimli askerini tasarruf ve yaş haddi nedeniyle terhis etmiş ve bazı birlikleri Trakya ve Makedonya'dan uzak yerlere göndermişti. (Trablusgarp’a ve isyan nedeniyle Yemen’e 35 tabur gönderilmişti). Oniki Ada’yı işgal eden İtalyanların bir çıkarmasına karşı Selanik ve İstanbul ordularından bir kısım birliklerin İzmir bölgesine kaydırılması Balkan ordularının büyük ölçüde zayıflamasına sebep olmuştu.

Birlik mevcutlarının barış kadrosunun bile yarısından aşağıya düşmüş olması nedeniyle, Savaş ilan edildiğinde Balkanları koruyacak büyüklükte bir Osmanlı Ordusu bulunmuyordu. Osmanlı Devleti savaşa girerken çok büyük imkânsızlıklar içindeydi ve ekonomisi çok kötüydü. İkmal ve Levazım Teşkilatı bozulan Osmanlı ordusu seferberliğini çok geç yapabildi. Savaş esnasında merkezden ikmal ve iaşe yapılamaması orduyu açlıktan kurtarmak için mahallinden erzak temini gerekmiştir. Halkın kendine yetecek erzakı olmadığından buna yanaşmamış elindeki sınırlı erzakı ve hayvanları zorla alınınca devlete karşı tepkileri daha da artmıştır. Balkan savaşı, Doğu (Trakya) ve Batı (Makedonya ve Arnavutluk) olmak üzere iki cephede cereyan etti.

Doğu cephesinde Bulgarlarla, Batı cephesinde ise Karadağ, Sırp, Yunan ve Bulgarlarla savaşıldı. Savaş başladığında Osmanlı Ordusu  toplamda 336 bin 742 kişi (12 bin 24 subay, 324 bin 718 asker), 47 bin 960 yük, binek hayvanı ve savaş atı, 2 bin 318 top ve 388 makineli tüfekten oluşmaktaydı.

DOĞU CEPHESİ (Trakya)

Osmanlı(Doğu Ordusu)   122.273

Bulgar                                                       346.182      Fark…: 223.909

BATI CEPHESİ (Makedonya-Vardar-Yanya-İşkodra-Sancak)

Osmanlı(Batı Or.) 214.469

Sırp +Karadağ 234.000

Bulgar 48.000

Yunan 115.000

Bağlaşıklar toplamı:                    397.000 Fark…: 194.555

KAYNAK…………:

(1)   Ölüm ve Sürgün……………………..……Prof.Justin Mc.Carthy

(2)   Harp Tarihi………………………...……...S.Erden AKARGÜN(E.Kur.Alb.)

(3)   Siyasi tarih…………………………………..Doç.Dr.Veli YILMAZ

(4)   Balkanlar El Kitabı……………………….Osman KARATAY-Bilgehan Gökdağ

(5)   Rumeliden Türk Göçleri……………….Ahmet HALAÇOĞLU

(6)   Balkan Harbi Tarihi………………………Aram Andonyan

(7)   Paylaşılamıyan Balkanlar……………..Halil AKMAN

 

Benzer Videolar