Balkan Savaşlarından sonra Rumeli’de ne değişti ? -2

Farklılıkları ön plana çıkaranların toplumları bugün ulaştırdığı nokta gözler önünde.  Önce senaryolarını hazırladılar. Sonra figüranlarını belirlediler ve sahne aldılar. Reytingleri artırıcı unsurun olmazsa olmazı “kaos” peydahlandı. Balkan savaşı öncesinde başlatılan ve Osmanlıyı bitirme planı olan 1. Dünya savaşı ve sonrasındaki dünyayı daha etkin sömürme planı olan 2. Dünya savaşlarında ki gibi. Havadan sudan bahanelerle oluşturulan kaosları bahane edenler “yenidünya düzeni” için kolları sıvayıp işe koyuldular. Geçmişte günümüzde yaşananlar; Samuel Huntington’un medeniyetler çatışması tezi ile bu denli örtüşmesi de dikkate değer bir diğer husus. Bu tezin pilot bölgesinin Balkanlar olması ise son derece doğaldı. Oldukça fazla sayıdaki etnik ve dini kökeni barından, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Balkanlar gibi bir bölgeyi bulmak neredeyse imkânsız. Bundan yüz yıl önce yaşanan Balkan savaşlarında ve sonrasında olanların devamı günümüzde de bitip tükenmek bilmedi. Peki, 1912 yılından bu yana, Balkan Savaşları’nın 100. Yıldönümü’nde Rumeli’nde ne değişti?  O gün bu gündür Balkan coğrafyasında birçok şey değişti. Osmanlı’dan kopartılan bölge, Osmanlı’nın şefkat ve merhametine hiç olmadığı kadar muhtaç hale getirildi. Osmanlı’nın hercümerç ettiği milletler tarumar edildi. Rumeli, Rusya ve ABD’nin gövde gösterilerinin arenası oldu. İngiltere ve İsrail’in bölge üzerindeki emelleri hiç bitmedi. İsrail son zamanlarda Yunanistan ve Makedonya coğrafyasında dikkate değer ölçülerde mülk edinmeye başladı. Ticaret alanında etkileri gittikçe artmakta. Benzer güç mücadelelerinin faturasını, milyonlarca Müslüman Türk, Boşnak, Arnavut ve diğerleri canlarıyla, kanlarıyla ve mallarıyla ödedi. Filler tepişti olan çimen ve çiçeklere oldu. AB dahi bölge insanın dertlerine derman olamadı. Sorgusuz sualsiz bünyesine dâhil ettiği şehir devletçikleri dünü mumla arar durumdalar.

 

HER ANLAMDA İFLASLAR

 

Daha dün Romanya ayaklandı. Yunanistan, başta adalar olmak üzere tüm mal varlıklarını mezada sundu. Bulgaristan ve Sırbistan’da da durum pek iç açıcı değil. Balkan savaşlarından yüz yıl sonra gelinen içler acısı durum bu. Savaşların ana amaçlarından biride esareti, zulmü sona erdirmek, ezilen halkları refaha kavuşturmak, barışı getirmek için değil midir? “Eveeet, öylee”, dediğinizi duyar gibiyim. Ama bu sonuç Balkanlarda böyle zuhur etmedi. Etmiyor da. Sular tersine akıtılmaya devam ediliyor. Yüzüncü yılını idrak ettiğimiz Balkan savaşlarından sonra bile salah ve sulha erişilemedi. Hiç biri Osmanlıdan sonra iflah olamadı. Olmaları da mümkün gözükmüyor. Peki, AB kayıtsı şartsızlıklarını babasının hayrına mı yaptı? Buda işin bir başka boyutu. Elbette babasının hayrına yapmadı. –Allah’tan beri olanlar hayra yakın olamazlar. Darvinizm, Siyonizm, Materyalizm, Komünizm ve Ateizm batağında çırpınanlar; hayır, hasenat ve hayrattan bi haberdirler.- Öyleyse, Rusya’yla arasına Balkan devletlerinden adeta canlı kalkan oluşturmak amaçlarından biriydi diyebiliriz. Avrupalının can güvenliği ve ekonomik refahı için varsın bir kaç yüz bin Balkan insanı canını bir kez daha feda etsindi. Onlar için bunun hiç mi hiç önemi yoktur. Varsa yoksa kendileri. Kendi menfaatleri.

 

HAKİM LOBİLER

 

Tıpkı ABD’ ye hâkim lobilerin dünya arenasında izlediği, önce ekonomik ve bu başarılamazsa ABD ordusunu kullanarak “metazori” askeri siyasetinde olduğu gibi. Yani kapitalist, materyalist ve emperyalist zihniyetin, sömürge düzeninin “çıktılarıdır” bunlar. Sömürgeci zihniyetin çıktısından medet ummaksa abesle iştigalin ta kendisidir. İnsanı merkeze alamayan, onu, Yaradandan ötürü sevme, ona bu yüzden değer verme erdem ve irfanına sahip olmayanların “çıktıları” elan herkesçe malum. Sadece, Amerika’daki paye darlar patlayana, aksırana, tıksırana, obez olana dek yesin. Gerisi zaten lüzumlu değil, kimilerine göre fazlalıktır onlar. Yaşamaya hakları yoktur. Kalabalık güruhlardan başka bir şey ifade etmezler kimileri için. Her evde 5-6 araba, yatlar, katlar, villalar. İsraf diz boyu. Diğerleri açmış, açlıktan kırılıyormuş bu zinhar önemli değildir. Çöpe atılacak, son kullanma tarihi geçmiş gıda mamullerinden on beş-yirmi balya Afrika’ya, bir o kadar da Uzakdoğu’ya yolladılar mı vicdanları da rahttır artık. Sağlık ve afiyette kalın.

 

Benzer Videolar