Balkan Sendikaları, “Halklar Mozaiği, Barış Mozaiği” şiarıyla toplandı
2. Balkan Sendikaları Forumu, 16 Şubat'ta Yunanistan’ın Selanik kentinde gerçekleşti. “Halklar mozaiği, barış mozaiği” sloganıyla gerçekleşen forumda, emekçilerin yaşadığı sorunların ortak olduğu, mücadelenin de ortaklaştırılması gerektiği vurgulandı.
Arnavutluk, Bulgaristan, Kıbrıs, Yunanistan, Romanya ve Sırbistan’dan sendikacıların katılım gösterdiği foruma Türkiye’den DİSK/Gıda İş Başkanı Seyit Aslan, TGS Başkanı Gökhan Durmuş ve Nakliyat İş Ankara Bölge Temsilcisi Bayram Karkın katıldı.
ASKERİ HARCAMALAR İŞÇİLERİN SIRTINA YÜKLENİYOR
Forumun açış konuşmasını yapan Tüm Yunanistan Meşrubat-İçecek Emekçileri Federasyonu (POEEP) Başkanı Giannis Frangidis, “Balkanlarda pek çok halk beraber yaşıyoruz. Bir halk mozaiğiyiz, komşularımızla barışçıl bir şekilde yaşamayı savunmak görevimiz olmalı” dedi. Balkan ülkelerinin çoğunda askeri harcamaların işçi ve emekçilere ağır vergiler getirdiğine dikkat çeken Frangidis, silah tekellerinin ise kârlarına kâr katmayı sürdürdüklerini ifade etti. Frangidis, bu nedenle, sendikaların halklar arasında barışı koruma mücadelenin ön saflarında yer alması, komşu ülkelerin işçileri arasında iş birliği ve dayanışmayı kuvvetlendirmesi, çok uluslu şirketlerin sömürüsüne karşı beraber mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.
Kapitalist sistemin içinde bulunduğu krizin faturasının işçi ve emekçilere, yoksul halka ödettirilmek istendiğinin altını çizen Frangidis, “Problemlerimiz ortak, birlikte mücadele edersek bunlarla başa çıkabiliriz” diye konuştu.
ROBOTLARLA ÜRETİM, DIŞ GÖÇE NEDEN OLUYOR
Frangidis’in ardından söz alan sendika temsilcileri, ülkelerinde yaşanan ekonomik durum, hak alma mücadeleleri üzerindeki baskılar ve mücadelelere dair deneyimlerini paylaşırken ortak vurgu, dayanışmanın ve enternasyonalizmin önemi oldu.
Romanya ve Bulgaristan’dan katılan sendika temsilcileri, özellikle metal sektöründe kullanımı yoğunlaşan yapay zeka ve robotlarla üretimin istihdam ve işçilerin çalışma koşulları üzerinde olumsuz etkileri olduğunu belirtirken bu durumun dış göçe yol açtığını söylediler.
Sırbistan’dan katılan sendika yöneticisinin, hükümeti eleştiren, hak talep eden herkesin vatan haini ve Sorosçu ilan edildiğini söylemesi, “ortak sorunlar”ı gösteren ilginç bir örnek oldu.
SEYİT ASLAN: İŞÇİ VE EMEKÇİLER YEREL PLATFORMLAR KURUYOR
Forumda söz alan DİSK/Gıda İş Başkanı Seyit Aslan, AKP hükümetinin açıkladığı Yeni Ekonomik Program'ın, krizle mücadele etmekten ziyade krizin yükünü emekçilerin sırtına bindirmeyi amaçladığını ifade etti. "Bu program özü itibariyle “sermayeyi kurtarma, faturayı ise emekçiye çıkarma” programı. İktidar, ülkeyi krize sürükleyen, özelleştirmeci, piyasacı ve liberal politikalarda ısrar ediyor, sermayeyi krizden en az hasarla çıkarmak adına işçi ve emekçilere dönük saldırılarını yoğunlaştırıyor." diyen Aslan, AKP-Erdoğan iktidarı tarafından yaşama geçirilen Yeni Ekonomik Program ve bu eksende uygulanan politikaların hedefinin sermayenin borcunu 81 milyona ödetmek olduğunu vurguladı.
Bütün bu saldırılar karşısında mücadeleci işçi ve emekçilerin, “krizin faturasını ‘çıkaranlar’ ödesin” demek için yerel platformlar oluşturduğunu söyleyen Aslan, oluşan platformların sendikal bürokrasiye karşı mücadelenin dayanakları olarak işlev gördüğünü de kaydetti.
Kıbrıs sorununa da değinen Aslan, Kıbrıs'ta iki halkın eşit temsiline dayanan bir yapının kurulması, kendini "garantör" gören devletlerin ve emperyalist ülkelerin Kıbrıs'tan çekilmeleri gerektiğini ifade etti. Aslan, bunun dışındaki çözümlerin gerçek çözüm olmayacağını, sorunu daha da ağırlaştıracağını ifade etti.
GÖKHAN DURMUŞ: GAZETECİLERİN ÖRGÜTLÜ OLMASI, İŞÇİ SINIFI MÜCADELESİNE KATKI SUNAR
TGS Başkanı Gökhan Durmuş da forumda söz aldı. "Türkiye, basın ve ifade özgürlüğünü konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor." diyen Durmuş, basın sektöründe işsizlik oranının yüzde 30'lara çıktığını, sendikalı olma oranının ise sadece yüzde 6 seviyelerinde kaldığını vurguladı. "İşçi sınıfı, mücadelesinin başarıya ulaşması için halkı da yanına almalı. Halka en hızlı ve doğru bir biçimde ulaşmanın yolu da medyadan geçiyor." diyen Durmuş, "Bu yüzden gazetecilerin örgütlü olması, işçi sınıfının mücadelesine büyük katkı sunacaktır. Sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde sendikaların gazetecilerin örgütlenmesine kendi örgütlenmeleri kadar önem vermelidir." dedi.
Konuşmalar sonrasında yapılan değerlendirmede, Balkan Sendikaları Forumunun her yıl başka bir ülkede yapılmasına karar verildi.
SONUÇ DEKLARASYONU: KOMŞU ÜLKELERİN İŞÇİLERİ ARASINDA DAYANIŞMA ÖNEMLİ
2. Balkan Sendikaları Forumunun sonuç deklarasyonunda şu ifadelere yer verildi:
“Tüm Balkan ülkelerinde, hükümetler kamusal harcamalarını kısar ve ağır vergi yükleri gibi kemer sıkma önlemlerini hayata geçirirken çalışanların ücretleri oldukça düşük. İşsizlik, yoksulluk ve esnek çalışma, genç ve yaşça büyük işçileri hayatta kalacak bir gelir elde etmek amacıyla başka ülkelere göçe zorlamaktadır.
Çoğu Balkan devleti, ülkelerindeki NATO üslerinin genişlemesi ve askeri operasyon ve tatbikatlara katılımıyla günden güne daha fazla emperyalist plan ve müdahalelere dahil ediliyor. NATO bir güvenlik faktörü olamaz, aksine Balkan halklarının barış içinde bir arada yaşama istikrarını bozan bir unsur olduğunu tarih bize göstermektedir. NATO, halklar için hayati altyapıların yıkımına ve işçilerin katliamına neden olmuştur. Dahası büyük askeri harcamalar, Balkan ülkelerindeki işçiler üzerinde ağır vergi yüklerine yol açarken silah ve silah sistemleri üreten ülkelerin kârını artırmaktadır.
Tüm Balkan ülkelerinde işçiler ya kapitalist krizin faturasını ödemekte ya da zayıf ekonomik iyileşmeyi desteklemek için haklarından mahrum bir şekilde çalışmaya çağrılmaktadır. Bu sonuçlar altında; ücret ve hakların artışını sağlayan sektörel toplu iş sözleşmeleri imzalamak için, iş güvenliği ve işçi sağlığı önlemleri için, kamusal, ücretsiz ve kaliteli sağlık ve eğitim hizmetleri için ve küçük-büyük demeksizin halkların ve işçilerin bulundukları ülkelerde maruz kaldıkları sorunlara dair sendikaların rolü, ilk ve en başta işyerlerinde işçilerin mücadelesini örgütlemektir. Dahası sendikalar, bulundukları bölgelerde barışı savunmak ve gerçekte onları bölecek hiçbir nedenin olmadığı komşu ülkelerdeki işçiler arasında dayanışma ve iş birliğini sağlamak için mücadelenin en ön safında yer almalıdır.”
kaynak: evenrensel.net