Balkan STK’larını Nasıl Bilirsiniz

  Rifat Sait 24.Dönem İzmir milletvekili BASAM (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı rifatsait@gmail.com Geçen hafta Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonunca Edirne'de "Balkanlarda Faaliyet Gösteren STK'ların Edirne Buluşması" programı düzenlendi. Bu haberi duyan Balkan STK temsilcilerinden bir kısmı, böyle bir toplantı oldu da biz niye davet edilmedik diye sorabilir? Ya da bir kısmı, böyle bir toplantı mı yapılmış? Diye sorabilir. Geriye kalan diğer kısmı ise hiç umursamaz ve tepki dahi vermez. En büyük problem işte bu son ilgisiz kısımdır ki bunlar ya tabela derneğidir ya da Balkanlarla ilgili hedef veya beklentileri bitmiştir. Bu durum Balkan STK’ları arasındaki iletişimi ve ilginin durumunu gösterir. Edirne’de yapılan bu toplantı keşke Türkiye’deki tüm derneklerin davet edildiği bir çalışma olsaydı. Aslında bunun kolay bir şey olmadığını biliyorum. Toplantıyı yapanlara haksızlık yapmak ta istemiyorum. Ancak gönül tüm Balkan-Rumeli STK’larının bir araya gelmesini isterdi. Tabi tüm STK’lar bir araya gelebilir mi? Bu da ayrı bir konu. Bugün Balkanlar konusunda çalışma yapan bazı STK’lar maalesef farklı siyasi düşünceler içindeler. Böylece esas takip ettikleri konu ve davaları farklı olabiliyor. STK’larda siyasi düşünce ağırlık kazandığında TİKA, Yurtdışı Türkler Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Yunus Emre Enstitüsü veya Maarif vakfı gibi Balkanlarla direkt ilgili olan kurumlarla iletişimleri azalabiliyor. STK’ların marjinal düzeyde siyasileşmesi birlik ve beraberliği de olumsuz etkiliyor. Sonuçta TBMM’de ve Belediyelerde Balkan kökenli adayların da azalmış olması üzücü. Şüphesiz bunda partilerin de etkisi büyük ama Balkan – Rumeli STK’ları aklıselim ile hareket edebilse, diplomatik davransa ve stratejik kararlar alabilse sonuçlar farklı olabilir. Balkan STK’larındaki bir diğer göze batan olay her Balkan ülkesi göçmenlerinin ayrı alanda dernekleşmesi. Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Torbeşler, Selanikliler, Batı Trakyalılar… v.s. kendi derneklerini kuruyorlar. Tamam, bu güzel bir çalışma. Ancak bütün bunların Balkan çatısı altında birleşmesi, federasyon ve konfederasyon kurmaları çok önemli. Ancak bu birliktelikte her hangi bir bölgenin ağır basması ve diğerini baskılaması yanlış olur. Yani diyeceğim o ki; homojen federasyon veya konfederasyonlar yerine heterojen dediğimiz, Arnavut, Boşnak, Pomak, Bulgaristan göçmeni, Selanikli, Adalardan, Romanya’dan, Sancak’tan gelen Suyun öteki tarafı dediğimiz Evladı Fatihan’ın bir araya gelmesidir. Ancak yine üzülerek görüyorum ki; mesela Arnavutlar, biz Balkan değil, Arnavut’uz derse, Boşnaklar, biz Boşnaklarla sadece Boşnak Birliği kurarız derlerse, diğer taraftan Arnavut, Boşnak, Pomak yok sadece Balkan Türkleri var denirse, STK birliği kurulamaz. Lütfen bu sözlerimden kimse farklı manalar çıkarmasın ve yanlış anlamlandırmasın ama durum bu şekildedir. Oysa Türkiye’de yaşayan sayıları 18 milyon düzeyindeki Balkan Rumeli göçmenleri milliyetçilik ile değil de, Evladı Fatihan kimliği, akrabalık, soydaşlık ve ortak inanç ve değerler etrafında birleşebilseler, hem güçlü STK’lar kurabilir hem de siyaset ve bürokrasiye önemli isimler çıkartabilirler. Türkiye’de faaliyette olan Balkan Rumeli STK’larının (Tabela STK’ları hariç) acilen doğru ve net olarak derlenip listelenmesi, bir araya gelmesi, birbirlerini tanımaları, ortak dava ve değerler çizgisinde istişareler yapmaları, ortak stratejiler belirleyip ülkemiz ve geldikleri Balkan bölgesi için yararlı hizmetler yapmasını diliyor ve bekliyoruz. Bugün Balkan STK’ları nasıl biliyorsunuz sorusuna, inşallah yarın daha güzel şeyler bekliyoruz diye cevaplamakla yetineceğiz. Allah’a emanet olun.
Benzer Videolar