Balkanlar mı Rumeli mi?
Balkanlar, adını sarp ve ormanlık sıra dağlarlardan alır. İtalya’daki Trieste Körfezi’nden Tuna Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü nokta ile Mora Yarımadası arasındaki üçgen. Makedonya, Kosova, Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan, Arnavutluk, Bosna Hersek… Selanik, Saraybosna, Üsküp, Gümülcine, Karabağ, Dedeağaç, Cumai Bala, Drama, Piriştine, İskeçe, Kavala, Serez…
Mustafa Kemal Atatürk, Mehmet Akif Ersoy, Nazım Hikmet, Dr. Sadık Ahmet…Ve bu topraklarda yetişen adını sayamadığımız devlet adamı, şair, yazar ve bilim adamı…Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğu Roma İmparatorluğu’ndan fethettiği topraklara sınır politikası olarak göç ettirdiği Anadolu Yörükleri’nden ibaret midir Balkan Türkleri? Sadece Rumeli denilebilir mi bu göç politikasıyla. Aradan geçen yüzyıllar buraları Rumeli olmaktan çıkarmıştır. Buraları Balkanlardır… Bu üçgende yer alan topraklarda anılar, tarihler, acılar, sevinçler, göçler ve hüzünler var.
93 HARBİ VE BALKAN SAVAŞLARI
Bu toprakların insanları çıkarmadı 93 Harbi’ni, Balkan Savaşları’nı… Bu toprakların insanları yüzyıllarca barış içinde yaşadılar, kaynaştılar dünür oldular, kirve oldular her dinden, her dilden, her ırktan komşularıyla aynı mahallede…
Bu toprakların insanlarını komşuları değil, savaş heveslisi siyasetçiler topraklarından kopardı, o toprakta kalanları da hüzne boğdu… Ama ümitlerini buradakiler gibi hiç yitirmediler… Buradaki insanlara Anadolu gibi, Trakya gibi, kısaca Türkiye gibi sahip çıkabilmek… Günümüzün günlük siyasetinde fırsat bulunursa sahip çıkılacak… Falih Rıfkı Atay’ın deyişiyle “Son Büyük Makedonyalı” olan Mustafa Kemal Atatürk, bugünlerimizi Balkan kültürüyle yetiştiği o topraklarda düşünmüştü. O bir “Evlad-ı Fatihan”dı. Makedonyalıydı.
Bir kimse ölmedikçe daima vakti vardır. Atatürk’ün deyişiyle “Ama mesele ölmekte değil, ölmeden ideali gerçekleştirmektir.” Orası Rumeli değildir, orası Balkanlardır… Toprakları devletlerindir ama insanları bizimdir…