Balkanlar’da Türk soydaşların iç siyaseti
Belki zaman zaman Romanya da bu kapsam içine alabiliriz. Diğer yandan
bize yakın olan akraba soydaşlarımız Arnavutlar ve Boşnaklar da bu
kapsamın dışında tutulamazlar. Türkiye’nin bu bölgelere göstereceği
ehemmiyet bir bakıma 600 yıllık ortak tarihin getirdiği sorumluluktur.
Tıpkı Kıbrıs gibi. Türkiye yanı başında olan, dahilinde yaklaşık 2
milyon Türk’ün yaşadığı üstelik stratejik öneme sahip bu ülkelere
ilgisiz ve kayıtsız kalamaz. Bu olay Balkan ülkelerinin yada Kıbrıs’ın
iç işlerine karışmak değildir. Kısa tanımıyla Türkiye’nin bölgedeki
hassas çıkarlarını koruma hakkı ve görevinden kaynaklanan dış politika
çalışmasıdır. Hatta şunu da söylemek isterim ki; geçmiş yıllarda iç
siyasetin karmaşası ve çılgınlığından dolayı bazen dış politikamızda
eksiklikler yaşanmıştır. Bugün çok şükür hataların azaldığını ve dış
politikada istikrarın korunmaya başladığını görüyoruz. Türkiye
Cumhuriyeti içerde ekonomik kriz yaşıyor olsa da devlet bütçesinde dış
politika için para ayıracaktır. Örneğin Kıbrıs için gerçekten önemli
paralar harcanmaktadır. Balkanlar için de yapılan desteklerin
unutulmaması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı’nın
üstüne miras bıraktığı büyük tarihi hazine ile tabiî ki övünecek, onu
korumak için de bütçe ayıracaktır. Bölgede Türkiye’nin konum özeti
budur. Ancak bu durum anlaşılan bazı kişileri yada devletleri tedirgin
ediyor. Şimdi bu durumu biraz özetleyelim:
Komşumuz Bulgaristan’da 5 Temmuz’da yerel seçimler olacak. Burada bir Türk partisi olmasa da ağırlıklı Türk ve Müslümanların oluşturduğu Halk ve Özgürlükler Hareketi (DPS) her seçim döneminde olduğu gibi bu yıl da anahtar parti konumunda. Geçen hafta yapılan Avrupa Parlamentosu milletvekili seçimlerinde alınan sonuçlar Bulgaristan yerel seçimleri için fikir veriyor. Bu seçimler sonunda GERB %24.48, DPS % 14.21 ve ATAKA %12 oy aldılar. Muhtemelen GERB partisi ile DPS arasında bir koalisyon olabilir. Ancak diğer yandan GERB partisinin ırkçı ATAKA partisi ile yapacağı koalisyon Bulgaristan’daki Türk soydaşlara ve Türkiye’nin Bulgaristan ile olan komşuluk ilişkilerine zarar vermesinden korkuyorum. İleriye dönük öngörülerimize istinaden geçen hafta GERB partisinin gayri resmi başkanı ve mevcut Sofya Belediye Başkanı Boyko Borisov ile yapmış olduğumuz röportaj kamuoyunda yankı yaptı. Boyko Borisov, muhtemelen Bulgaristan’ın başbakanı olacak. Kendisiyle yapmış olduğumuz röportajda Türklere sıcak mesajlar verdi. İyi ilişkiler içinde olacaklarını ifade etti. Boyko Borisov’un geçmişte Türkler için söylediği bazı kötü cümleleri unutmuş değiliz. Ancak bize verdiği röpörtajın ses kayıtları önümüzdeki yıllarda bizim için önemli bir kanıt olacaktır. Umarız kimse tükürdüğünü yalamaz.
Bulgaristan’da geçen hafta yapılan AP seçimlerinde 3 Türk milletvekili Avrupa Parlamentosu’na girdi. Bunlardan biri olan Filiz Hüsmenova’nın sözde yapmış olduğu bir açıklaması Türkler tarafından tepki topladı. Filiz Hüsmenova, yaptığı açıklamada sözde Türkiye’nin Bulgaristan’ın içişlerine karışmaması gerektiğini söylemiş. Yaptığımız küçük bir araştırmada bunu haber yapanların olayı abarttığını ve Filiz Hüsmenova’nın farklı şeyler söylediği halde sözlerinin çarpıtıldığı söylendi. İleriki günlerde Filiz Hüsmenova ile yapacağımız röportajda bunları öğreneceğiz ve sizlerle paylaşacağız. Ancak yukarda da belirttiğimiz gibi Türkiye’nin bölgedeki hassas çıkarlarını koruma hakkı ve görevinden kaynaklanan dış politikasını kimse içişlerine karışma olarak yorumlamasın. Zira benzer bir olayı geçenlerde yaptığımız Kosova gezisinde yaşadım. Bazı Kosovalı Türkler, benzer ifadeleri kullanarak Türkiye’nin Kosova’daki olaylara karışmaması gerektiğini söylemeleri beni şaşırttı. Aynı şekilde geçen ay yaptığım KKTC gezisinde de bazı benzer sözleri Kıbrıslı Türklerden duymuştum. Ne oluyor beyler? Yarın bir problem yaşadığınızda ilk koşacağınız ülke Türkiye. Durmadan maddi yardım veren ülke Türkiye. Üstelik tarihi bir takım hakları olan ülke de Türkiye. Sonra bazı rantlar ve aranızda yaşadığınız çekişmeler yüzünden Türkiye karışmasın diyeceksiniz öyle mi? Sizler önce kendi içinizdeki problemleri çözün ve birlik olup iç siyasetinizi güçlendirin olur mu?
Komşumuz Bulgaristan’da 5 Temmuz’da yerel seçimler olacak. Burada bir Türk partisi olmasa da ağırlıklı Türk ve Müslümanların oluşturduğu Halk ve Özgürlükler Hareketi (DPS) her seçim döneminde olduğu gibi bu yıl da anahtar parti konumunda. Geçen hafta yapılan Avrupa Parlamentosu milletvekili seçimlerinde alınan sonuçlar Bulgaristan yerel seçimleri için fikir veriyor. Bu seçimler sonunda GERB %24.48, DPS % 14.21 ve ATAKA %12 oy aldılar. Muhtemelen GERB partisi ile DPS arasında bir koalisyon olabilir. Ancak diğer yandan GERB partisinin ırkçı ATAKA partisi ile yapacağı koalisyon Bulgaristan’daki Türk soydaşlara ve Türkiye’nin Bulgaristan ile olan komşuluk ilişkilerine zarar vermesinden korkuyorum. İleriye dönük öngörülerimize istinaden geçen hafta GERB partisinin gayri resmi başkanı ve mevcut Sofya Belediye Başkanı Boyko Borisov ile yapmış olduğumuz röportaj kamuoyunda yankı yaptı. Boyko Borisov, muhtemelen Bulgaristan’ın başbakanı olacak. Kendisiyle yapmış olduğumuz röportajda Türklere sıcak mesajlar verdi. İyi ilişkiler içinde olacaklarını ifade etti. Boyko Borisov’un geçmişte Türkler için söylediği bazı kötü cümleleri unutmuş değiliz. Ancak bize verdiği röpörtajın ses kayıtları önümüzdeki yıllarda bizim için önemli bir kanıt olacaktır. Umarız kimse tükürdüğünü yalamaz.
Bulgaristan’da geçen hafta yapılan AP seçimlerinde 3 Türk milletvekili Avrupa Parlamentosu’na girdi. Bunlardan biri olan Filiz Hüsmenova’nın sözde yapmış olduğu bir açıklaması Türkler tarafından tepki topladı. Filiz Hüsmenova, yaptığı açıklamada sözde Türkiye’nin Bulgaristan’ın içişlerine karışmaması gerektiğini söylemiş. Yaptığımız küçük bir araştırmada bunu haber yapanların olayı abarttığını ve Filiz Hüsmenova’nın farklı şeyler söylediği halde sözlerinin çarpıtıldığı söylendi. İleriki günlerde Filiz Hüsmenova ile yapacağımız röportajda bunları öğreneceğiz ve sizlerle paylaşacağız. Ancak yukarda da belirttiğimiz gibi Türkiye’nin bölgedeki hassas çıkarlarını koruma hakkı ve görevinden kaynaklanan dış politikasını kimse içişlerine karışma olarak yorumlamasın. Zira benzer bir olayı geçenlerde yaptığımız Kosova gezisinde yaşadım. Bazı Kosovalı Türkler, benzer ifadeleri kullanarak Türkiye’nin Kosova’daki olaylara karışmaması gerektiğini söylemeleri beni şaşırttı. Aynı şekilde geçen ay yaptığım KKTC gezisinde de bazı benzer sözleri Kıbrıslı Türklerden duymuştum. Ne oluyor beyler? Yarın bir problem yaşadığınızda ilk koşacağınız ülke Türkiye. Durmadan maddi yardım veren ülke Türkiye. Üstelik tarihi bir takım hakları olan ülke de Türkiye. Sonra bazı rantlar ve aranızda yaşadığınız çekişmeler yüzünden Türkiye karışmasın diyeceksiniz öyle mi? Sizler önce kendi içinizdeki problemleri çözün ve birlik olup iç siyasetinizi güçlendirin olur mu?