Balkanlar’dan bir esintiye davet
Balkan devletlerinde yaşayan/yaşamış kardeşlerimize yönelik bir kampanya başlatıyorum. Yaşadığınız veya hala yaşamakta olduğunuz iyi ya da kötü anılarınızı yazarlığını yaptığım Balkan Günlüğü Gazetesi’ ndeki köşemde yayınlayacağım. İsminizi, soy isminizi, nereden katıldığınızı, yaşınızı, hatıranızı ve hatta isterseniz o günlere ait bir resminizi kaydederek yollamanız yetecektir. Tüm bunları güvenlik açısından mail alanına kaydederek yollamalısınız. Burada yayınlayacağım hatıralarınız 7’den 70’e tüm Balkan Türkü kardeşlerime ait olacaktır. Özellikle küçük yaşlarda ki kardeşlerimizin hatıraları ile beraber resimlerini yollamalarından memnuniyet duyacağım. Amacım tüm Balkanlarda ki kardeşlerimi bir gazetede buluşturmaktır. Sizleri aramızda görmekten onur duyacağım.
Maillerinizi yollayacağınız iletişim adresi: kutahya_izmir@hotmail.com
Gazeteyi temin edebileceğiniz telefonlarımız: 0232 439 02 00, 0232 439 02 01
KAMPANYAYA İLGİ SEVİNDİRİCİ
Balkan Günlüğü Gazetesi yazarı olarak başlatmış olduğum “Balkanlardan Bir Esinti” isminde ki kampanyam umut ettiğimden daha kısa sürede ilgi gördü. Gerek gazete gerekse sosyal paylaşım siteleri aracılığı ile Balkan gençlerinden makaleler gelmeye başladı. Uzun zamandır yaşadıklarını, düşündüklerini yazmak isteyen fakat buna cesaret bulamayan Balkan Türkleri’ne kampanyam aracılığı ile bir fırsat tanımış olduğuma çok memnunum. Onların görüşlerini önemsiyorum. Türkiye Cumhuriyeti dışında yaşananlarla da ilgileniyorum. Dilerim bu kampanyam daha geniş kitlelere yayılır. Haydi, Balkanlar’da yaşayan veya yaşamış Türkler. Ellerinize kalemleri alın ve adınızı, soyadınızı, yaşınızı, memleketinizi, hatıralarınızı isterseniz bir resim ile beraber iletişim adresime yollayın.
İlk yayınlayacağım makale 22 Haziran 1990 Gostivar / Makedonya doğumlu, Trakya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü 2. sınıf öğrencisi Furkan Purde beyefendiye aittir.
MAKEDONYA GENÇLERİNİN SESLENİŞİ
Yaklaşık bir ay önce, dünyanın en büyük paylaşım ve ağ sitesi olarak kabul edilen ve 350 milyona aşkın üyesi bulunan bir sitede “ Gelin “BİR” Olalım “ isminde bir grup açtım. Amacım ülkemizdeki bu bölünmüşlüğü gençlerin üzerinden kaldırıp, Türk gençlerini tek bir çatı altında toplamak ve Türk birliğini nasıl sağlayabiliriz düşüncesiyle Türk gençlerinin özgürce tartışabileceği bir platform hazırlamaktı. Başta çok güzel tepkiler aldım. Katılım her gün artıyor, herkes kendi düşüncesini özgürce tartışıyordu. Bazı kişiler, benim TMBH ( Türk Milli Birlik Hareketi Partisi )’de üye olduğumu anladıklarında durum birden değişti. 2 hafta sonra “ Haydi Makedonya Türkleri Birliğe” isminde yeni bir grup kuruldu. Grubu kuran arkadaş da TDP ( Türk Demokratik Partisi )’liydi. Dikkatinizi çekmek istiyorum, grubun kurulmasını emreden kişilerin tek düşüncesi, diğer grubu kuran kişi TMBH’li, bizde böyle bir grup kuralım ve sayıca onlardan daha fazla olalım ki, bu birleşmeyi TDP, TMBH’den daha fazla istiyor izlenimi verelim idi! ( Bunun üzerine ben TMBH partisindeki üyeliğimden ve tüm yetkilerimden istifa ettim ).
DÜŞÜNDÜKLERİNİ DE BAŞARDILAR
Düşündüklerini de başardılar. Çok kısa zamanda benim kurduğum gruptan sayıca daha fazla oldular. Ben de, burada yazdıklarımı tüm grup üyelerine mesajla gönderdiğim zaman sert kayaya rastladıklarını anlayıp grubu kapatma kararı aldı birkaç arkadaşımız. Bu zihniyet bizi bu hale getirmedi mi? Bu mantıkla, bu düşünceyle hareket eden bir kitleden, Türk Birliği için nasıl olumlu bir davranış bekleyebiliriz ki? Benim bu grubu kurmamdaki tek amaç, Makedonya Türk gençlerinin bu siyasal bölünmeyi bir kenara bırakıp, tek bir çatı altında toplanmak ve herkesin dilinde olup da hiç kimsenin somut bir adım atmadığı bu “ Birlik “ konusunda özgürce tartışılan ve herkesin düşüncesine saygı duyulan bir platform hazırlamaktı. Herkese söylediğim, artık partiler üstü siyaset yapıp, partiler üstü tartışmaktı. Ben bu parçalanmayı bari sanal ortamdan kaldırayım, düşüncesiyle yola çıkarken, burada da bölünmemiz beni son derece üzdü. Ama şükürler olsun artık bilinçli Türk genci kimliğine kavuşmaya çalışan arkadaşlarımız sayesinde sanal ortamda da birlik sağlandı. Bu da Makedonya Türk gencinin Türk birliğini ne kadar arzuladığını kanıtlamaktadır. Grubumuz etkisini ve kitlesini büyüttükçe bazıları bu durumdan rahatsız oldular ki, Tehdit e-mail’leri almaya başladım. “Bu birliğin üstüne fazla gitme, sen zararlı çıkarsın” gibi kimden geldiğini bilmediğim postalar, beni bu girişimimden vazgeçirecek yerde bu birliğe daha da bağlanmama vesile oldu. Çevremden, tanıdığım ve tanımadığım birçok kişiden tebrik ve destek mesajları da aldım. Arkadaşlarla vardığımız mutabakat’ta, 3 siyasi parti’ye mensup bir heyet kurup, bu heyetin genel başkanlara oluşumumuzu ve kendilerinin bu konudaki düşüncelerini aktarmalarının ardından, bu doğrultuda genel başkanları aynı masaya oturtup bu birliğin sağlanması için müzakerelere başlanması ve bu girişime de bütün Makedonya Türkleri’nin katılmasına karar verdik. Heyetimizi kurduk ve çalışmalara başladık. İlk olarak THP ( Türk Hareket Partisi )’ye mensup görevlimiz, THP Genel Başkanı Sayın Adnan Kâhil ile görüştü. Görüşmede Kâhil, bu birliği arzuladığını ve her şartta birliğin sağlanması için anlaşmaya hazır olduğunu belirtti. İkinci adresimiz TDP oldu. Görevli arkadaşımız TDP Genel Başkanı Sayın Kenan Hasipi ile yaptığı görüşmede Hasipi, bu birliği tabii ki istediğini fakat altını ısrarla çizerek birliğin sadece TDP çatısı altında olması gerektiğini ve bunu sonuna kadar savunacağını belirtti. Bende grubumuzun TMBH görevlisi olarak, 27 Ekim Salı akşamı, TMBH Genel Başkanı Sayın Erdoğan Saraç’la görüştüm. Kendisi bana, bu birliğin sağlanması için TMBH’yi kurduklarını ve bugüne kadar yayınladıkları birlik çağrılarından bahsetti ve sözlerine şöyle devam etti : “Artık Türklerin arasında fikir ve görüş ayrılığı olduğu ortadadır. Bugün Makedonya’da iki grup Türk vardır. Türklüğe hizmet edenler ve Türklükten geçinenler. Bu bir gerçektir ki, Türklüğe hizmet etmiş ve hizmet edenler, asla Türklükten geçinenlerle aynı çatı altında olamazlar “
3 GENEL BAŞKANIN FİKİRLERİ
Genel Başkanlar düzeyindeki görüşmelerimizi tamamlayıp 3 genel başkanın fikirlerini tüm grup üyelerimizle paylaştık ve bu durumu tartışmaya açtık. Genel başkanların düşünceleri bizleri tabii ki de tatmin etmedi. Türk gençlerinin artık, sadece sözde kalan ve bugüne kadar somut adım atılamayan bu birlik görüşlerine karınları bir hayli tok. Bizler artık yetkililerden somut adımlar bekliyoruz. Ben Türkiye’den birçok kişi ve kuruluştan destek alırken, Makedonya’daki Türk kuruluşlarından, başta Türk sivil toplum kuruluşları ve medya mensupları, tarafından maalesef en ufak bir destek alamadım. Bu durum üzücü olduğu kadar, çok manidar bana göre. Bizleri parçalayan ve olası Türk birliğinin sağlanmasından korkan karanlık eller yine çalışıyor gibime geliyor. Bu karanlık güçler bizleri tavandan bölmeyi başardılar ama bu sefer birliğe köstek olamayacaklar çünkü bu birliği taban istiyor yani halk istiyor. Artık halkımız 3–5 kişinin öngördüğü gibi hareket etmek istemiyor, artık halkımız komşusuyla, kardeşiyle, arkadaşıyla partiler yüzünden küs kalmak istemiyor. Halkımız birlik istiyor, birlik! Ben arkadaşlarıma şunu aşıladım! Bu yola çıkacağız ve bu birliği sağlayana kadar bu yoldan vazgeçmeyeceğiz! Yani bir Türk genci kimliğinin gerektirdiği gibi hareket edeceğiz. Gruptaki tüm arkadaşlarımız bir partiye mensup oldukları için yorum yazmaktan, düşüncelerini paylaşmaktan kaçınıyorlar. Bu durum bize üzse de asla karamsarlığa itmiyor. Çünkü ben biliyorum ki, Türk milletinin lügatında asla “ Pesimist’lik “ ( Karamsarlık) tanımı olmamıştır ve olmayacaktır. Artık birleşmek için daha neyi bekliyoruz ki? Artık kaybedecek bir şeyimiz de kalmadı maalesef. Tam sıfır noktasındayız. Ya birlik olup Türkleri siyasi arenada hak ettikleri gibi savunup, Türkleri hak ettikleri gibi bir hayat yaşamalarına olanak sağlarız, ya da bu bölünmüşlük bizi Makedonya topraklarından siler. Çünkü bu parçalanmayla Türkler, Makedon’ların ve Makedon’ların etkisi altında kalan Arnavut’ların asimilasyon politikalarıyla başa çıkamaz. Tarihte de bu durumda başarılı olup silinmeyen bir etnik grup yok. Öncelikle ben buradan Türk medyası yetkililerinden destek beklediğimi belirtmek isterim. Zira bir toplumda medya’nın gücü ve etkisi tartışılamayacak boyuttadır. Sonra, Türk aydınlarından destek bekliyorum. Aydın olarak gördüğümüz Türk bilgeleri de artık taşın altına ellerini koysunlar. Türk sivil toplum kuruluşlarından destek bekliyorum. Ne kadar siyasete bulaşmadıklarını söylüyor olsalar da, biz biliyoruz ki Türk sivil toplum kuruluşları bugün siyasetin öngördüğü gibi hareket etmekteler.
Tüm Türk halkından destek bekliyorum.
Artık çok geç demeden, gelin bir olalım, gelin birlik olalım!
Ben bu kampanyaya “ Büyük Birlik Projesi “ ismini verdim.
Artık bu projeyi hayata geçirmenin zamanı gelmedi mi?”