Balkanlardan STK’lara uzun ince bir Yol -4

Ülkemizin değişik illerinde oldukça fazla sayıdaki Balkan kökenli STK’ların aynı uzlaşı etrafında toplanmaları; çözüm bekleyen sorunların halli ve bölgedeki tüm topluluklara daha etkin destek ile ülkemizin Balkan politikalarına sağlanacak, sağlam zemine oturmuş sivil toplum desteği açısından oldukça önemli. Yine biz biliyoruz ki, zemini olmayan, ya da yeterince sağlam zemine sahip olmayan ve böylesi zemine oturmayan, oturtulamayan yapılar, fikirler ve icraatlar kısa sürede çökmeye mahkûmdur. Kendilerinden beklenen sonucu veremezler. Bu yüzden de, bu işte zemin, geniş halk kitleleridir. Geniş STK’lar yelpazesidir. Konuya tümünün ortak edilmesi, gelişmelerden haberdar edilmeleri ve istişare dairesinde bulundurulmaları, konuya gereken ilgi ve hassasiyeti göstermelerinin sağlanması da yine oldukça önemlidir. Bugüne kadar bu olması gereken ölçüde başarılamadı. Kırgınlık ve küskünlüklerin payı burada oldukça ön plana çıkmakta. Aynı tonda ses verebilmek noktasında birliktelikler gereklidir. Her biri ayrı telden çalan, senkronize olamamış, aynı sorulara bile farklı farklı cevaplar verebilen ve hatta hiç veremeyen bu oluşumların ekserisi, günümüzde kendilerinden beklenen etkinliği bu ve benzer birçok sebepten ötürü yeterince sergileyemediler. Tek bir çatı altında aynı davaya hizmet etmek, fikir birliği, güç birliği ve el birliği yapmak, böylesi durumlar için kaçınılmazdır. Ülke içindeki birlikteliğin tesisi en çok, Balkanlarda yaşayan Evlad-ı Fatihanların ve kardeş toplulukların elini güçlendirecektir.

 

STK’LARIN HİZMET VE DESTEKLERİ

 

Sorunlarının çözümüne ve bölgedeki siyasi ve ekonomik nüfusumuzun artmasına katkı sağlayacaktır. STK’ların birlikteliği bu anlamda işin olmazsa olmazıdır. Yardıma muhtaç olan, her anlamda desteklenmesi gereken, öncelikle ve ivedilikle Balkan coğrafyasında uzun yıllar zor şartlar altında yaşayan dindaş ve soydaşlarımızdır. Ülkemizde yaşayan Balkan kökenlilerin durumu onlara kıyasla oldukça iyidir. Eğitimden- sağlığa, sağlıktan ekonomiye değin birçok konuda ileri durumdayız. Tüm bunları yan yana koyduğumuzda, mevcut STK’ların hizmet ve desteklerinin hedefinde coğrafyada yaşayan soydaş ve dindaşlarımız ile kardeş topluluklar olmalıdır. Hizmet önceliği onlara verilmelidir. Sonrasında sıra, yanı başımızdakilere nasıl olsa gelecektir. Unutulmasın ki, Balkanlar’da, dinlerini ve dillerini unutan, okuma ve yazma bilmeyen, günlük 3–5 dolara talim eden, yarı aç yarı tok gezen birçok insanımız var. Balkan coğrafyasından STK’larımıza uzayıp giden uzun ince yolda rastlanılan her renkten, dilden ve dinden insana, insan olması ortak paydasında, geçmişte yaşanılanlar bir kenara itilip hizmet sunulmalıdır. Geçmişin kirletilmiş sayfaları bir bir kapatılıp geleceğe doğru yepyeni, tertemiz, bembeyaz bir sayfa açılmalıdır. Geleceğin sağlam temelleri açısından bu olmalıdır. Onların düştüğü hataya Müslüman Türk Milleti olarak bizler düşülmemeli, bir kez daha insanlık adına, insani değerler adına tarihe not düşmeliyiz. Farklı gönüllere doğru kuracağımız köprülerimiz gökkuşağı ahenginde olabilmeli. Bu başlı başına bir erdemdir.

 

FARKLI KÜLTÜRLER

 

Ayrıca her iki taraftaki STK’lar, farklı kültürlerin barış ve kardeşlik içerisinde, bir arada yaşama sanatını benimsemesi, bunun onlara benimsetilmesi ve uygulama zeminine dökülebilmesi azminin kazandırılması için yoğun çabaya, yani fiili dualara ihtiyaç vardır. STK’ların icraatları sayesinde, farklı kültür ve medeniyet mensupları esliden olduğu gibi, birbirini daha iyi anlama, daha yakından tanıma şansını günümüzde de elde edebilirler. Balkanlar’da eksikliği had safhada hissedilen engin hoşgörü ve tolerans; farklılıkları olduğu gibi kabullenme, insana ve insan haklarına ve demokrasiye saygı noktasında toplumda yeterince yer bulmasına katkı sağlanmalı. Toplumların yeniden kucaklaşmasını sağlamada öncülük edebilecek bu tür fiiliyatlar STK’lar vasıtasıyla asıl amaçlarına ulaşabilirler. Bunlardan şaşılması halinde, oradakilerin hak ve hukuklarının korunup kollanmasına dair genel çabalarımız ötelenecektir. Bölge insanının dört gözle beklediği huzurlu ve mutlu yarınlar, bir kez daha ucu bucağı belirsiz yarınlara ertelenecektir. Zira bölge yıllardır, “Çirkin görüp çirkin düşünen, çirkin düşünürken de hayattan zevk alamayanların” elinde oyuncak olmuştur. Şimdilerde ise bu hayırlı hizmet, sayıları gün geçtikçe artan “Güzel görüp, güzel düşünebilen ve hayattan lezzet almayı bilenlerin” ayağına kadar getirilmiş durumda. Her şeyden önce STK’lar daha fazla hoşgörü ve sevgi üretebilmeli, çünkü sevgi üretenler çözümleri de kolaylıkla üretirler. Balkanlardan STK’larımıza uzanan, uzun ince bu yol üzerinde bekleyenler hepimizden daha çok gayret ve himmet beklemektedirler. Himmet, bilinçaltında bu güzellikleri barındıranlardadır. Sağlıcakla kalınız.

 

 

 

Benzer Videolar