Balkanların Medeniyet Öğretisi

19 2024 - 14:13
Balkan Günlüğü gazetesi SR Basın Yayın Ltd. Şti’ine ait olup, Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Basın İlan kurumuna kayıtlı bir gazetedir. Anadolu Ajansı’nın abonesi olan gazetemizin Balkan Haber Ajansı (BHA) isminde bir ajansı vardır.23 Aralık 2007 yılında yayın hayatına başlayan Balkan Günlüğü gazetesi, hedef kitlesi ve konsepti itibariyle Türkiye’de ilk gazetedir. Hedef okuyucu kitlesi, İzmir’deki 1,5 Milyon Türkiye genelindeki 17 Milyon civarındaki Balkan-Rumeli göçmeni yurttaşıdır. Ulusal ve Uluslararası yayın yapan gazetemizin düzenli haftalık basım adeti; 20 bin’dir.Gazetemiz,Türkiye’de 52 şehir,yurt dışında 12 ülkede ( Yunanistan,Bulgaristan,Makedonya,Kosova,Arnavutluk,Bosna-Hersek, Romanya,Hırvatistan,Sırbistan, Karadağ,Moldova,Slovenya ) okuyucusu ile buluşmakta.

Balkanların Medeniyet Öğretisi

(Last Updated On: 13/08/2017)

“Balkanlarda yıkılan her cami, eksilen her İslami müessese, kültürel anlamda yok olan her Osmanlı gelenek unsuru Türkiye’nin bu bölgedeki sınır ötesi etkinliğinden sökülen birer temel taşıdır. Türkiye artık Balkanlar’da mutlak terkin sembolü haline gelmiş olan göçler politikasının yerini alacak alternatif ara politikaların temelinde Balkanlardaki Osmanlı-İslam kültürünün canlı tutulmasının yer alması kaçınılmazdır.”

Ahmet Davutoğlu, Stratejik Derinlik, s. 55

 

Balkanlar binlerce yıldır farklı milletlerin, dillerin, kültürlerin ve dinlerin barınağı olmuştur.

Endülüs medeniyetini ilmî açıdan beslediği birikimiyle, Rönesans’a ilham kaynağı oluşuyla, Osmanlı dahil birçok imparatorluğa ev sahipliği yapmasıyla ve Avrupa Birliği’nin kuruluşundan yüzyıllar önce bile cümle aleme ‘birlik’ dersi verişiyle Balkanlar dünya tarihi içerisindeki müstesna yerini korumaktadır.

İnsanlığın düşünce birikimine önemli katkılar sunmuş olan Aristoteles, Platon, Sokrates gibi filozoflar Balkanlardan çıkmıştır. Dikkat edin, ‘antik Yunan filozoflar’ tabiri yerine felsefe profesörü Ferid Muhiç’in ifadesiyle ‘Balkanlı filozoflar’ tabirini kullanmayı tercih ediyorum. Balkanlı filozofların eserleri daha sonraki dönemlerde Müslümanlar tarafından Bağdat’ta kurulan kütüphane ve çeviri merkezinden oluşan Beyt’ül Hikme’de (Bilgelik Evi) Arapça’ya tercüme edilip Endülüs’te birçok bilim dalının geliştirilmesi ve yenilenmesine zemin sağladı. Râzi, Farabi, İbn-i Sina, Ebu-l Kasım el Zehravi, Ebu’l Vefa el-Buzcani, Birûni, El-Cezeri, İbn-i Rüşd gibi İslam tarihinin parlayan yıldızları birçok alanda eserlerini insanlığa sundular. On dokuzuncu yüzyılın ünlü Fransız düşünürü Ernest Renan 1852 yılında tamamladığı “İbn Rüşd ve İbn Rüşdçülük” konulu doktora tezinde İbn Rüşd’ü Batı’yı aydınlatan düşünür olarak tanımlamıştır. İbn-i Rüşd’ün etkisi Rönesans devri sanatçıların eserlerinde de açık bir biçimde görülmektedir.

Yazıma Balkanlardan başlamıştım, tekrar Balkanlara dönelim. Osmanlılar bu bölgede beş asır hüküm sürdüler. 14. – 17. yüzyıllar arası Balkanlarda siyasi, ekonomik ve sosyal alanlardaki istikrar sebebiyle bu tarihi döneme “Pax Ottomana” – “Osmanlı Barışı” denmiştir. Farklılıkları zenginlik olarak gören bir anlayışla Balkanları yöneten Osmanlı ayırmayı değil birleştirmeyi, nefreti değil hoşgörüyü, dayatmacılığı değil anlayışı öncelemiştir. Balkan coğrafyası da bu öncelikler sebebiyle asırlarca Osmanlı’ya kucak açmıştır.

Osmanlı’nın Balkanlardan çekilmesiyle, hatta biraz daha önceden de başlatabileceğimiz ve bugüne kadar devam eden istikrarsızlık dönemi Balkanlar için alışılagelmiş bir durum değildir. Balkanlar tarihin her döneminde farklılıkları bir arada bulundurabilme özelliğiyle diğer medeniyetlere örneklik teşkil etmiştir. Bu manada Balkanlar medeniyetlerin kaynağıdır diyebiliriz.

Tarihçi Maria Todorova, Osmanlı’nın Balkanlardaki etkisini şu sözlerle ifade ediyor: “Güneydoğu Avrupa bu süreçte yalnızca yeni bir ad kazanmakla kalmadı; aynı zamanda Balkanlar’ın varolan yapısına Osmanlı öğeleri katarak zenginleştirdi, buna dayanarak Balkanlar’ın aslında Osmanlı mirası olduğunu ileri sürmek abartılı bir ifade olmaz.” (Maria Todorova, ed. Balkan identities, Hurst&Company, London, 2004, s. 12)

Tarihe baktığımızda en büyük medeniyetler coğrafik olarak yarımadalarda oluşmaya başlamıştır. Dolayısıyla Avrupa’da medeniyet namına iz yok iken Balkanlarda medeniyet vardı. Farklı milletler, diller, kültür ve dinlere ev sahipliği yapan bu topraklar diğer medeniyetlerin oluşmasına zemin sağlamıştır.

Dolayısıyla bugün Avrupa’nın ve dahi dünyanın buralara tepeden bakan anlayış ve söylemlerini sert bir şekilde reddetmeliyiz. Torunun dedesine, çocuğun babasına saygısızlık yapması ne kadar ayıpsa, Balkanlar hakkında sarfedilen olumsuz söylemler de o kadar ayıptır. Kabul etmiyoruz ve sözü sahiplerine aynen iade ediyoruz.

Küreselleşmenin getirmiş olduğu aynılaşma ve ötekiye tahammülsüzlük hastalığına karşın, Balkanların kadim hoşgörü tecrübesini ve ortak yaşam kültürünü sahiplenmeliyiz.

Bu sahiplenme sadece biz Balkanlıların değil, insanlığın da kurtuluş reçetesi olabilir.

 

Mehmed Arif, Time Balkan

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.