Balkanların yeni sorunu: Pelyeşats Köprüsü
SARAYBOSNA/Balkan Günlüğü
Hırvatistan'ın, Bosna Hersek'in tek sahil kenti Neum'da köprü inşa ederek Dubrovnik kentini ülkenin geri kalan kısmına bağlama girişimi nedeniyle ortaya çıkan sorun, iki ülkenin de gündeminde yer almaya devam ediyor. Hırvatistan Başbakanı Zoran Milanoviç, yapılacak köprüye karşılık olarak Hırvatistan'ın Bosna Hersek'e, Adriyatik'teki Klek, Veliki Şkoly ve Mali Şkoly adalarını vereceği yönündeki iddiaları değerlendirdi. Milanoviç, Hırvatistan'ın ilk Cumhurbaşkanı Franyo Tucman ile Bosna Hersek'in ilk Devlet Başkanı merhum Aliya İzzetbegoviç arasında 13 yıl önce imzalanan ''Ülkeler Arası Sınırlar Antlaşmasını''nın bugün bile Hırvatistan Meclisi'nce onaylanmadığı, onaylandığı takdirde şu anda Hırvatistan sınırları içerisinde bulunan bazı adaların Bosna Hersek'e verilebileceğini hatırlattı. Neum'a yapılması planlanan Pelyeşats Köprüsü karşılığında bazı adaların kısmen Bosna Hersek'e verilebileceğine ilişkin iddiaları yorumlayan Milanoviç, ''Hırvatistan topraklarını satmıyorum'' dedi. Milanoviç, ''Hiçbir şekilde ne eski Cumhurbaşkanımız Tucman'ın adını anarım ne de aleyhine beyanda bulunurum. Aynı şekilde bu konunun da hiçbir şekilde sıradan günlük siyasi hesaplaşmalarda kullanılmasını istemem. Fakat gördüklerimiz, sıradan günlük hesaplaşmalardan başka bir şey değil'' ifadelerini kullandı. Anlaşmanın mecliste onaylanmasının Bosna-Hersek'le sınır sorunlarını açıklığa kavuşturup kavuşturmayacağına ilişkin soru üzerine de Milanoviç, tüm bunların birbiriyle bağlantılı konular olduğunu söyledi. Zoran Milanoviç, ''Avrupa Komisyonu ile yürüttüğümüz Pelyeşats Köprüsü'nün finanse edilmesi ile ilgili görüşmeler bizim inisiyatifimizdedir. Uluslararası hukuk gereği, bir devletin sınırının nerede olduğu bilinmelidir. Devleti temsil edenler, devletin sınırlarını bilmelidir. Bu devletin ne kadar ciddi olduğu ile ilgilidir. Ben Hırvatistan'ın ciddi bir devlet olduğunu düşünüyorum ve daha önce imzalanan bu anlaşmayı şimdi iyice dikkate almamız gerekmektedir'' diye konuştu.
Tucman-İzzetbegoviç anlaşmanın meclis onayına sunulmasının ''sürpriz bir karar'' olmadığını belirten Milanoviç, şunları kaydetti:
''Antlaşma imzalanmış. Diplomatik anlamda görüşmeler, teknik analizler yapılmış ve imzalanmış. Sınırlarımız 2005 yılına dek belirlenmişti. Bu tarihten itibaren Tucman-İzzetbegoviç anlaşması onay için olgunlaşmıştı. Fakat siyasi nedenlerden dolayı bu onay gerçekleşmedi. Bu konu önemsiz, küçük bir konu değil. Devleti yöneten yeni siyasetçiler için bu konu yeni olabilir, ancak ben bu konuyu ezberledim. Diplomat olarak da, siyasetçi olarak da ve şimdi başbakan olarak da bu konuyu ezberledim. Şimdi karşı tarafla görüşmelere başlama zamanı geldi.''