“Girne’yi Karpaz’ı Mağusa’yı, Omorfo’yu unutmazlarmış! Gençlerini bu bilinç içinde yetiştiriyorlar. Bu yerler ve tüm Kıbrıs Rumlarınmış(!)... Bu yerlere er geç döneceklermiş(!)... Bunlar böyledirler. İstanbul’u da unutmamışlar ve unutmayacaklarmış. Eee akılları ile yaşasınlar! Bizim de unutmadığımız ve unutamayacağımız çok şey vardır. Bunların başta geleni, Rum’un ne mal olduğudur... Evet, bizde güneyde bıraktığımız yerleri unutmadığımız içindir ki kuzeyde bulduklarımızı helal ve hak addediyoruz ”. 1980
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Önümüzdeki Ekim ayında buzdolabında bekletilen Kıbrıs uyuşmazlığına çözüm arama görüşmelerinin başlaması öngörülüyor. Son elli yıldır konuşulmayan konusunun kalmadığı bilinen uyuşmazlığın konuşulmamış hangi konusu konuşulacaktır? Gerçekten meraka değer doğrusu. Rumlar görüşme masasına sığıntı konumunda otururlarken çözüm heyecanını büyük ölçüde yitirmiş Kıbrıs Türkleri yinede umutlu görünmeyi yeğliyorlar. Böyle bir yaklaşımın tartışılması gerektiği kanısındayız. Umutlu görünerek çözümün sağlanamayacağı ise başka bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Karşı taraf bir yandan çözüm önerilerini dayatırken diğer yandan da Doğu Akdeniz’deki dengeleri dinamitleyerek girişimlerini sürdürüyor. İsrail ve Yunanistan’la imzaladıkları enerji anlaşmaları bu yaklaşımlarının tipik bir göstergesidir. American EnterpriceInstıtue= AEI tarafından hazırlanan rapor geçtiğimiz günlerde açıklandı. Filelefteros gazetesinde yer alan haberde adı geçen enstitünün Washington’u İsrail ve Güney Kıbrıs’ın enerji araştırmalarıyla ilgili haklarının savunmasının desteklenmesi için var olan durumu korumaya ve iki ülkeyi, komşu devletlerden, aynı zamanda Ortadoğu’daki terörden korumaya çağırdığını yazıyor. Bunun yanı sıra Mısır’da yaşanan olumsuzluklara karşın mendil büyüklüğündeki ülkenin İsrail ve Mısır’la olan sözde Münhasır Ekonomik Bölge’de doğalgaz araştırmalarının önemli olduğu nitelendiriliyor. İmzalanan anlaşma sonrasında üç ülke arasındaki ilişkilerin derinleştirilmesi de düşünülüyor. Bulunan doğalgazın yalnızca Avrupa’ya değil Uzak Doğu’ya taşınabilmesi için Süveyş Kanalından yaralanılması da öngörülüyor. Bu şekli ile de mendil büyüklüğündeki ülkenin bölgesel bir enerji merkezi olmasının da çalışmalarının yapılması kayıt altına alınıyor.
RUSLAR RAHATSIZLIK DUYUYOR
Rum Haber Ajansı KİPE konuşan Yunanistan Çevre, Enerji ve İklim Değişikliği Bakanı Yannis Maniatis; adı geçen ülkenin tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki gelişmeleri değerlendirirken yapılan çalışmaları “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tartışılmaz egemenlik hakkı” olarak değerlendiriyordu. Bütün bu gelişmelerden Rusların rahatsızlık duyduklarının da bilinmesini istiyoruz. Konuya ilişkin ara çözüm önerileri de önümüzdeki dönemde çok tartışılacaktır. Buna karşın uzlaşının sağlanacağını söylemek fazladan öngörü olmasa gerek. Görevde kalıp kalmayacağı tartışmalı olan Bay Dovner’in görevine devam edeceği kararı sonrasında müzakerelerin görüntüsünün netleştiği kaydediliyor. Görüşmelere ara verilmeden önce Bay Dovner tarafından taraflara sunulan Talat-Hristofyas’ın görüşme tutanaklarının görüşme zeminini oluşturacağı Rum basınında yer alıyor. Maraş’ın bütünlüklü çözümün bir parçası olmasına karşın sürekli olarak gündemde tutuluyor olmasını masadan kaçabilme oyunu olduğunun da bilinmesini istiyoruz. Maraş’ın geri verilmesinin yeni tur görüşmelerde olumlu bir adım olacağı beklentisine karşın Papazların başı Bay II. Hrisostomos “Maraş yıkık dökük de olsa alırız” diyor. Hangi taş kaldırılsa altından çıkan Bay Hrisostomos, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk ve tek Cumhurbaşkanı olarak tanımladığı III. Makarios’un 37. ölüm yıldönümünde Cikko Manastırında düzenlenen törende konuştu. Konuşmasında bu güne değin BM parametreleri(öngörüleri) olarak ortalık yere konulan önerileri elinin tersi ile itiyordu. “Federasyonu müzakere ederken de bunun sözde değil özde olması gerekir. Tek devlet, devleti her yerde temsil edecek ve dış politikamızı belirleyecek olan tek güçlü merkezi hükümeti kastetmemiz gerekir. Gerek AB’ne gerekse BM’e ve dünya güçlülerine; ne Türkiye garantör ülke kalmayı isterken, ne yerleşikler ata torağımızda kalırken ne de Türk askeri toprağımızı kirletirken Kıbrıs sorununun çözülebileceği mesajını vermeliyiz” diyordu.
Hiçbir zaman inandırıcı olamayan Bay Hrisostomos dolapta zeytinyağlı kıymalı dolmalar var. Dilediğinizi alıp yiyin demek istiyor mu ne?