Bayramınız Bayram ola
Allah'tan af ve mağfiret dileyerek manevi ikliminde bireysel arınmamızı toplumsal arınmayla örtüştürdüğümüz, kendine özgü emredilen ibadetlerini yerine getirmek suretiyle de nefislerimizi tezkiye ettiğimiz Ramazan ayı maddi ve manevi açıdan sosyal dayanışma, paylaşma ve bütünleşmemizin en güzel örneklerine bir kez daha binlerce kez şahitlik etmiştir. Kurulan on binlerce iftar sofraları da bunun en büyük delili olmuştur. Her güzel şey de olduğu gibi Ramazanın da bu yıla özgü olsa da bir sonu olacak illaki. Bu kerelikte olsa, kederlide, üzücüde olsa bizler hızla bu sona doğru olanca hızımızla ilerlemekteyiz. Şehr-i Ramazan bu yılda, geçmişte olduğu gibi ılık bir rüzgâr misali yine mukaddes, yine Müberra esintileri ile meltem hoşluğunda geldi geçiyor gönüllerimizden. Evlerimizden, hanelerimizden, mahallelerimizden, semtlerimizden, âlemi ruh’iyemizden, anda derin lezzetler bırakıp terki diyar eylemek üzere bir kez daha. İnananları bir kez daha boynu bükük bırakıp gitmeye hazırlanıyor. Ne diyelim ki, gitmemesi için elden gelen pek bir şeyimiz yok. Önümüzdeki yılda tekrar kavuşmak dua ve dileklerimizden başka.
KUTLU ZAMAN DİLİMİ
Biz ondan Allah için razıydık. Hurmasından, pidesinden, iftar, teravih ve sahurundan, topundan, davulundan, davulcusundan, manisinden, güllacından razıydık. Mahyalarından, namazından, niyazından, orucundan, dua ve taatinden kısaca biz onun her halinden rıza-i ilahi için razıydık. Biz onu her haliyle çok seviyoruz. İnşallah o da bizi, içerisinde bulunduğumuz hallerimizle sevmiş ve bizden razı olmuştur. O giderkenki tek tesellimiz, kutlu zaman diliminde Allah’ın (c.c.) hoşuna gidecek işler yapabilmiş olmamızdır. İnşaallah, on bir ayın sultanının hakkını verenlerden, hakkın rıza-i şerifine nail olanların safına ilhak edilenlerden olabilmiş olmamızdır. Yegâne üzüntü ise bu kutlu zaman dilimini idrak edememiş, duyarsız kalmış, görmezden gelmiş, huzur ve bereket dairesinin dışında kalanlar olmuştur. Böylesi nadir ve fevkalade zaman dilimi olan Ramazanla hayatının akışını inanç eksenli değiştirememiş, kendisine bu manada çeki-düzen verememiş, Ramazan-ı Şerife kayıtsız kalanlarımız olmuştur. Oruca ve oruçluya gereken ihtimam ve saygıyı gösteremeyenler olmuştur. Elhasıl Ramazan-ı Şerif işte böylesi yüce, işte böylesi ulvi ve meth-ü senaya layık önemli bir aydır. Kur’anda da, bu önem hakkında şöyle buyrulmakta : “Ramazan girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.” (Buharî, Savm, 5) On bir ayın sultanını diğer aylardan daha üstün ve faziletli kılan belli başlı sebepleri de şu şekilde özetlemiş alim zatlar:
- Ramazan, Kur’an ayıdır; çünkü hidayet rehberimiz Kur’an-ı Azimüşşan bu ayda indirilmiştir. Nitekim Yüce Allah: “Ramazan ayı; insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği aydır” (Bakara, 2/185) buyurmaktadır.
- Ramazan-ı Şerif, İslâm’ın beş temelinden biri olan oruç ibadetinin (Buharî, İman, 1) yerine getirildiği Oruç ayıdır. Bu husus da Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: “…Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin…” (Bakara, 2/185) Bildiğiniz gibi, Ashâb-ı kirâmın fevkalade rağbet ettiği Oruç, fazîleti ve aslî gâyesi dâimî bir ibâdet şuûru içinde nefs engeliyle mücâdele etmek ve nefsi baskı altında tutarak te’sîrini asgarîye indirebilmektir.
Yüce Allah’ın en büyük mucizesi olan Kur’an-ı Kerim’in Hz. Peygamber ( s.a.s.)’e indirilmeye başlandığı, “ bin aydan daha hayırlı ” olduğu bildirilen (Kadr, 97/1,3) Kadir Gecesine sahip ay yine bu aydır. Bu ay öyle bir aydır ki, feyizli bir hayatın yaşandığı mübârek bir mükâfât ayıdır. Allahın hazinelerinin bin bin dünyaya döküldüğü aydır. Aynı zamanda şeytanların ve şeytanlaşan insanların zincire vuruluğu ayda bu aydır.
MÜMİNLERİ BAĞRINA BASACAK
Hulasa-i kelam, geldi gelecek derken, Ramazan ayı neredeyse bitmek ve gitmek üzere. Önümüz de Ramazan Bayramı var. Yani koca bir ay Hak rızası için yemeden-içmeden kesilen müminleri bağrına basmak için dört gözle bekleyen bir bayramımız. Müminlerin bayramı. On bir ayın sultanının final günü. Bayram; düşünen ve aklını kullananlar için kendini bilmenin ve bulmanın, insanı ve insanlığı sahiplenmenin ve sorgulamanın sorumluluğunu, birbirimizi kucaklamanın, yetim ve öksüzleri sevindirmenin, yoksulları barındırmanın, selamı aramızda yaygınlaştırmanın, sevgi ve muhabbetimizi güçlendirmenin, Allahın ipine sımsıkı sarılmanın, dargınları barıştırmanın ve sonuçta birbirimizin gönlüne girebilmenin sevincini yaşamaktır. Ev ve hanelerimizin kapılarını daima açık tutalım. İkram edelim. Tebessüm edelim, gülümseyelim. Gülümseyelim ki, “Bayramı Bayram ola.” “Bayramımız bayram ola.” “Bayramınız Bayram ola.” Sağlıcakla kalınız.