Beşparmak Dağlarında Ecevit’in Sözünü hatırladım
Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 38. yıldönümü törenlerini izlemek, ayrıca 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Koşusu’na katılmak için 18–22 Temmuz 2012 tarihleri arasında Kuzey Kıbrıs’taydım. On üç yıldan bu yana her 20 Temmuz tarihlerinde Kuzey Kıbrıs’ın Girne kentinde koşulan 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Koşusu katılıyorum. Bu yıl da hem 13. defa bu anlamlı koşuya katılmak ve hem de 20 Temmuz Barış törenlerini izlemek için Kuzey Kıbrıs’a geldik ve koşunun yapılacağı Girne kentinde kalacağımız Bristol Otel’e yerleştim. Daha sonra Kuzey Kıbrıs Atletizm Federasyonu Başkanlığı’na gitmek için Girne’den KKTC’NİN Başkenti Lefkoşa’ya yola çıktık. Lefkoşa ile Girne’nin arası 18 kilometre mesafede yol Beşparmak dağları arasından gidiyor. Lefkoşa Merkeze girdiğimiz zaman Beşparmak dağlarının Lefkoşa’ya bakan tarafında bulunan Türk Bayrağı ve KKTC Bayrakları’nın görüntüleri Lefkoşa’yı seyrediyor. Bu bayraklar uçak Ercan Havaalanı’na inerken de Beşparmak Dağları’nda görülüyor. Bu sırada rahmetli Bülent Ecevit’in meydanlarda zaman, zaman kullandığı Beşparmak Dağları’nın da içinde geçtiği sözü hatırladım. Kıbrıs açısından da çok büyük anlam ifade eden Bülent Ecevit, ‘Biz milliyetçiliği Ege’nin mavi sularına yazdırdık. Biz milliyetçiliği Afyon Ovası’nda haşhaş tarlalarına yazdırdık. Biz milliyetçiliği Akdeniz’in ortasında Kıbrıs Adası’nda Beşparmak dağları’na yazdırdık” sözlerini hatırladım.
Beşparmak Dağları da Kıbrıs için sembol olan görüntülerden birisidir. Kıbrıs demek, Bülent Ecevit’in başarısı ile Atatürk Milliyetçiliğinin yazıldığı Beşparmak Dağları demektir.
İLK MESAJI ALDIĞI ANDA
Ayrıca 20 Temmuz 1974 günü sabah saatlerinden rahmetli Bülent Ecevit’in söylediği ‘Türk ordusu bu gün sabah saat 05’ten itibaren Kıbrıs’a çıkarmak yapmıştır, Bu bir barış hareketidir, barışı sadece Türklere değil Rumlara da getirmek için bu hareketi yaptık’ sözleri aklıma geldi. Ben o yıllarda 14 yaşındaydım ve bu olayları çok iyi hatırlıyorum. Kıbrıs’ta 1942 yılından bu yana yayınlanan Halkın Sesi gazetesini çoğu zaman yanıma alırım. 19 Temmuz 2009 tarihinde Halkın Sesi gazetesinde KKTC eski bakanlarından Sayın İsmet Kotak’ın ’18 Temmuz 1974’te bunu hayal edemeyenler’ başlığı ile yazdığı köşe yazısını okurken bu makalenin Kıbrıs Barış Hareketi açısında önemli olduğunu düşündüm ve buraya aynen yazıyorum.
‘Tanrı 20 Temmuz gibi bir zaferi ve kurtuluşu herkese nasip etmez. Bunu görüp, bunu yaşayanlar olarak şükretmek ve bir daha kurtulmak için böyle badireleri düşünmemek gerek… Türkiye’de Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü’den sonra Türk tarihinin nadir yetiştirdiği devlet adamlarından rahmetli Bülent Ecevit iş başında idi. İlk mesajı aldığı anda olayı çözmüştü. Yunan ve dostlarının oyunu büyüktü. Ya şimdi müdahale edilecekti ya da hiçbir zaman… Londra’ya uçarken Genelkurmay merdivenlerinde zamanın Genelkurmay Başkanı Semih Sancar’a Kıbrıs’a müdahale yetkisi veren hükümet kararını imzalayarak verip uçmuştu… 35 yıl önce alacakaranlıkta 20 Temmuz sabahını kucaklamaya hazırlanıyorduk…’
Rahmetli Bülent Ecevit’in kararlığına Kıbrıs için her zaman geçerliydi.