Binali Yıldırım, Uluslararası Türk Dünyası Sempozyumu’nda konuştu
AK Parti Genel Başkanvekili ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, "Dünya refahından Türk devletleri hak ettiği payı henüz alabilmiş değildir. Enerji, doğal kaynaklar ve stratejik topraklar bakımından dünyanın bütün ülkelerinden farklı bir konumda olmasına rağmen dünyanın refahından hak ettiği payı aldığı söylenemez." dedi.
AK Parti Genel Başkanvekili ve TDT Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım'ın himayelerinde, Türk Devletler Teşkilatının Aksakallılar Konseyi ile Kültür ve Turizm Bakanlığının desteklediği Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi 2022-2023 Akademik Yılı Açılışı ve Uluslararası Türk Dünyası Sempozyumu programı başladı.
Üniversitenin Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi Türkistan Salonu'nda düzenlenen programın açılışında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sempozyum için gönderdiği kutlama mesajı okundu.
Burada konuşan Yıldırım, Türklerin uzun süre esaret altına girmediğini, isimleri değişmişse de bağımsızlıklarına olan tutkularının hiç yok olmadığını söyledi.
Türk Devletleri Teşkilatı'nın yapısını anlatan Yıldırım, 11 Kasım'da Semerkant'ta düzenlenecek tarihi zirvede, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni de gözlemci üye olarak görmeyi arzu ettiklerini, bunun da gerçekleşeceğini, gerekli altyapı çalışmalarının sürdürdüğünü bildirdi.
"Türk devletleri ve Türkler deyince işi üyelerle sınırlı tutmak yanlıştır. Balkanlar'da, Orta Asya'da, Uzak Doğu ve Orta Doğu'da birçok ülkede bulanan soydaşlarımızı da işin içine kattığımız zaman 300 milyon nüfustan bahsediyoruz. 20 milyon kilometrekarelik bir coğrafyadan bahsediyoruz." diyen Yıldırım, üyelerle sınırlı olan 5 milyon metrekarelik coğrafyada, nüfusun 170 milyon, gayrisafi hasılanın ise 1,5 trilyon dolar seviyesinde, toplam ticaret hacminin ise 700 milyar dolar olduğunu söyledi.
Yıldırım, şöyle devam etti:
"Dünya refahından Türk devletleri hak ettiği payı henüz alabilmiş değildir. Enerji, doğal kaynaklar ve stratejik topraklar bakımından dünyanın bütün ülkelerinden farklı bir konumda olmasına rağmen dünyanın refahından hak ettiği payı aldığı söylenemez. Daha da düşündürücü olanı, Türk devletlerinin 700 milyar dolarlık bir dış ticareti olmasına rağmen bu ticaretin sadece 18 milyar dolarını kendi aralarında yapmaktadır. Bu da toplam ticaretlerinin yüzde 3'ünden azdır. Burası, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Amaç nedir? Topluluklar, insanlar ve kurumlar niye bir araya gelir? Dayanışma için, güçlenmek için refahlarını artırmak için.. O halde enerji bizde, doğal gaz bizde, petrol bizde, dünyanın namütenahi madenleri bizde, Avrasya coğrafyası bizde, batı ile doğuyu birleştiren yüzyıllar boyunca hem insanların hem malların hem de zenginliğin göç yolları olmuş tarihi İpek Yolu bizde, gel gör ki dünya refahından ve kendi aramızdaki refahı güçlendirmede hak ettiğimiz yerde değiliz."
- yüzyıl ile 21. yüzyılın başının birbirine benzer olduğunu dile getiren Yıldırım, "20. yüzyılın başında, Birinci Cihan Harbinden sonra ne yazık ki Türkler, Türk devletleri birbirinden ayrı kalmıştır. Araya demir perde girmiştir ve bu hasret 21. yüzyılın hemen öncesinde otuz yıl önce Türk devletleri, Kafkaslar'da, Orta Asya’da bağımsızlıklarını elde etmişlerdir. Bu 76 yıllık kesinti 2,5 nesil anlamına gelmektedir. İki buçuk nesil kopukluk vardır. O halde geçen 30 yıl önemli bir süredir fakat Türk devletlerinin birbiriyle entegrasyonu için henüz yeterli olmamıştır." dedi.