Bir Dir Bir Modası!

Son haftalarda takımlarda beraberlikler moda oldu. Galatasaray, Fenerbahçe, Elazığ, ardından Beşiktaş takımları birbirlerine özendiler. Ancak sezon başında bu kadar hovardaca puan harcamalarının acısı, sezon sonunda, yenilen hurmalar sonradan tırmalayacak. Bursa’dan kötü futbolun klasik temsilcisi bir Fenerbahçe geçti. Fenerbahçeli futbolcular, iki maçta soluk kestiler, ama ne hikmetse Bursaspor karşısında tık nefes kaldılar. Ne bir sistem ne de bir direnme arzuları kalmamış gibi. Bunlar adeta 2 maçlığına iyi futbola iltica etmişler dedirtti herkese. Fenerbahçe Alex’siz son iki maçını kazanmıştı. Üstelik birisi UEFA Avrupa Lig’i, diğeri ise, derbi karşılaşmasıydı. Bunun tesadüf olmadığını göstermek zorundaydı ama olmadı işte. Alex’in kovulduğu bir takımda Selçuk’un var olmasının sırrını Fenerbahçeli doktorlara sormak lazım. Kuyt ise, geldiğinde yeri göğü inleten adam, ama Bursa maçında içler acısı durumda. “Gidecek halim yok diye” bağırıyor adeta. Ya Volkan’a ne demeli?

MİLLİ MAÇ AYRI, LİG MAÇI AYRI OYUN

Romanya ve Macaristan ile yaptığı maçlarda eleştiri oklarının hedefi haline gelen formsuz ve farklı olan adam, nasıl olduysa Bursa forvetine geçit vermedi de bir puanı kurtararak takımını yenilgiden kurtardı. Yoksa hepten gözden düşecekti. “Maçı kaleci kazandırır” sözünü de her zaman savunurum. Ama eksik bir takımla Bursa’ya gidip beraberliği yakaladık diye bir puana göbek mi atalım? Bir de Bursaspor’un yapamadığını Kesimal’ın yapması ise, işin tuzu biberi oldu. Uzun süreden beri sakatlığı nedeniyle forma giyemeyen ve mecburiyetten dolayı forma bulan Kesimal, nasıl olduysa ilk on bir de şans buldu. Bulmaz olsaydı keşke. Kendi kalesine gol attı. Sosyal medya’da ki başarılarını bir de sahada gösterebilse… Bir daha ne zaman forma şansı bulur acaba?  Zaten hafta içinde revire dönen Fenerbahçe tedirgin olarak gittiği Bursa deplasmanından galip dönmesi mucize olurdu. Ancak Bursaspor’un eski tadından eser kalmadığı ve maziyi aradığı günlerde Fenerbahçe galibiyeti kaşırdı ya daha ne diyeyim.