Merhabalar çok saygıdeğer Balkan Günlüğü Gazetesi okuyucuları. Bugün ki yazımı Türk Sinema'sının " 80 ''li ve " 90 ''li yıllarının sansasyonel kişisi, genç kızların sevgilisi ve genç erkeklerin idolü çok sevdiğim (Yaşar Alptekin)'ne özel olarak ayırmak istedim. Bir dönemin fırtınalı ismi, giyimiyle, tarzıyla, davranışlarıyla, filmleriyle yaşantısıyla dikkatleri üzerine
çeken ve her zaman ilgi odağı olmayı başarmış. Kimileri tarafından çok sevilen, kimileri tarafından belki sevilmeyen, kimileri tarafından yanlış tanınan, kimileri tarafından da çok az bilinen ve benim de Tolga Savacı'dan sonra hayran olduğum idol olarak gördüğüm, benim çok da genç olduğum zamanlarda bir iki filminde figüran olarak kendisini görme fırsatını bulunduğum biri Yaşar Alptekin.
Şimdilerde ise film projeleri hakkında ve bazen de arkadaş olmuş olmamızdan .türü görüştüğümüz arkadaştan öte Candost ve bir abim olarak gördüğüm ender insanlardan. Haa bu arada hatırlatmam gerekirse Babaannesi tarafındanda hemşerim sayılır yani Arnavut Göçmeni. 1962 yılında Tekirdağ Şarköy'de doğan ve çok genç yaşta mankenlik, fotomodellik dizi ve dansçılığın yanında sinema filmlerinde bulunan yakışıklılığı ile kısa süreli 80'li 90'lı yıllardaTürkiye'nin en tanınan şöhretli çapkın olduğu hakkkında adı sıkça bahsedilen bir isim idi. Katıldığı dans yarışmasında madalya almamış olmasına rağmen o hep dansçı kimliğini korudu. Televizyonla ilk tanışması 1985 yılında Halit Kıvanç'ın programına katılması ile başladı. TRT dizisi olan Kurtuluş'ta Orhangazi'ye hayat verdi. Tabii ki sonrası ihtişamı ile beraber gelmeye başladı. Filmlerinin hepsini sıralamak isterdim fakat en dikkat çekici olan senaryonu yazdığı '' Salıncakta Üç Kişi '', '' Beyaz Bisiklet " ve " Lambada" bunlardan sadece birkaçından biri oldu.
Lambada o dönem dünyayı kasıp kavuruyordu. Türkiye'de ise en çok Yaşar Alptekin'nin Lambada filmi ile şöhrete ulaştı. Yaşar Alptekin'in dansçı karekteri filme daha bir çekicilik kazandırmıştı. Adı aşkları ile anıldı. Yaşar Alptekin ozamanların en ünlü mankeni dansçısı artisti olduğundan onunla kimse yarışamaz ve ona ulaşmak pekte o kadar kolay değildi. O dönemlere ait yazılıp çizilen okadar çok şeyleri var ki hepsini yazmaya kalksam köşem bana az gelecek biliyorum. Zaten şu an ki neslinde belki pekte umurunda olmayacak bu yazı onu da biliyorum. Anlatmak istediğim şey aslında bir insanın bu denli değişim göstermesi takdir edilecek ve şaşılacak şey olması. Şöhreti bir kenara bırakıp içindeki inanca teslim olup dünyasını bir anda değiştirmesi farklı yaşamına yönveren kendine öz tarzı. 40'a yakın filmde yer almış kendine has tarzı disko, bar, gece hayatı ve etrafında kadınların olduğu Yaşar Alptekin. Benim şimdilerde sıkça görüştüğüm ve bazen kendisini örnek olarak gördüğüm sanat dünyası ile normal bir insan arasındaki ilişkilerde en güzel örnek. Filmlerinin çoğunda çapkın, kadınların başını d.ndüren asi yakışıklı aşk adamı rolleri ile biliriz onu bazı kesimler tarafından bu yüzden hala kalıplaşmış sevilmeyen malesef hala öyle olduğu zannedilen bir isim Yaşar Alptekin. 2018 yılında tanıştığım ve tanımaktan çok memnun olduğum Yaşar Alptekin abimizin evine bir film projesi için görüşmeye gitmiştim. Eski Yaşar Alptekin olarak hayal ettiğim ve şimdi burnundan kıl aldırmaz, kaprisinden geçilmez diye düşünmüştüm fakat karşımda
bambaşka bir kişi muazzam derecede alçak gönüllü, vefakar, çok saygılı, naif ve misafirperver bir insanla karşılaştım. Çok şaşırmıştım film yapımcısı bir arkadaşımla ki ortak olarak bir yapım şirketimiz adına gitmiştik yanımdaki arkadaşımda şaşkınlığını gizleyememişti. Bizi gayet iyi karşıladı. Evini adeta mescit yapmış gibiydi evinin içi ne enteresandır ki öyle huzur vericiydi ki insan oradan çıkmaz istemez gibi bir havası vardı. Kendisine hediye olarak verilen Peygamber efendimiz (S.A.V) sakalı şerifi için kısa bir merasimde bulunduk gözlerimiz doldu çok duygulanmıştım. Evin heryerinde manevi huzur veren bir his vardı. Televizyondan basından duyduğum ve bana da hikaye gibi gelen bu değişimini bizzat kendi gözlerimle görmüş olmam Yaşar Alptekin'e olan hayranlığımı bir kat daha artırdı. Namazlarını huşu içinde kılan dilinden zikri ve duayı eksik etmeyen melek gibi bir insan oluvermiş bir de aklımda kalan ve beni etkileyen s.zü kaç yaşındasın ağabeycim dediğimde 20 yaşındayım 38 yaş ve öncesi benim için boş yaşanmamış sayarım dedi yani gençlik yıllarındaki şöhret sinemadaki fırtınalı hayatını bir hata olarak gördüğünü ve şimdi dinimi yaşayarak yeniden doğdum dediğini unutmuyorum. Bunları söylemekle beraber mesleğinin oyunculuk olduğunu kuralları olduğunu, açık uygunsuz sahneler hariç düzgün dini tarihi filmlerde yer almak istediğini de kendi ağzı ile söylemişti. Tabii ki buna benzer çok şeyler konuşmuştuk ama hepsini açıklamam mümkün değil merak edenler zaten Google'dan bakacaklardır. Yaşar Alptekin gerçekten sansasyonel hayatında da şimdiki dindar hayatıyla da her zaman haberlere konu olmuş bir isim. Geçtiğimiz günlerde çok talihsiz ve üzücü bir haber ile eşi Nilgün Altınyayla kanser hastalığından vefatı kendisi ve bizleri çok derinden yaraladı. Allah mekanını cennet eylesin. Kendisine ve kızları Asrin Alptekin'e başsağlığı diliyorum.
Yaşar Alptekin tanıdığım kişiliği, ağabeyliği, hoşgörüsü, sayınlığı, mütevazılığı, al.akg.nüllü oluşu ve yardımseverliği ile Yeşilçam'ın en kaliteli, düzgün, dürüst kişilikli mankeni, dansçısı, artisti , akt.rü olarak kalacaktır. Çünkü o BİR YAŞAYAN EFSANE (YAŞAR ALPTEKİN). Efsaneler hiçbir zaman ölmez, yaşar. Manevi dünyasında huzurlu, inançlı, imanlı dinini en muntazam yaşamaya gayret eden örnek arkadaş, dost bir AĞABEY...