- Yaşam koşullarının çok ağır olduğu, içme suyunun bulunmadığı Bihaç şehri yakınındaki eski metal fabrikasında kalan göçmenler, yaktıkları ateşlerle ısınmaya çalışıp kendi pişirdikleri yemeklerle karınlarını doyuruyor
Balkan ülkesi Bosna Hersek'te sıkışıp kalan düzensiz göçmenler, ağır kış şartlarında hayatta kalabilmek adına buldukları terk edilmiş binalarda, derme çatma çadırlarda yaşam mücadelesi vermeye devam ediyor.
Avrupa Birliği (AB) üyesi Hırvatistan'a yakın bir bölgede bulunan Bihaç şehrinin girişindeki eski bir metal fabrikası, üç yıldır göçmenlere sığınak oldu.
Batı Avrupa'ya gitmenin hayalini kuran yüzlerce göçmen, kışların çok çetin geçtiği Bihaç'ta, soğuk ve karlı havadan korunmak için bu eski fabrikaya sığındı.
Çoğunlukla Afganistan ve Pakistan uyruklu düzensiz göçmenler arasında az sayıda Bangladeşli de kalıyor. Yaşam koşullarının çok ağır olduğu, içme suyunun bulunmadığı eski fabrikada kalan göçmenler, yaktıkları ateşlerle ısınmaya çalışıyorlar.
Aralarında çocukların da bulunduğu grup, sıfırın altına düşen hava sıcaklığında, açıkta banyo yapıp marketten aldıkları ya da kendilerine yardım olarak verilen az sayıda ürünle pişirdikleri yemeklerle karınlarını doyuruyor.
Adını açıklamak istemeyen Afganistan uyruklu bir göçmen, Bihaç ve çevresinde çok sayıda Afgan göçmen olduğunu anlatarak, "Durumumuzu görüyorsunuz. Bihaç'taki insanlar iyi. Bize yardım ediyorlar." dedi.
Ne zaman Hırvatistan'a geçmek isteseler şiddete maruz kaldıklarını söyleyen Afgan göçmen, yaralandıkları bu zamanlarda sağlık hizmetinin kendileri için çok önemli olduğunu ifade etti.
Yardım kuruluşlarının da kendilerine gıda yardımı yaptığını kaydeden göçmen, hava sıcaklığının geceleri sıfırın altına düşmesinin ve yeniden etkili olan kar yağışının, eski fabrikadaki ağır koşulları iyice kötüleştirdiğini söyledi.
AB ülkesi Hırvatistan'a yakın olması sebebiyle Bihaç şehrinin de içinde bulunduğu Una-Sana Kantonu'nda, halen 3 bin ila 3 bin 500 göçmen olduğu tahmin ediliyor. Bu göçmenlerin bir kısmı yerel makamların idaresindeki kamplarda kalırken, bir kısmı da kendi kurdukları çadırlarda ya da terk edilmiş, harabe yapılarda hayatını sürdürüyor.
AA