Bulgaristan’da müftü sorunu AİHM’ye taşınıyor
"Tüzüğe göre Başmüftü seçimle göreve getirilmektedir. 1989 yılında çöken komünizmden sonra o karanlık dönem tarihe karıştı. Ancak şimdi de dini liderlerimizi seçebiliriz diye ümit ederken, maalesef 20 yıldır Nedim Gencev adında, komünizm döneminde Todor Jivkov tarafından atanan bir müftü, Müslümanların haklarını gasp etmeye devam ediyor. 20 yıldır bu problemler devam ediyor. Bir tarafta halk tarafından seçilen Başmüftü, bir tarafta da devlet tarafından atanan Başmüftü (Nedim Gencev)... Devlet diyor ki 'Seçilmiş Başmüftü mahkemeyi kaybetti, görevde kalamayacak. Nedim Gencev'in göreve gelmesi gerekiyor.' Bu durumun ülkede yaşayan bir buçuk milyon Müslüman için büyük bir sorun olduğu herkes tarafından anlaşılmıştır. Herkes Mustafa Hacı ile Nedim Gencev arasında problem olduğunu düşünüyor. Oysa sorun yaklaşık 2 milyon Müslüman’ın haklarının gasp edilmesidir. Müslümanlar bu haklarını geri istiyorlar. Müslümanlar çok rahatsız olduğu için protestolara başladı ve bu protestolar devam edecek. Eski komünist ajanların eylemlerine karşı haklı mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz."
MÜSLÜMANLARIN PROTESTO GÖSTERİLERİ SÜRÜYOR
Mustafa Aliş Hacı, yakında başkent Sofya'da binlerce Müslüman’ın katılacağı büyük bir protesto düzenleyeceklerini, Sofya dışındaki yerlerde Müslümanların tepkisini ifade etmek üzere zaman zaman cuma namazını camilerde değil meydanlarda kıldıklarını söyledi. Müslümanların Gencev'i kesinlikle istemediğini vurgulayan Hacı, onun komünizm döneminde televizyona çıkıp "Bulgaristan'da Türk yoktur. Müslümanların hakları verilmiştir" şeklindeki yalan açıklamalarının unutulmadığını bildirdi. Nedim Gencev'in, Başmüftülüğe girmesi durumunda tüm vakıf mülkünü satacağını, İslam Enstitüsü’nü Yeni Bulgaristan Üniversitesi adlı özel bir üniversiteye bağlayacağını belirten Hacı, müftülük sorununun tamamen siyasi olduğunu kaydetti. Mustafa Aliş Hacı, Bulgaristan Devleti’nin Gencev'i desteklediğini, buna örnek olarak, Devlet Bakanı Bojidar Dimitrov'un bir televizyon kanalında yaptığı, "Gencev artık kazanmıştır. Bunun geri dönüşü yoktur. Kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın, Nedim Gencev artık göreve gelmiştir ve biz onunla çalışacağız" yolundaki açıklamayı gösterdi. Hükümete bağlı Diyanet Başkanlığı’nın da Gencev'i tuttuğunu ifade eden Hacı, "Bulgar medyası, protestolarımızı bile yansıtmıyor. Bulgaristan vatandaşları, bu önemli sorunu dış dünyadan öğreniyor" diye konuştu.
AİHM’YE BAŞVURU
Protesto eylemlerinde sadece Bulgaristan'da sınırlı kalmayacaklarını, konuyu Avrupa İnsan Hakları Komisyonu ve İslam Konferansı Teşkilatına (İKT) götüreceklerini belirten Hacı, "Bulgaristan devletinin, gerek Müslümanların sesini gerekse yurt dışından bizi anlayan tarafların sesini duyması ve bu sorunu çözmesi gerekiyor" dedi. Haklı davalarından asla vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Hacı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz Bulgaristan vatandaşıyız, aynı zamanda Müslüman ve Türküz. Haklarımızı sonuna kadar savunacağız. Bulgar yargısı kanunları çiğnemiştir ve biz sonuna kadar direneceğiz. Müslüman halk bize 'Korkmayın, biz sizinle birlikteyiz. Biz komünizm döneminde boyun eğmedik, komünistlere teslim olmadık, bugün demokratik bir ülkede yaşadığımız için kesinlikle haklarımızı hiç kimseye çiğnetmeyeceğiz' diyor."
SOFYA’DA İKİNCİ CAMİYE İZİN YOK
Osmanlı döneminin sonuna doğru Sofya'da 82 caminin bulunduğunu anımsatan Hacı, "Bunlardan kala kala ibadete açık bir cami kaldığını" söyledi. Sofya'da ikinci bir cami için yapılan talebi belediyenin "Yer yok" gerekçesiyle geri çevirdiğini hatırlatan Hacı, bunun üzerine İKT'nin yardımıyla 27 dönümlük bir arsa satın aldıklarını bildirdi. Arsa için cami ve İslam Enstitüsü içeren büyük bir proje hazırladıklarını belirten Hacı, "O gün Sofya Belediye Başkanı olan şimdiki Başbakan Boyko Borisov'dan bu projenin hayata geçirilmesi için şahsen onay sözü aldım, ama kendisi şimdi sözünden caydı" diye konuştu. Belediye tarafından yıktırılan Burgaz kentindeki tek caminin yerine başka bir caminin inşa edilmesiyle ilgili soruna da değinen Hacı, kentte etkin olan aşırı milliyetçi ATAKA partisinin girişimleriyle meselenin yine mahkemeye getirildiğini anlattı.