Bulgaristan’da Son Durum
Bulgaristan hükümetinin 100. gününden sonra hayat pahalılığı, iç ve dış politikasında Batı Balkan ülkelerin AB adaylığı, Ukrayna’da yaşanan savaş ön plana çıkmakta. Bulgaristan AB ülkesi olsa da devlet kurumların kilit noktalarda parlamento grupların başlarında Ruslara çalışan bürokratlar ve milletvekilleri bulunmakta. DANS/Ulusal Güvenlik Kurumunda bölüm başkanların Ruslar lehinde casusluk yaptıkları ortaya çıktığında bu tez güçlenmiştir. Bazı partilerden Rusya Federasyonu Sofya büyük elçisi Elionora Mitrofonova persona nongrata ilan edilmesi istenmekte. Parlamentoda Ukrayna’ya silah, mühimmat yardımı yapılsın mı yapılmasın mı tartışmalar dinmiyor. Enflasyon yüzde onu aştı, temel gıda maddelerinde fiyatlar artışta gelir düzeyi düşük bu da nüfusun yarısından fazlası demek endişeli bir biçimde geleceğe iyimser bakmıyor.
Ukrayna’da savaş sürerken cumhurbaşkanlığı makamı hükümet bazı ülkelerde yaşayan Bulgar azınlıkların durumlarından endişeli o ülkelerin cumhurbaşkanları ve hükümetlerle görüşmeler sürdürmekte. Ukrayna’da yaşayan Bulgar asıllı vatandaşlar Bulgaristan’a gelmek istediklerini beyan edenler devlet tarafından Bulgaristan’a getiriliyorlar. Sadece Bulgar asıllı Ukrayna vatandaşları değil Bulgaristan’a Ukrayna vatandaşlarından gelenlerden de devlet tarafından otellere misafirhanelere yerleştirilip gıda ve sağılık hizmetleri verilmekte. Rusya’nın Ukrayna işgalinden ülkeyi terk eden Ukrayna vatandaşların sayısı 4 milyonu aşmakta. Dört milyon Ukrayna mülteciler AB ülkeleri tarafından sorunsuz kabul edip temel ihtiyaçları karşılanmakta.
AB ülkeleri Amerika ve Rusya’yı Suriye’de çıkarları için çıkardıkları iç savaştan kaçan AB ülkelerine sığınmak için denizleri hayatların pahasına aşarak girmek isteyen Müslüman mültecilerini kabul edilmiyorlar. Özellikle Yunan sahil hücum botlardaki sahil koruma güçleri tarafından mültecilerin botlarını şişleyerek boğulmalarına sebep olmuşlarıdır. Orta Doğu Müslüman sığınmacılarına AB ülkeleri kapıları sonuna kadar kapalı tutarken, Avrupa ülkesi Ukrayna’dan savaştan kaçan Hıristiyan mültecilerine AB kapıları sonuna kadar açık. "Adaletin bu mu dünya?" sorusu haklı olarak sorulmaktadır.
Bulgaristan parlamentosunda Batı Balkan ülkelerinden Kuzey Makedonya ülkesinin AB katılım müzakereleri başlaması için başbakan Kiril Petkov’a Kuzey Makedonya başbakanı Dimitır Kovaçevski ile antlaşıp anlaşmadığı sorusuna, antlaşma kararı bu parlamentoda alınır cevabını vermişti. Bulgaristan Kuzey Makedonya’nın AB katılım müzakerelerine başlaması için veto uygulamıştı. Vetonun gerekçesi Kuzey Makedonya Bulgaristan’ın tarihini benimsediğini bu tutumlarından vazgeçmezlerse ülkede yaşayan yaklaşık yüz yirmi binden fazla Bulgar kökenli vatandaşlarına azınlık statüsü verilmesi çözülmeden vetoyu kaldırmayacaklarını hükümet ve cumhurbaşkanı makamlarınca iki ülke arasında müzakere toplantılarda söylenmekte. Kuzey Makedonya nüfus sayımında kendisini Bulgar olarak beyan edenlerin sayısı bin iki yüzde kalması Bulgar devletini ayağa kaldırmıştır. Bulgar devleti kendilerini Bulgar ilan eden Kuzey Makedonya vatandaşlarına 86 566 kişiye Bulgar vatandaşlığı verdiklerini söyleyerek kendilerine baskı yapıldığını korktuklarından sayımda Bulgar yazılamadıklarına dikkat çekildi.
Kuzey Makedonya Bulgar tarihin benimsemesinden vazgeçmese ülkede yaşayan yüz yirmi binden fazla Bulgar kökenli K Makedonya vatandaşına azınlık statüsü verilip azınlık hakları tanınmasa AB katılım müzakerelere başlama vetosunu kaldırmayacakların en yüksek Bulgar makamlarınca K Makedonya yetkililerine her fırsatta iletilmekte.
Bulgaristan cumhurbaşkanı Rumen Radev tarafından davet edilen Arnavutluk cumhurbaşkanı İlir Meta Bulgaristan ziyareti görüşmelerinde Cumhurbaşkanı Radev Arnavutlukta yaşayan Bulgar azınlığına resmi okullarda anadil eğitimi verilmesi istedi. Arnavut devleti ülkede yaşayan elli bin Bulgar kökenli vatandaşlarına azınlık statüsü vermişti.
Bulgar devleti azınlık olarak yaşayan ülkelerin yönetimlerinden Bulgar kökenli vatandaşlarına azınlık statüsü verilmesi ve azınlık hakları tanınması istemesi ülkelerinde yaşayan bir milyona yakın Türklere ve iki milyona yakın Türkçe konuşan topluma azınlık statüsü verilmesine neden karşı çıkmakta. 1991 yılında kabul edilen anayasada Bulgaristan tek ulus devleti olarak tanımlanması ülkede yaşayan Türk ve diğer azınlıkları inkar etmekten öteye bir şey değildir. Bulgar devleti komünizm döneminde alınan kararlarını devam ederek ülkede yaşayan bir milyona yakın Türk azınlığını bir o kadar Türk dilini konuşan topluluğunu azınlık haklarını tanımayarak asimile etmeye devam etmekte.
Bulgar devletinin Başka ülkelerde azınlık olarak yaşayan Bulgar kökenli vatandaşların haklarını savunurken ülkelerinde bir milyona yakın Türk kökenli vatandaşlarına ve o kadar da Türk dilini konuşanların hakları vermemesi ikiyüzlü politika yürütüğü ortaya çıkmakta.