Bulgaristan’daki Türk izleri

İnternette Bulgaristan ajanslarında gezinirken bir haber ilgimi çekti. Haberi aynen yazıyorum.

“Bulgaristan’ın en büyük camii güneyindeki Asenovgrad’da (Stanimaka) inşa ediliyor. Kaba inşaatı tamamlanan caminin iç bölümlerin yapımından Türkiye’den yardım bekleniyor. Bulgaristan belediyeleri genelde cami inşaatı için izin vermiyorlar. Müslümanlar ülkenin en büyük camisinin inşaatı için yıllardır çalışıyor. Nüfusunun yüzde 20’si Türk asıllılardan oluşan Asenovgrad’da arazisi 2001 yılında satın alınan camii inşaatına 2007 yılında başlandı. İki minaresi olan caminin içinde kütüphane ve kurs odaları bulunuyor. Önünde geniş bahçesi olan camiinin kaba inşaatı tamamlandı. Kasabanın imamı Muhammet Ferhat; “Camimizin kaba inşaatı tamamlandı ama bundan sonra artık Türkiye’deki arkadaşlarımızdan, dindaşlarımızdan camimizin iç mimarisi konusunda yardım beklemekteyiz çünkü Bulgaristan’da bu caminin iç mimarisini yapacak o yeteneklere sahip insan yok” diyor. Kasaba halkı ise Bulgaristan’ın en büyük camisinin bir an önce ibadete açılmasını bekliyorlar.

Ben Asenovgrad’dan evliyim. Her Bulgaristan ziyaretimde oraya uğrarım. Ziyaretlerim esnasında Asenovgrad’daki caminin yanından defalarca geçtim, inşaat safhasında içine de girdim. İki minaresi, kubbeleri bakır kaplı karşıdan muazzam görüntüsü var. Hıristiyan ülkesinde yaşayan bir Müslümanın içini ferahlatacak, göğsünü kabartacak bir camii.

 

BANYABAŞI CAMİİ

 

Sofya’nın merkezinde pek büyük olmayan “Banyabaşı Camii” var. Cuma namazı esnasında Müslümanlar kalabalık nedeniyle camii dışında namaz kılmak zorunda kalıyorlardı. “ATAKA” partisi mensupları Cuma Namazı kılan cami dışındaki Müslümanlara saldırmışlardı. Bu saldırıdan sonra Sofya Belediyesi yeni bir cami inşaatı için izin kararı çıkardı. Bulgar ırkçıların hışmına uğramamaları için Sofya’da yaşayan Müslümanlar en yakın bir zamanda camii inşaatına başlanmasını bekliyorlar. Gotse Delçev’de mahalle arasında bulunun Osmanlı döneminden kalan cami sessiz sedasız zamana yenik düşüp kubbeleri yıkıldı. Karşıdan bakıldığında yanında dimdik duran minareden virane haline gelen cami olduğu anlaşılıyor. Bulgaristan Kültür Bakanlığı’nın yıkılan Gotse Delçev Camii’ni restorasyon yapılacak olan kiliseler ve camilerin listesine soktuğunu okudum. Eski Zaara Camisi de 1970 yılından beri, ana kubbesi kurşun renginde kalın bezle kaplı, etrafı inşaat görüntüsüyle sözde müze olarak açılışını bekliyor. Bulgar halkına yüzyıldan fazla bazı ülkeler tarafından, kendi çıkarları için Türk düşmanlığı aşılanmıştır. Bulgaristan’da camilere hoşgörüyle bakıldığı söylenemez. Komünizm çöktükten sonra benim doğduğum kasaba Mestanlı’da İmam Hatip Lisesi açıldı. Bu gün Bulgaristan’da camii imamları bu liseden mezun olan genç imamlardır. Lise olarak kasabadaki ikinci caminin ikinci katı kullanılıyor. İmam hatip adaylarının eğitim sürecinde kasabada barınma sorunları vardı.

 

YATILI İMAM HATİP LİSESİ

 

Bu sorun kasabaya dört katlı yeni okul inşaatıyla gideriliyor. İmam Hatip adaylarına eğitim sürecinde okulda kalma imkânı sağlanacak. Bir bakıma yeni İmam Hatip Lisesi yatılı oluyor. Mestanlı İmam Hatip Lisesi Bulgaristan’a dinler arası yeni nesil barış elçileri yetiştiriyor. Komünizm döneminde kiliseler ve camilere gençlerin gitmesi yasaktı. O dönemi bizzat yaşadığım için iyi bilirim. Türkler ve Müslümanlar anaerkil aile yapısına sahip olduklarından dolayı dinlerinden kopmadılar. Rejim, Bulgar gençliğinden tam bir ateist nesil yetiştirdi. Ateist nesil Bulgar gençliğinin topluma ne kadar zarar verdiğini yine bizzat gördüm. Birlikte yetiştiğimiz Bulgar ateist çocukların cezasına uğrayıp hayatımın 5 yılını dinim ve hürriyetim için cezaevlerinde ve sürgünlerde geçirdim. Bundan dolayı insanların hayatlarında din çok önemlidir. İnsanoğlunun barış içinde yaşaması için gençlerin camiye, kiliseye, havraya kısacası kendi dinlerinin tapınaklarına gitmeleri gerekiyor. İslam dini başta olmak üzere tüm dinler barış dinidir. Din savaşlarına eski tarihlerdeki gibi asla müsaade edilmemelidir. Özellikle Balkanlarda din özgürlüğü çok önemlidir. Osmanlı’nın Balkanlar’dan çekildiğinden bu yana ilk defa Türkiye hükümeti tarafından dine önem veriliyor. Başta Cumhurbaşkanı Sn. Abdullah Gül olmak üzere, Başbakan Sn. Recep Tayip Erdoğan ile bakanlar Balkan ülkelerini ziyaret ederek ihtiyaç olan barışı pekiştirdiler. Balkanlar uzun yıllardan beri ihtiyacı olan barışa kavuşmuştur. İslam dini hoşgörü, barış dinidir.

 

Benzer Videolar