Nedir Allah aşkına bu Balkan düşmanlığı böyle?
Rifat Sait
Bir değil, iki değil, üç değil… Belli aralıklarla düzenli olarak birileri çıkıyor, zehir kusuyor veya saçmalıyor. Bilerek yapılıyorsa halka kin ve nefret yüklemek, ayırımcılık yapmak en hafif tabiri ile kafatasçılık. Ya da bunlar değilse o zaman CAHİLLİK…
Balkanlar zaten oldukça hassas. Ateşe körükle gitmek, bu neyin kafası? Amaç nedir?
Susayım konuşmayayım diyorum ama dayanamıyorum.
Balkanlarla ne sorununuz var sizin?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk, Selanikli, Balkanlı
Türkiye Cumhuriyetinin istiklal marşını yazarı M.Akif Ersoy, Arnavut, Balkanlı
İlk Türkçe sözlüğü yazan Şemsettin Sami (Sami Fraşeri) Arnavut, Balkanlı
Osmanlı’da Arnavutlardan 38, Boşnaklardan 44 vezir görev yapmış
Türk silahlı kuvvetlerinde çok önemli komutanlar, paşalar Balkanlı
Balkan Rumeli insanları
Bu mübarek ülkeye hizmet etmişler, dilencilik ve hainlik yapmamışlar.
İçlerinden sağcı da çıkmış solcu da ama vatan haini asla çıkmamış.
Peki ama ne oldu ki Balkanları bu kadar üzüyor ve üzmeye devam ediyorsunuz?
İsterseniz neler oldu ve neler söylendi onları kısaca bir hatırlayalım.
1-En son Akit gazetesinin geçen gün verdiği manşetinden başlayalım.
“Kapımız İdlibli’ye de açık Selanikli ’ye de “
Bu nasıl bir başlık yahu? Sen Selanik’e kapı mı açıyorsun? Hangi cüretle? Selanik 29 Mart 1430 yılında Sultan II. Murad tarafından fethediliyor ki, 1453yılında fethedilen İstanbul’dan 23 yıl önce. İçinden Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu çıkıyor.
Bir kere sizin kapınız diye bir şey yok. Tam tersine bu ülkede hangi kapıyı çalarsanız bir Selanikli veya Selanik dostu açar o kapıyı. Balkanlar zaten bu ülkenin asli unsuru ve hatta çimentosudur. Kapıyı açmak istiyorsanız önce kilidin kimde olduğunu sorun.
2-Aradan çok uzun zaman geçmedi. İzmir’de İEKKK ve ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Sıtkı Şükür Er’in mübadeleyle İzmir’e gelen muhacirleri hedef alan sözlerini unutmadık. Ne demişti zatı muhterem:
“En büyük ihanet mübadeleyle gelenlerdir. Bu kente sürekli mütemadiyen ihanet ediyorlar.”
3- Meliha Akyol isimli bir siyasetçi zamanında çıkmış ve Yalova’da düzenlenen bir basın toplantısında, bölgeye göç etmiş muhacirleri hedef alarak,
“Batı Trakya’dan, oradan, buradan, kimisi doğudan gelen, kendisini ifade edemeyen ezik insanlar” ifadesini kullanmıştı.
4-Sabah gazetesi yazarı Melih Altınok’un 26 Mayıs 2019 tarihli “Dedesi babası ‘Selanik Göçmeni’ olmayan mı kaldı?’ başlıklı yazısında, Üçüncüsü ve önemlisiyse İmamoğlu biraz daha uzatırsa, Trabzonlu, Karadenizli muhafazakâr seçmenin oyuna gideyim derken eldeki fahri Yunanlı seçmenlerinden olacak.” Diye yazmıştı.
5-Yine başka bir yazar Rasim Ozan Kütahyalı Beyaz TV’de hem de canlı yayında "o ne öyle Boşnak saksosu gibi kusturmalı" gibisinden çok çirkin bir cümle kurmuştu.
6-Geçenlerde köşe yazımda yazmıştım. Bir bürokrat ile sohbet esnasında, kendisine Türkiye’de 18 Milyon dolaylarında Balkan göçmeni var dediğimde, bana dönerek şu soruyu sorması oldukça ilginçti: “Bu kadar Balkan göçmeni varsa eee o zaman Türkiye’de ne kadar Türk var? “
7-Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan 22 Ocak 2017 yılında şunları yazmıştı:
Devleti ele geçiren iki asırlık İngiliz-Yahudi güdümlü ittihatçı bürokratik oligarşi bitecek, dün olduğu gibi bugün ve yarın da herkese kol kanat gerecek Yeni Türkiye adım adım inşa edilecek biiznillah…
…Tanzimat'tan itibaren Türkiye'de ipler bu ülkenin çocuklarının elinde değil. Osmanlı zaaf gösterince ve tarihten çekilince ülkede ipleri her bakımdan azınlıklar ele geçirdi…
…İngilizlerin ve Yahudilerin güdümündeki Balkan kökenli azınlıklar, her şeyi kontrol ettiler: Sivil ve askerî bürokrasi üzerinden Batılıların vesayetine girdi Türkiye son iki asırdır. İlk asırda örtük, ikinci asırda açıkça bütün bürokrasi dışardan kontrol edilen vesayetçi ve ittihatçı ya da neo-ittihatçı şebekelerin eline geçti.
8-Habertürk’te 16 Eylül 2020'de Fatih Altaylı’nın sunduğu Teke Tek programında Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal’ın “Balkan göçmenleri Türk değildir, Türkleşmiştir” sözlerine de büyük tepkiler gelmişti.
9- Ekim 2010 tarihinde Ali Bulaç denilen şahıs şöyle yazmıştı:
“Bugüne kadar çeşitli avantajlar ve kamusal ayrıcalıklar sayesinde sahip oldukları ‘resmi Türk kimliğini sarsıntı geçireceğinden kaygı duyan kesimlerin tepkisine yol açıyor. ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ formülünü kabul edip kolayca ‘resmi Türk kimliğini resmi anayasal Atatürk milliyetçiliğini benimseyenlerin önemli bir bölümünün etnik köken olarak Türk olmayıp Balkan göçmeni, mübadili veya Kafkas muhaciri olması anlamlıdır.”
Balkanlara böyle çok saldırılar yapılıyor. Hatta bazen sistematik olarak yapılıyor. Peki ama Balkanlar dediğimiz Evladı Fatihan, karşılığında ne yapıyor? Çıkalım savaşalım kavga edelim demiyorum. Ama demokratik olarak yasal yollardan tepkiler vermek gerekli. Ancak bu ve benzeri tepkiler cılız, yetersiz ve bence gayri samimi kalıyor. Türkiye'de sayıları 20 Milyona yaklaşan Balkan Rumelili Evladı fatihan gerçekten ister ve ayağa kalkıp masaya vurursa birileri titrer ve kendine gelir. Bir daha böyle saçmalıklar yaşanmaz.
Güner Ümit’in Turnikesi ve Alevilere yapılan hakaret
Hatırlayanlar vardır. Geçmiş dönemde bu ülkede Güner Ümit isimli ünlü bir televizyoncu vardı. Turnike isimli çok seyredilen bir yarışmayı sunuyordu. Bir gün büyük bir şansızlıkla Türkiye’deki Alevileri alaya alan bir cümle kurdu. Pişman oldu, özür diledi ama adeta aforoz olur gibi silindi gitti. Çünkü gerekli tepki gösterildi.
Balkanlar hassastır, hassasiyet gösterilmelidir
Balkan göçmenleri şu anda ülke nüfusunun en az %20’sini oluşturuyorlar. Haklı, gerekli ve ısrarlı tepkiler gösterilmediği sürece Balkanlara yapılan saldırılar maalesef devam edecektir. Belli bir kesimden gelen bu lüzumsuz çıkışlar, bizler gibi Balkanlı ve muhafazakâr olan kesimleri derinden üzmektedir. Bu konuya dikkat edilmelidir. Bundan dolayı özellikle Ege, Marmara ve Trakya bölgelerinde en fazla AK Partinin zarar göreceğini, bu yüzden de bu duruma en fazla AK Parti’nin hassasiyet göstermesi gerektiğini düşünüyorum.