Çatış – Mayın
“Evet, Biz Kıbrıs Türk’ü, hiç şüphe yoktur ki dinimize ve mensup olduğumuz millete bağlı, sadık kimseleriz. Anavatanın yarattığı bütün inkılâplara ayak uydurmuş, O’nun izinden yürümeyi vazife saymış bir halkız. Bu hareketimizi hiçbir kimsenin ne tenkit etmeye ve ne de bunun yerli hükümete karşı bir isyan mahiyeti taşıdığını iddia etmeye hakkı ve selahiyeti yoktur.”
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Ukrayna’da yaşananlar, Rusya ile Birleşik Amerika Devletleri ve AB arasındaki bilek güreşine dönüşen mücadele karşılıklı ambargo tehditleri ile devam ediyor. Öncelikle şunu belirtmek istiyoruz. Ülkeler arasında yapılan bütün anlaşmaların kısa ömürlü veya günü kurtaracak türden olmadığının bilinmesi gerekmektedir. Bunun ötesinde bir kaç söylemle de siyasetçilerin konuşmaları sonrasında anlaşmaların yok sayılamayacağını belirtmek istiyoruz. Anlaşmaların kişilerle değil devletler arasında imzalandığının unutulmaması gerekiyor. Bu nedenle daha önceden planlanmış bütün işlemlere devam ediliyor. Yapılan açıklama ve konuşmaları bir anlamda dayı kabalık olarak da okumak istiyoruz. Konuya ilişkin olarak bilek güreşi yapılırken Amerikan petrol devi Exxon Mobil şirketinin Rusya’nın enerji zengini Kuzey Kutbu bölgesinde denizin derinliklerinde sondajlara başladığı duyuruluyor.
100 MİLYAR VARİL PETROL
Bölgede 100 milyar varil petrolün bulunduğu belirtiliyor. Batılıların yaptırımlardaki hedefi haline getirilen Rus Rosneft Şirketi, yapılan bu ortaklıkla Exxon Mobil şirketinin bir anlamda koruması altına alınmış oluyor. Her iki ülkenin önde gidenlerinin açıklamalarına bakacak olur isek bu çalışmanın her iki ülkenin yararına olacağını belirtiyorlar. Ortalık yerlere koydukları çatışma görüntüleri ile hepimizle dalgalarını geçiyorlar. Dalga geçme konusunda çok sayıda örneğin olduğunun bilinmesini istiyoruz. Birinci Paylaşım Savaşı’nın 100. yılında yaşadıklarımız, yüz yıl öncesindeki siyasi ve ekonomik göstergelerle bire bir örtüşmektedir. Genç işsizlerin sayısı hızla artarken Euro bölgesindeki sanayi üretiminin Haziran ayında artış göstereceği beklentilerinin aksine %0.3 gerilediği açıklandı. Bu gelişme krizin henüz atlatılamadığının da göstergesidir. Bir süre önce ekonomilerinin düzlüğe çıktığının türküsünü söyleyenler en azından yeni bir durgunlukla karşı karşıya bulunmaktadırlar. Türkiye’de de son açıklanan sanayi üretimi raporları da beklentilerin altında kalındığını gösteriyor. Yüz yıl öncesindeki gelişmeleri anımsayacak olur isek ülkeler birbirlerine saldırmak için gerekçe ve fırsat arıyorlardı. Bir suikast gerekçe gösterilerek başlayan paylaşım savaşı sonrasında beklentiler gerçekleşmediğinden olacak İ-kinci Paylaşım Savaşı yapıldı. Şimdilerde ise Ukrayna’daki gelişmelere koşut bölgemizdeki İŞİD tehdidinin yeni bir savaş trajedisine neden olabileceğine ilişkin kuşkular yaygınlaşıyor. Acaba Ü-çüncü Paylaşım Savaşı çıkacak mı sorusuna yanıt aranıyor.
PAPA TÜRKİYE’YE GELİYOR
Önümüzdeki Kasım ayında Türkiye’ye gelmeye hazırlanan Katolik dünyasının en önde gideni Papa Francisco, dünyanın dört yanında yaşanan çatışmalara dikkat çekiyor ve dünyanın Ü-çüncü Paylaşım Savaşına sürüklendiğini söylüyor. Birinci Paylaşım Savaşı sırasında ölen İtalyan askerlerinin anma törenine katılarak konuşma yapan Papa Hazretleri, dünyadaki silah ticaretine tepki gösteriyor. “Savaş deliliktir. Tek planı dünyaya yıkım getirmektir. Açgözlülük, hoşgörüsüzlük ve iktidar hırsı. Bu üçü savaşın altında yatan kararların nedenidir ve sık sık ideolojiyle haklı gösterilir” diye ekliyordu. Bu güne değin dünyada kurulmuş olan bütün imparatorlukların belli bir süre sonra devirlerini tamamlayıp dağıldıkları biliniyor. İngiliz İmparatorluğu ‘üzerinde güneşin batmadığı’ topraklar olarak tanımlanıyordu. İ-kinci Paylaşım Savaşı sonrasında başlayan soğuk savaşa koşut İngilizler sömürgelerinin yönetiminden aşamalı olarak çekilmeye başladılar. Dünyanın kuzeyindeki adalara çekilerek Birleşik Krallık adı altında varlıklarını sürdürüyorlar. 300 yıla yaklaşan birlikteliğin kaderi sizler bu satırları okuduğunuz zaman oylanmış olacaktır. İskoçlar Birlikten ayrılmaya hazırlanırlarken İngiliz Başbakanı David Cameron yaptığı duygusal konuşmada “bağımsızlık konusunda oy verilirse kalbinin kırılacağını” söylüyordu. Çok yakın bir sürede Bay David Cameron’un ‘Kırık Kalpler’ filminde başrole soyunması bize şaşırtıcı gelmeyecektir. İskoçya belirsizliğinin İngiliz ekonomisine bu sürede verdiği zararın 27 milyar dolar olduğu açıklandı.
Ü-çüncü Paylaşım Savaşının çıkmaması için emperyalist ülkeleri yönetenlere savaşın delilik olduğunu bir kez anımsatmak gerekiyor mu ne...