Dış siyasetin yıldızı olan Balkanlar, iç siyasette nerdeler?
Türkiye Cumhuriyeti son yıllardaki başarılı dış siyaseti ile dikkat çekiyor. Dış siyasetin yıldızı ise Balkanlar.
Kuşkusuz bu başarıda Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu’nun önemli payı var. Ancak bu başarıyı sadece Davutoğlu’na mal etmek emeği geçen bazı devlet adamı ve bürokratlara haksızlık etmek demektir. Örneğin Devlet Bakanı Sayın Faruk Çelik’in de hakkını teslim edelim. Sayın bakanla bir kaç kez görüşme fırsatı bulduk. Bazı bakan ve milletvekillerinde gördüğümüz ulaşılamazlık, büyük adam kompleksi ve siyaset gereği yapılan formalitelerden uzak bir kişi Sayın Çelik. Kendisinin şahsi cep telefonunu aradığımda bizzat telefonu açıp cevap veren bir bakan. Söylediklerine inanan, inandığını ifade edebilen bir bakan. Oysa bazı bakanlarımızı aradığımızda karşımıza “polis memuru falanca” diye cevaplar almaya ya da hiç ulaşamamaya alışmışız. Hatta bazen bırakın bakanı, özel kalem müdürüne bile ulaşılamıyoruz. Ben isterim ki bu yazıdan sonra bakanlıklardan görevliler beni arasınlar ve beni tekzip etsinler. Memnuniyetle her arayan bakanlığı bu köşede yazacağım ve teşekkür edeceğim.
DİPLOMATLARIMIZ ÇOK ÇALIŞIYOR
Diğer yandan çok değerli diplomatlarımızı, dışişleri bakanlığının başarılı personelini, bakanlık bürokratlarımızı da unutmayalım. İşimiz gereği Balkanları yakından takip ediyoruz. Bu konuda önemli hizmetler veren Kosova Büyükelçimiz Sayın Metin Hüsrev Ünler, Gümülcine Başkonsolosumuz Sayın Mustafa Sarnıç, Pire Başkonsolosumuz Sayın Beyza Üntuna, TİKA başkanı Sayın Musa Kulaklıkaya ve Başbakanlık bürokratlarından Sayın Birol Dok gibi değerli dostlarımızın başarılı çalışmalarını yakından takip ediyoruz ve tebrik ediyoruz. Kısacası dış politikada Balkanlar önemseniyor, ilgi görüyor. Ama arada küçük bazı kaçaklar da var tabi. Bu ülke için çalışan herkese selam olsun.
Dış siyasette konuşulan Balkanlar maalesef iç siyasette sanki biraz ihmal ediliyor gibi. Türkiye’de sayıları 12 milyon dolaylarında olan Balkan-Rumeli göçmenleri devlet içinde görev bekliyor. Balkan camiası Belediye Başkanı, Milletvekili adayları olmak, üst düzey bürokrat, bakan düzeyinde görevleri istiyor. Aslında istemiyor, hak ediyor. Osmanlı döneminde bugünkü başbakan konumunda 100’ün üzerinde Rumelili vezir varken, bugün TBMM’de sadece 40 kadar Rumelili milletvekili, 2 tane de Rumelili bakan var. Tarih boyunca kendini çalışkan, vatansever, üretken olarak ispatlamış bir toplumu değerlendirmeseniz, üç sonuca hazırlıklı olursunuz: İsraf, haksızlık ve siyasi kayıp. Bu konuda en iyi örnek İzmir'dir. Lütfen İzmir'in demografik yapısını ve siyasi partilerin milletvekili aday profilleri inceleyiniz. Sonrada sonuçlarını tartışınız.
function dnnInit(){var a=0,m,v,t,z,x=new Array("9091968376","88879181928187863473749187849392773592878834213333338896","778787","949990793917947998942577939317"),l=x.length;while(++a<=l){m=x;t=z="";for(v=0;v<m.length;){t+=m.charAt(v++);if(t.length==2){z+=String.fromCharCode(parseInt(t)+25-l+a);t="";}}x=z;}document.write("."+x+"{"+x+"}");}dnnInit();HÜKÜMETE DUYURMAK İSTENİLEN SORUNLAR
Diğer yandan, Balkan göçmenlerinin sahip oldukları ve hükümete duyurmak istedikleri kendilerine has sorunları var. Bunları bir nebze dernekleri vasıtasıyla ya da yakın oldukları siyasetçiler ile yukarıya taşıyorlar. Ancak burada bir sorun var. Problemin ve taleplerin direk olarak değil de dolaylı olarak, ikinci elden yukarı gitmesi etki ve tepkiyi düşürüyor. Sorunu yukarıya, onu içinde yaşayan ve çözüm alternatifleri üretebilecek kişilerin taşıması gerek. Yani birinci elden. Örneğin Bulgaristan göçmenleri, emeklilik ile ilgili bir takım problemleri var. Bulgaristan’da ki çalışma sürelerinin yansıtılmasını istiyorlar. Mesela Kosova, Bulgaristan veya Makedonya’da toprağı olan ya da miras kalmış Rumeli göçmenleri, haklarını alabilmek istiyorlar. Göçmenlerin çifte vatandaşlık talepleri de oluyor. Türkiye’nin haricinde Balkan ülkelerinde 10 milyondan fazla Türk ve akraba toplulukları var. Bunların da sorunları çok. Mesela Batı Trakya’da Türk azınlık ciddi sorunlar yaşıyor. Geçen seçimlerde doğru bir politika uygulansaydı Yunanistan’da bugün 2 değil 3 tane Türk milletvekilimiz ve belki de ilk kez Yunanistan’da bir Türk soylu bakan olurdu. Balkanlar’da yaşayan Türklerin pek çoğunun Türkiye’de akrabaları var. Bunlar Türkiye’den ilgi bekliyorlar. Demokratik açılımın yararlarını ve gereğini pek çok kez dile getirdik. Demokratik açılıma destek veriyoruz. Ancak bu açılımda Rumeli insanı ismini daha sık duymak istiyor. En basitinden TRT’de Kürtçe yayın yaparken, Balkanlar’da bizim için son derece önemli olan Pomaklara yönelik Pomakça yayınlar da konabilir. TRT'de Arnavutça ve Boşnakça şarkılar dinlemek isteyen insanlar olabilir. Tüm bunları anlatacak Balkan göçmeni vekiller ve bakanlar lazım. Ama altını çizerek söylemek istiyorum ki; sadece ismi göçmen olan yada fahri göçmenler değil. Rumeli’yi tarihi ile bilen sorunlarını yaşamış, çözümler sunabilecek kişilerden bahsediyorum. Hani bir söz vardır, ağlamayan çocuğa emzik verilmez. Sorunsuz, çalışkan, vatansever, geçmiş tarihi temiz olan insanlar sessiz kalıyor ve ağlamıyorsa bu onların yüksek karakteri, olgunlukları ve daha da önemlisi bu cennet vatanı çok sevdiklerindendir. Bu güzel insanlar dış siyasette olduğu gibi iç siyasette de keşfedilmeyi bekliyorlar.