Darbe üzerine komplolar : “ B planı var mıdır?”
15 Temmuz’da yaşananlara Askeri darbe kalkışması demek yanlış olur. Yaşananlar Türkiye üzerine uygulanan büyük bir terörizm eylemidir. Zira bildiğim kadarıyla Türkiye’de yaşanan diğer askeri darbelerde millette kurşun sıkılmamıştır. Kurtuluş savaşında Yunanlılar bile, TBMM’ye bomba atmadılar. Bize, Türk askerinin imanı, yiğitliği, aman dileyene, kadına ve çocuğa silah çekmediği, silahsız insanlara ateş açmadığı, 250 Bin şehit verdiğimiz Çanakkale savaşında bile beyaz bayrak taşıyanı öldürmediği öğretilmişti. İşte bu yüzden sevgili dostumuz rahmetli Erol Olçak ve 16 yaşındaki oğlu, Türk askerinin ateş etmeyeceğinden emin olarak Boğaziçi köprüsünden geçmek istediler. Ama yanıldılar. O ve diğer 160 vatan evladı acımadan şehit edildiler. Şehit edilmeden bir gün önce sevgili Erol Olçak ile İstanbul’daki ajans binasında görüşmüştük. Ayrılırken, rahmetli Erol abi, “haftaya İzmir Çeşmeye geleceğim, orada görüşürüz” demişti. Maalesef olmadı. Aynı duygu bizde de vardı. Cumhurbaşkanımız ve Başkomutanımızı Atatürk havalimanında karşılamaya gitmek istedik. Bostancı taraflarında Telekom binasının yanındaki dört tank yolu kesmişti. Tıpkı Erol Olçak gibi biz de Türk askeri bize, kendi milletinin vatandaşına kurşun atmaz dedik. Orada toplanan halk ile yürürken, üstümüze ateş açıldı. Orada bir vatandaşı şehit ettiler. Ardından üstümüzden alçaktan geçen uçaklardan ses bombası attılar. Bu seslerden etkilenen kızım ağlamaya başladı. Bütün bunlar adeta kâbus gibiydi.
Şimdi şeytanın avukatlığını yapıp, bu hainlerin acaba ikinci bir B planı var mıydı diye düşünüyorum. Bu darbe girişimin arkasında tahmin ettiğimiz ülke varsa olabilir de. Allah korusun darbenin ikinci dalgası gelebilir mi diye komplo teorisi kurmuyor değiliz. Nitekim Mısır’da da böyle olmadı mı? Ankara’dan arayan bir gazeteci de beni doğrulayan şüpheler sundu. Cumhurbaşkanımız ve Başkomutanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, darbeyi durduran aziz milletimizin sokaklardan ve meydanlardan ayrılmamasını ısrarla söylüyor. Nitekim çoluk çocuk sabahlara kadar meydanlarda demokrasi nöbetlerini tutuyoruz. Tedbiri elden kesinlikle bırakmamak gerekiyor. Uhud savaşındaki okçular gibi yerimizi asla bırakmamız lazım. Zira bu darbecilerin acaba bir B planı daha olabilir mi? Bunu sürekli kendimize sormalıyız. Hatta bu B planı belki de yıllarca sonra da işleyebilir.
Ben yürekten inanıyorum ki; bu halk imanı ve cesaretiyle darbelere asla geçit vermeyecektir inşallah. Ancak burada çok önemli bir konuya parmak basmak istiyorum ki; meydanlarda ilk gün her siyasi düşünceden vatandaşımız vardı. Sanki şimdi sadece AK Partili kardeşlerimizi görmeye başladık. Ben buradan ısrarla uyarıyorum. Meydanlara CHP’lisi, MHP’lisi, ülkücüsü, Milli görüşü, Kürdü, Alevi’si, Türkü, Romanı, Arnavut’u, Boşnak’ı… Herkes davet edilmeli, kimse dışlanmamalı, birlik içinde olunmalıdır. Bu son derece önemlidir.
Bir diğer komplo teorisi, çok sayıda gizli kalmış Fetocu polis veya askerlerin olduğu ve daha sonra devreye girebileceği. Yakalanan darbecileri salıverilme ihtimali. Dediğim gibi bir komplo teorisi işte. Ama dikkat edilmeli. Komplo bu ya, bazı kötü niyetlilerin, ilk planda güveni sağlamak için hükümetin yanında yer alıp, daha sonra içerden can alıcı hamleyi yapabilecekleri. Diğer yandan böyle bir darbenin en az bir yıldır hazırlanıyor olması gerektiği ve bunun duyulmamış olması beni korkutuyor. Darbeye destek vermese de ihmal yok mudur acaba? Samimi ve doğru insanlar bana lütfen kızmasın ve gönül koymasın. Eğer Komployu konuşacaksak darbe gecesi düğünler, toplantılar, kaçırılmalar… İlginç. Müfettiş kökenli olduğum için hep şüpheciyimdir. Haşhaşilerin tarihi incelendiğinde liderleri Hasan Sabah’ın neler yapabileceğini görürsünüz. Bütün bunlar sadece korkunç bir hikâye olabilir. Ama tekerrür etmemesi için tarihten dersler almayı unutmayalım ne olur. Bu arada son günlerde birilerinin sosyal medyadan yaptığı algı operasyonları, yazılıp çizilen yalanlarla darbeye sanki destek veriyormuşçasına yazılıp çizilenler dikkatlerden kaçmıyor. Bunlar bile komploları bize hatırlatıyor. Bu tip sosyal medya yazıları çok tehlikeli ve halkı olumsuz etkiliyor. Aralarında suç unsuru teşkil eden çok sayıda yazı da var. Bu kadar kolay yazılamamalı. Takip edilmeli ve engellenmeliler. Bu işin cezası da olmalı.
Darbe, sağcısı, solcusu, Milliyetçisi, Türkü, Kürdü, Arnavut’u, bozmağı, Alevi’si, Sünni’si… Kim olursa istenmeyen ve tepki gösterilen bir olay. Zira herkes iyi biliyor ki; darbe demokrasinin katilidir. Darbe, hukuk tanımaz. Haklıyla haksızı asla ayıramazsınız. Sürekli eleştirilen dikta rejimi işte böyledir. Ekonomi biter, dolar ve altın fırlar, işsizlik yükselir, Enflasyon tekrar merhaba der, yatırımlar durur. Darbe bir ülke için felakettir. İşte bu yüzden halkın tamamı darbeye hayır der, şiddetle tepki gösterir. 12 Eylül darbesinde bile ülkede anarşizm ve kaos var diye darbe yapıldı. Hâlbuki şimdiki Türkiye’de yollar, köprüler, barajlar yapılıyor, dünyanın ilk on ekonomisinde yer alınıyor, uzaya uydular atılıyor, anarşizm yok, Türkiye dünya liderliğine oynuyor. Ülkesini seven her vatansever ister sağcı olsun ister solcu ülkenin gerilere gitmesini asla istemiyor. Hep söylüyoruz. Herkesin bir planı vardır. Onların üstünde de Allah’ın bir planı vardır. Sadece Türklerin değil, Suriyelilerin, Irak’ın, Libya’nın, Orta Asya’nın, Filistin’in, Kosova’nın, Bosna’nın, Balkanların umudu olan bu aziz ülkeyi Allah inşallah zayi etmeyecektir.
Rifat Sait
24. Dönem İzmir milletvekili
Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BASAM) Başkanı